Merkez üssü Maraş-Pazarcık-Elbistan olan deprem geniş bir bölgede büyük bir yıkıma yol açtı. Böyle bir yıkım karşısında her alana yetişmek elbette çok zordur. Ama öncesinde yıkıma hazırlıklı olmak yetişme zorluğunu asgariye indirir.
AKP iktidarı 20 yıldan uzun süredir depreme yönelik belki de tek hazırlığı 12 Kasım 2022’de yapılan “Çök-kapan” komedisi oldu. Bunun dışında başta 5’li çete olmak üzere inşaat şirketlerine yağlı ihaleler verildi. Depreme dayanıklılığı değil, yandaş inşaat şirketlerinin ve müteahhitlerinin kendi ceplerini doldurmalarını esas aldılar. Böyle bir gerçekliğe rağmen deprem olduğunda zerre utanmadan yıkım ve kayıpların pek olmayacağını söyleyecek kadar ahlaksız olduklarını kanıtladılar. Nitekim 12 Kasım 2022’de yapılan “çök-kapan” komedisinden sonra böylesi ahlaksızca açıklamalar yapıldı.
Maraş depremi sonrasında reisleri Erdoğan depremin ardından deprem yaşanan bölgelerde sadece kayyım ile AKP-MHP belediye başkanlarını aradı. Diğer illerde ise valileri aradı. Kuşkusuz böylesi bir yıkım sonrasında reisin kimi aradığının hiçbir önemi yok. Ama yapılan açıklamalara göre muhalif düzen partilerinin kazandığı belediye bölgelerine arama-kurtarma ekipleri dahi gitmemişti. İnsanların kendi imkanlarıyla arama-kurtarma çalışması yaptığı belirtiliyor. İşte tam da bu noktada iktidarın birçok baskı ve zor aygıtı devreye girdi.
Depremle ilgili açıklama yapan RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, “Manipülatif yayınları görmezden gelmemiz mümkün değil” diyerek, muhalif basın ve gazetecileri hedef alırken, Emniyet Genel Müdürlüğü is yaptığı açıklamada 63 kişi hakkında “yasal” işlem başlatıldığını duyurdu.
Özcesi AKP’nin baskı ve zor aygıtları hemen harekete geçerek herkesin gözlerinin önünde yaşanan gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyor. Ki, bu pratikleri 20 yılda gerçekleşen tüm “felaketlerde” hep sergilendi. Şimdi ise depremin yol açtığı yıkımın altında kaldılar.
Bir Kızıl Bayrak okuru