Gençlik hareketi olarak iklim grevi ve Türkiye

Bu tablo güçlü bir toplumsal muhalefetin sahiplendiği çevre sorununa gençlik hareketinin gösterdiği duyarlılık sayesinde ortaya çıktı. Greta yaktığı kıvılcım ile dünyada bir hareketi ateşlemiştir. Önümüzdeki süreçte ülkemizde de gençliği harekete geçirecek süreçler yaşanacaktır.

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 21 Mart 2019
  • 16:25

Gençliğin iklim grevi hareketi dünyanın dört bir yanına yayıldı. Son olarak 15 Mart’ta 125 ülkede 2.083 farklı eylem gerçekleşti. 1,4 milyona yakın lise ve üniversite öğrencisinin bu eylemlere katıldığı belirtiliyor.

Öğrencilerin dünya geneline yayılan iklim grevi, 15 yaşındaki İsveçli öğrenci Greta Thunberg’in geçen yıl Ağustos ayında İsveç Parlamentosu önünde her Cuma günü tek başına yaptığı protestoyla başlamıştı. “Friydays For Future” hareketi, çok geçmeden ailelerin ve bilim insanlarının oluşturduğu organizasyonlar tarafından da desteklenmeye başlandı.

Kapitalizm insanlığı ve doğayı yıkıma sürüklüyor. Buna dair kaygı duyan çocuk ve gençler duyarlılığı yaymak için eyleme geçtiler. Bu, dünyanın her yerine yayılan bir eylem ve hareket dalgasına yol açtı. Dünya çapında gelişen süreç ve tepkisellik gençlik hareketinin yükseliş potansiyelini göstermektedir. Hareketin kendi içinde sınırları olmasına rağmen kapitalizm karşıtlığına evrilme olasılığı yüksektir. Kapitalist tekeller ve iktidarlar “iklim grevinin” kendi sınırları dışına taşmasını engellemek için, suni destekler sunuyorlar. Gerçekte eylemin altını boşaltmak, gerçek sorumluları gizlemek için egemenlerin kullandığı bir yöntem bu. Greta’ya verilmesi düşünülen Nobel ödülü de bu seremoninin bir parçası sayılır.

***

Türkiye’de ise sınırlı sayıda eylem gerçekleştirildi. İstanbul’da Atlas isimli genç, Bebek Parkı’nda, Ayvalık’ta Ege isimli genç sokakta, TED Koleji’nin ilkokul öğrencileri ise İzmir’de iklim grevine destek verdiler. Bütün sınırlarına rağmen dünyada gelişen sürece Türkiye’den yapılan katkı şimdilik yetersiz, fakat önemlidir. Türkiye’de henüz bir “orta sınıf” duyarlılığını aşamayan eylemler, dünya çapında gelişen gençlik hareketinin bugünkü ilk göstergeleridir. Bu yanıyla gençliğin politik öznelerinin müdahale etmesi, sürüklemesi ve örgütlemesi önemli bir sorumluluk olarak önümüzde duruyor. Çevre sorunu kapsamında bir duyarlılığın gençliğin yaşadığı genel sorunlarla birleştirilmesi, dünya çapındaki hareket ile birlikte geniş gençlik kesimlerinin eyleme geçmesini sağlayabilir.

Türkiye açısından dünyada yaşanan süreç aynı şekilde gerçekleşmeyebilir elbette. Yaşanan özgün koşullar, siyasal olarak içerisinde bulunulan tablo, gençlik hareketinin ve toplumsal muhalefetin içinde olduğu durum Türkiye’de yaşanan eylemlerin sınırlarını belirlemiştir. Ancak bu sınırlar bir olgu olarak önümüzde durmaktadır, gerekçe olarak değil.

Dünyada “iklim grevi” gençlik hareketi olarak öne çıksa da çevre sorununa karşı yoğun bir duyarlılık söz konusudur. Geçtiğimiz Ocak ayında ABD’de “İklim için ayağa kalk!” çağrısı ile binler bir araya geldi. Fransa’da Ekolojik ve Dayanışma Geçişi Bakanı’nı istifa ettirdi kitleler. Belçika’da, Danimarka’da kitlesel eylemler gerçekleştirildi. İsviçre’de emekçiler çevre eylemlerini emeklilik meselesi ile birleştirdiler. Bu tablo güçlü bir toplumsal muhalefetin sahiplendiği çevre sorununa gençlik hareketinin gösterdiği duyarlılık sayesinde ortaya çıktı. Greta yaktığı kıvılcım ile dünyada bir hareketi ateşlemiştir. Önümüzdeki süreçte ülkemizde de gençliği harekete geçirecek süreçler yaşanacaktır.

Ne yapmalı?

* İklim grevinin sesini her yere taşımalıyız. Dünyayı yok eden kapitalist tekelleri teşhir ederek, “İklimi değil sistemi değiştir!” çağrısını yükseltmeliyiz.

* Hareketi, muhtevasını, yaygınlığını anlatan toplantılarla dünya çapında yapılacak “iklim grevine” hazırlanmalıyız. Bu konuda duyarlı olan kişi ve kurumları yan yana getirerek çağrı yapabilmeliyiz.

* Gelişebilecek süreçte var olan sınırlarımıza takılmadan, eylem çağrıları yapabilmeliyiz. İnisiyatif ve cüret bu yanıyla önemlidir. Greta’nın, bu sorunu tek başına gündemleştirebildiğini unutmayalım.

* Çevre sorununun kaynağı olan kapitalizmi sürekli biçimde teşhir etmeliyiz. Küresel dönüşümün en önemli sebeplerinden biri, fosil yakıtların karbondioksit salınımıdır ve sanayi atıklarının da doğaya atılması sorunu iyice ağırlaştırmaktadır.

* Kapitalizmin etkin teşhiri, bu yanıyla devletlerin ve iktidarın ikiyüzlü politikalarının su yüzüne çıkması, kitlelerin politikleşmesi açısından önem taşımaktadır.

* “İklim grevi” şimdilik sınırları çevre duyarlılığı olarak öne çıksa da dünyada ve Türkiye’de gelişen süreç bunun ötesine taşabileceğini göstermektedir.

G. Umut