Halkı ölüme sürükleyen AKP-MHP rejiminin şefleri yıkımın olduğu bölgelere gidip utanmadan propaganda amaçlı konuşmalar yapıyor. AKP’li politikacıların kitlelerde tiksinti yaratan bu tutumlarından daha beterini, bu rejimden beslenen birtakım ucube tipler sergiliyor.
Sermaye iktidarının “uzmanlık” ya da “akademik kariyer” bahşettiği bu kişilerin açıklamaları, “hilkat garibeleri” denebilecek bir “türün” yaratıldığına işaret ediyor. Zira böyleleri, kendilerine makam bahşeden rejime yaranmak için öyle sözler sarf ediyorlar ki, bu tutumlarını tanımlamak için sözcük bulmak mümkün olmuyor.
İlkin Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi “Fizik” Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali İhsan Göker rejimin hilkat garibelerinden biri olduğunu ispatlayan şu sözleri sarf etti:
“Deprem veya binalar öldürmez, Allah öldürür. O da eceli geleni. Depremde ölenler aynı anda Mars'ta bile olsalar yine öleceklerdi.”
Bu tiplerden bir diğer ise, Kocaeli Üniversitesi “Afet Yönetimi Uzmanı” Doç. Dr. Serpil Gerdan’dır. Uzman kılıklı bu “akademisyen” de en az önceki kadar pişkin biri olduğunu gösteren şu sözleri sarf etti:
“İlk 72 saatte vatandaşın, hiç kimseden yardım beklemeden, devlete yük yerine katkı olması gerekir. Afetzede olabilir, ama enkaz altında değilse kendi başının çaresine bakmalı.”
Bu kokuşmuş zihniyete göre, 72 saat geçince, yani enkaz altında kalanlar da öldükten sonra “vatandaş devletten yardım isteyebilir.”
İşte sermayenin temsilcisi olan Saray rejimi, yetiştirdiği bu hilkat garibelerine “uzman/akademisyen” etiketi yapıştırıp onları kurumların başına yerleştiriyor. Bu zihniyettekilerin yönettiği bir ülkede "felaketler" de kaçınılmaz oluyor. Emekçiler böylelerinin ürediği bataklığı kurutana kadar yazık ki büyük acılar da son bulmayacaktır.