Kapitalist sistem kâr ve rant üzerine kuruludur. İnsani hiçbir değerin hesaba katılmadığını, insan sağlığının ise kâr uğruna göz ardı edildiğini yaşanan iş cinayetlerinden görebiliriz. Bunun yanı sıra dünyada en fazla tartışılan sorunlardan biri de çocuk işçiliktir. İnsani değerin hiçbir karşılığının olmadığı bu sistemde çocukların, azgın sömürü çarklarında birer vida haline getirilmesine şaşmamak gerekiyor.Çocuk işçilik nedir?
ILO’ya (Uluslararası Çalışma Örgütü) göre “çocuk işçiliği”, çoğu kez çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanmaktadır. Yine aynı örgütün araştırmalarına göre dünyada 168 milyon çocuk işçi vardır. Bu sayının en fazla olduğu bölgeler Asya ve Pasifik’ken, tarım sektörü dünya genelinde çocuk işçiliği açısından en önde gelen sektör. Tarımın yanı sıra hizmet ve sanayi sektörlerinde de çocuk işçiler kalabalık bir sayı oluşturuyorlar. Ve bu çocuk işçilerin büyük bir kısmı kayıt dışı çalıştırılıyorlar.
Türkiye’de çocuk işçilik…
Bugün Türkiye’de resmi olmayan rakamlara göre 2 milyonun üzerinde çocuk işçi var. Resmi olmayan rakamlar diyoruz, çünkü çocuk işçilerin %80’e yakını kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Türkiye’de çocuk işçilik sorunu neredeyse herkes tarafından biliniyor. Bunu Türk sermayedarlar ve devlet de kabulleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı “çocuk işçiliği durdurmak için” 2013-2017 yıllarında Çocuk İşçilik ile Mücadele Programı hazırlamış ve 2018 yılını “Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı” ilan etmiştir. Çocuk işçiliğiyle mücadele edeceğini duyuran aynı devlet diğer yandan kendi uygulamalarıyla çocuk işçiliği meşrulaştırıyor. “Staj” ve “çıraklık” adı altında çocuk işçiler günde 8 saat ve üzerinde tehlikeli ve ağır işlerde çalıştırılıyorlar.
Dünya genelinde 18 yaş ve altı herkes çocuk olarak kabul edilir. Türkiye’de bu durum çocuk işçiliğe gelince değişiyor. Yasalarda 14 yaş ve altındaki çocukların çalıştırılması yasaklanırken, 15 yaş ve üstü nüfus “genç işçi” olarak tanımlanıyor. Yine İSİG Meclisi’nin 2013-2018 yıllarına dayanan verilerine göre bu 7 senelik dilimde en az 319 çocuk işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu çocukların 100’ü 14 yaş ve altındaydı.
Türkiye’de çocuk işçilik gerçeğini geçtiğimiz Ocak ayında yaşanan çocuk işçi cinayetinde de görebiliyoruz. 13 yaşındaki mevsimlik tarım işçisi Berivan Karakeçili, Antalya’da çalıştığı sırada şiddetli hortumun etkisiyle savrulan sacın başına gelmesiyle hayatını kaybetmişti. Berivan’ın babası, patronun kendilerine “yağmur da yağsa, taş da yağsa çalışacaksınız” dediğini ifade etmişti.
“Çocuk işçilik yasaklansın” talebini yükseltelim!
Yukarıda saydığımız veriler Türkiye’de çocuk işçiliğin geldiği vahim tabloyu gözler önüne seriyor. Görüntüde çocuk işçilik ile mücadele edildiği söyleniyor ancak pratikte hiçbir şey yapılmıyor. Çocuklar kayıt dışı ve denetimsiz yerlerde çalışmaya mahkum ediliyorlar. Ve bu çocukların birçoğu öğrenim hayatına devam edemiyor. Bu tabloyu değiştirmek için “çocuk işçilik yasaklansın” talebini yükseltmek, bu konuyla ilgili kamuoyu oluşturmak ve güncel tutmak gerekiyor.
(Liselilerin Sesi’nin 91. sayısından alınmıştır.)