Dinci-gerici AKP bütün bir iktidarı boyunca eğitim alanında dinci-gerici politikalarını bir dizi uygulamayı hayata geçirdi. Bu amaçla eğitim sistemini tam bir “yap-boz” tahtasına çevirdi.
İşçi sınıfını dinci-ırkçı propaganda ile sersemletmek için özel bir çaba sarf eden saray rejimi, geleceğin işçi sınıfını oluşturacak olan gençliği de dinci-gerici eğitim politikaları ile zapturapt altına almayı, “kindar ve dindar”, sorgulamayan, rejime biat eden bir gençlik nesli yaratmayı hedefliyor.
Dinci-gerici eğitim uygulamalarını adım adım yaygınlaştıran AKP iktidarı her fırsatta din istismarını bir adım ileri taşıyacak icraatlara imza atıyor. Bu bağlamda çıkarılan bir cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Din Öğrenimi Genel Müdürlüğü’nün (DÖGM) görev ve yetkileri genişletildi. Bundan sonra DÖGM ilköğretim, ortaöğretim ve yaygın eğitim kurumlarında, “din kültürü ve ahlak eğitimi” adı altında özellikle çocukları hedef alan ideolojik saldırılarını tırmandıracaktır.
Kararnamede DÖGM’nin yetki alanları şöyle sıralanıyor:
“Bu alandaki seçmeli derslerin eğitim ve öğretimine ait programlar ve ders kitaplarını, eğitim araç gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kurulu’na sunmakla görevli olacak. İmam hatip ortaokullarında ve imam hatip liselerinde hafızlık eğitimine yönelik çalışmaları, din ve ahlak eğitim ve öğretimini güçlendirecek politika ve stratejilerin geliştirilmesi için gerekli çalışmaları yapabilecek. Görev alanına giren konularda üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluşlar ile iş birliği, bakanlık ilgili birimleri ile koordine halinde ülkemizle dil, tarih veya kültür birliği bulunan ülke ve topluluklar ile diğer ülkelerle din eğitim ve öğretimi alanında iş birliğine yönelik çalışmaları ve Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapabilecekler.”
Yetkileri genişletilen DÖGM eliyle, ilkokullardan üniversitelere kadar dinci-gerici yapılanmaların ve tarikatlardaki gibi eğitim uygulamalarının önü açılmak isteniyor.
Eğitimin bilimsel temelini adım adım yok edenler, aynı zamanda dinci-gerici uygulamaları yaygınlaştırarak, orta çağ artığı ideolojilerini genelde tüm topluma özel planda ise çocuk ve gençlere zorla dayatıyorlar. Saray rejiminin bu dayatmaları gelinen yerde daha kaba, daha pervasız bir hal alıyor.
Ancak, dindar ve sorgulamayan bir gençlik yaratma çabası alabildiğine boyutlandıran dinci-faşist koalisyon, tüm dayatmalara rağmen genç nesillerin çoğunu karanlık ideolojisine kazanmayı başaramadı. Gençliğin gerici ideolojilerle zehirlenmesi AKP-MHP rejiminin öncelikleri arasında yer alsa da, özünde kokuşmuş kapitalist sisteme hizmet ediyor.
Onlar mafyatik rejimlerini ve kokuşmuş kapitalist sistemlerini güvence altına alabilmek için gençliği hedef alıyorlar. Bizler de bunun farkında olmalı ve geleceğimizi bu karanlık ve kirli rejimin saltanatından kurtarmak için çaba sarf etmeliyiz. Eğitim alanını dinci-gerici örgütlenmelere teslim etmemek ve koyu gerici eğitim uygulamalarına geçit vermemek için sermayenin saray rejiminin organize ettiği saldırılara karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz!
K. Sönmez