12 Eylül askeri faşist darbesinin 38. yıldönümü dolayısıyla basın açıklaması yapılarak 12 Eylül rejiminin 38 yıldır sürdüğüne dikkat çekildi.
Saat 12.30'da Taksim'deki Kazancı Yokuşu başında toplanılarak “Darbeciliğe karşı demokrasi için mücadele” yazılı ozalit açıldı.
Eylemde '78'liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can konuşma yaptı. 1 Mayıs 1977 Katliamı nedeniyle Kazancı Yokuşu'nda toplandıklarını belirten Can 12 Eylül döneminde katledilen tüm devrimciler için 1 dakikalık saygı duruşu çağrısı yaptı. Saygı duruşunun ardından konuşmasını sürdüren Can 12 Eylül döneminde yaşanan işkence, fişleme, gözaltı, tutuklama ve ihraçlara dair rakamlar sundu. 12 Eylül yasaları ve anayasasının hâlâ geçerli olduğuna dikkat çeken Can, OHAL adı altında bir darbe süreci yaşandığını söyledi.
“12 Eylül’de ve bugün yasalar askıda”
Ortak metin '78'liler Girişimi'nden Yunus Bircan tarafından okundu. “Bugünkü rejimin kendi sistemini kurduğu gibi 12 Eylül darbecilerinin de ilk yaptıkları iş, anayasal parlamenter düzeni ortadan kaldırmak oldu. Kendilerinden oluşan beş kişilik Milli Güvenlik Konseyi adı altında ülkeyi üç yıl anayasasız, parlamentosuz, yargısız yönettiler. Ağızlarından çıkan her emir kanun oldu” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle sürdü: “12 Eylül askeri darbesinin bilançosu vahşet boyutunda ağır oldu. Milyon gözaltı, sayısız işkence, işkencede ölümler, 50 idam, hâlâ bulunamayan gözaltında kayıplar, yasaklanan ve yakılan milyonlarca kitap, dergi, gazete, işinden, okulundan atılan on binlerce işçi, memur, öğrenci, öğretim görevlisi, pasaport verilmeyen, vatandaşlıktan çıkartılan, fişlenen ve yaşamları paramparça edilen milyonlarca insanımız ve cezaevlerindeki katliamlar...”
“Amerikancı darbe toplumsal muhalefeti tasfiye etme amaçlıydı”
1970’li yılların toplumsal muhalefetini ve özgürlükçü, sol düşünceyi tasfiye etmeyi amaçlayan 12 Eylül darbesinin gerçekleştiği Türkiye’nin, Ortadoğu’da da ABD emperyalizminin ve İsrail’in çıkar bekçisi yapıldığına dikkat çekilen açıklamada 1983’ten beri kurulan tüm hükümetlerin darbe zemini üzerinde yükseldiği ifade edildi. ABD tarafından, Sovyetler Birliği’ni kuşatmak amacıyla ortaya atılan Yeşil Kuşak projesinin karşılığı olarak ortaya çıkan “Türk-İslam” sentezine de değinilen açıklamada 12 Eylül’ün tüm temel kurumlarıyla beraber hâlâ sürdüğüne vurgu yapıldı.
“Darbe sermayenin çıkarınaydı”
Açıklamada, 12 Eylül’ün sermaye sınıfının ihtiyaçları doğrultusunda hayata geçirildiğine ve AKP iktidarının da sermayenin çıkarlarının bekçisi olduğuna şu ifadelerle dikkat çekildi: “12 Eylül darbesinden hemen sonra Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Halit Narin; ‘şimdiye kadar onlar (işçiler) güldü, şimdi sıra bizde’ diyerek bu darbe ile neyi amaçladıklarını açıkça itiraf etmişti. Devlet ve yönetenler tekçi rejim anlayışı ile ‘Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz’ ifadesiyle 12 Eylülcü kodamanları takip edecekti.”
Açıklama, darbe rejiminin 38 yıldır halkı baskı altına aldığına dikkat çekilerek sona erdi.
Açıklama sırasında “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Darbeciler yargılansın!”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul