1 Mayıs’ta Saraçhane’den Taksim’e yürümek istediği için 3 Mayıs sabahı evleri basılarak tutuklanan ve halen 25’i tutuklu 30 kişinin yargılandığı dosyanın ilk duruşması görüldü. Mahkeme heyeti 25 kişi olan tutukluların tamamının tahliyesine karar verdi.

***

Duruşma öncesi İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri adliye önünde eylem yaptı. Eyleme BDSP ve DGB’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü katıldı.

Eylemde Üniversite Öğrencileri adına yapılan konuşmada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün yanımızdaki adliyede yargılanacak olan; ifade ve eylem özgürlükleri ile beraber adil yargılanma hakları yok sayılan birçoğu üniversiteli 28 arkadaşımızı almak için buradayız. Tarihimiz bizlere kimlerin haklı, kimlerin suçlu olduğunu apaçık gösterse de ısmarlama kararlarla, tamamen hukuksuz yargı süreçleriyle iki ayı aşkın bir süredir tutuklu bulunan arkadaşlarımızı almadan buradan gitmiyoruz.”

Ardından 1 Mayıs tutuklularından tahliye olan Çağla Tanışlar yaptığı konuşmada şunları ifade etti:

“19 a 28 adımlık bir avluda, tel örgülerle çevreledikleri hapishanelerde bizlerin sineceğini düşündüler. Tecrit koşullarıyla direncimizi kırmaya çalıştılar. Gözaltı sürecinden itibaren uygulanan her baskı göz dağı vermek içindi. Bizleri tutuklu yargılayarak okullarımızın aksamasına ve işlerimizin son bulmasına sebep oldular. Haklı olan sinmez, haklı olan düşmez, haklı olan korkmaz. Tek bir an bile geri adım atmadığımız bu mücadelede tarih bizden yana olurken, onurlu mücadelemizi ve demir gibi sağlam irademizi kırma hayallerine kapılanlar diğer hezimetleriyle birlikte yine aynı tarihin tozlu sayfalarına gömülecekler. Tutsak ettikleri tek şey bedenlerimiz kelepçelenen tek şey ellerimizdi. Bizler bir iradeyi örmenin verdiği haklılıkla her zaman hürdük. Bu memleketin halkı için direnen tüm arkadaşlarımızı arkada tek bir kişi kalmayana kadar almakta ısrarcı olacağız.”

Ardından 1 Mayıs tutsaklarının birinin babası yaptığı konuşmada tüm tutsaklar için özgürlük ve adalet talep etti.

Hepsini Alacağız Platformu adına yapılan konuşmada 1 Mayıs yürüyüşünün sürdüğü vurgulanarak “Taksim Meydanı bizim, arkadaşlarımızı da meydanı da geri alacağız” denildi.

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu adına yapılan konuşmada şu ifadelere yer verildi:

“Bu saldırılar bizi durduramayacak! Haklı ve meşru mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Onlar kimse ses çıkarmasın istiyorlar çünkü kirli savaş politikalarına devam etmek istiyorlar, gençler geleceksiz çaresiz kalsın istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz! Sermaye düzeni ve onların temsilcileri ne yaparlarsa yapsınlar fiili meşru mücadeleyi yükselteceğiz. Seçimlerden ya da bekleyerek ya da bir yerden medet umarak değil. Taleplerimizde meydanlarda, fabrikalarımızda, okullarımızda olacağız.”

SEP adına yapılan konuşmada “Patron yanlısı Mehmet Şimşek’in kemer sıkma politikalarına, iş cinayetlerine, çocuk istismarına, kadın cinayetlerine karşı mücadele eden devrimciler bu ülkenin yüz akıdır! Baskılar gözaltılar tutuklamalar mücadeleyi engelleyemez” denildi.

EHP adına yapılan konuşmada “Anayasada yazan hakkımız için mücadele veriyoruz. Bu coğrafyanın işçileri emekçileri mücadele alanlarında toplanmazsa işçi sınıfı açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilir” denildi.

DEM Parti adına yapılan konuşmada birleşik mücadele çağrısı yapıldı ve şunlar ifade edildi:

“İktidar hiç kimseye özgürlük alanı tanımayarak ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Anayasayı çiğneyerek bu ülkeyi yönetemezsiniz. Krizin derinleştiği bu süreçte çözüm bulamayan AKP iktidarı halklara, sosyalistlere, işçilere saldırarak iktidarını sürdürmeye çalışıyor.”

Halkevleri adına yapılan konuşmada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün bu davada 30 kişi yargılanıyor. O gün Taksim’e binlerle yürüdük. O gün binlerce emekçinin kalbi Taksimdeydi. Bu dava sadece örgütlü güçlere yönelik değil! Onlar bu halka savaş açmış durumda ancak hangi baskı okula aç gittiği için bayılan çocukların gerçeğini saklayabilir. …1 Mayıs bir kırılma noktasıdır. Normalleşme diye sınır çizenlere 1 Mayıs barikatlarında en güzel cevap verilmiştir.”

Eylemde CHP de konuştu. Ortak basın metninde 1 Mayıs günü İstanbul’da yaşanan azgın saldırı ve OHAL’e dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:

“Bu savaşın bir tarafında 10bin lira maaşla yavaş yavaş öldürülmek istenen emekliler, sefalete mahkum edilen işçi-emekçiler, özgürlükleri ellerinden alınmak istenen kadınlar, gelecekleri çalınan gençler, iradesine kayyum atanmasına karşı çıkanlar vardır. Şüphesiz ki biz bu taraftayız.
Tam karşımızda ise, IMF programlarını halkın ümüğüne çökerek uygulatmak isteyenler, bankaların %300lere varan kârlarının bekçileri, bölgemizi kana bulayan politikaların tetikçileri, “siz maaşlarınıza zam istiyorsunuz diye her şey çok pahallanıyor” diyen şarlatan yalancıları, “kadınla erkeğin eşitliği fıtrata ters” fetvalarıyla kadın katili besleyicileri, ÇEDES’le çocuklarımızın aklını çürütüp MESEM’le bedenlerini çürütmek isteyen asalak patron takımının temsilcileri vardır.”

1 Mayıs’ta Taksim’e yürümenin ve direnmenin suç olmadığı vurgulanan açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:

“Belki bir bu kadar daha geliriz ‘Adalet Saray’larınızın önüne. Ama biliyoruz, adalet ‘saray’lardan çıkmayacak. Ve özgür, sınırsız ve sınıfsız kardeşçe yaşayabildiğimiz bir yarını yaratma mücadelemiz tüm sarayları yıkacak. Gecelerinde aç yatmadığımız, gündüzlerinde sömürülmediğimiz bir dünyayı kuracağız.”

Eylem boyunca “Meydanlar halka kapatılamaz!”, “1 Mayıs’a, Taksim’e, tutsaklara özgürlük!”, “Yaşasın Taksim direnişimiz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul