Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri günlerdir üniversitelerine yönelik gerçekleşen rektör atamasına karşı seslerini yükseltiyorlar. Üniversite içinde, kent meydanlarında protestolar düzenlendi, farklı illerde destek eylemleri yapıldı. Gerçekleştirilen bu anti-demokratik uygulama sadece üniversite öğrencilerinin değil; tek adam diktasının icraatlarından rahatsız olan tüm toplum kesimlerinin tepkisini topladı. AKP-MHP iktidarının bu haklı tepki ve meşru eylemlere verebildiği tek yanıt ise terör demagojisi, polis zorbalığı, kaba yalan ve tehditler oldu.
YÖK ablukasının üzerine darbe girişimini fırsata çeviren AKP müdahaleleri ile üniversitelere yönelik saldırganlık boyutlandı. İlerici birikim büyük oranda tasfiye edildi, üniversiteler gerici kadrolarla dolduruldu, eş-dost kayırmanın en pervasız örnekleri görüldü. Üniversiteler sermayenin çiftliklerine çevrilirken biz emekçi çocuklarına ise üniversite kapıları kapatılıyor...
Geleceğimiz için lise meclislerine!
Tüm bir pandemi süreci, sermayenin demir yumruğu rolünü üstlenen T. Erdoğan’ın iki dudağı arasında yürütülüyor. Biz liseliler de bunu en çıplak yaşayanlardanız. Sınav tarihlerimiz turizm sektörünün ihtiyaçları doğrultusunda bizlere sorulmadan değiştirildi, pandemi koşullarında eğitim sisteminin nasıl işletileceğine bizlerin, eğitim ve sağlık emekçilerinin, bilim insanlarının görüşleri dikkate alınmaksızın karar veriliyor... Uzaktan eğitim için gerekli imkanlar bizlere sağlanmazken fırsat eşitsizliği derinleşiyor, eğitim hakkımız alenen gasp ediliyor.
Uğruna maddi-manevi emek harcadığımız, bizlere “kurtuluş kapısı” diye sunulan üniversitelerin tablosu da farklı değil. Saray rejimi kampüsleri de kendi arka bahçesine çevirmeye çabalıyor, gerici kadroları eliyle dindar ve kindar bir gelecek yaratma hedefiyle hareket ediyor. Bu da gösteriyor ki bizim asıl kurtuluşumuz sermayeye köle, AKP’ye memur yetiştiren binalarda değil; mücadelede! Bunun için lise meclislerinde bir araya gelelim, özgürlüğümüz ve geleceğimiz için mücadeleyi büyütelim!
Devrimci Liseliler Birliği