Suruç Katliamı’nın yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilen panel, Türkiye ve Kürdistan coğrafyasında gerçekleştirilen katliamları konu alan bir sinevizyonla başladı. Ardından Suruç Aileleri İnisiyatifi adına Hacer Elçin söz aldı. Elçin, yaptığı konuşmada adaletsizliğe uğrayan herkesle birleşik mücadele çağrısında bulundu. Ayrıca Suruç katliamına giden yola da değinen Elçin ‘’Bu toprakların dört bir yanından insan Kobane’yi yeniden inşa etmek için yola çıktılar ama karşılaştıkları katliam oldu’’ dedi. Elçin aynı zamanda “Katliamın baş sorumluları dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanıdır, Davutoğlu da en az Tayyip Erdoğan kadar sorumludur” vurgusu yaptı. Son olarak adalet sağlanıncaya kadar mücadele edeceklerini belirterek konuşmasını bitirdi.
Suruç İçin Adalet Komisyonu adına konuşma yapan Umut Acar ise şunları ifade etti:
“Suruç için adaleti mahkeme salonlarında bulamayacağımızı biliyoruz ama adalet sağlanana kadar çevremize adaletsizliği anlatmak gerekiyor. Bu katliamı gerçekleştirenler hangi ortaklıkla gerçekleştirdi bunu anlatmak istiyoruz. Biz bazı soruları sormasıydık şu an elimizde olan o az veriyi bize vermeyeceklerdi. Şu an dosyanın bir tutuklusu olması bile bizim mücadelemiz sayesindedir. Bugün Suruç’u unutturmak istemeyenler gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kalıyorlar. Buradan da anlıyoruz ki devlet bir şeyleri gizlemek istiyor.”
Acar, “Davadan bir adalet beklemiyoruz bizler Suruç’ta yaşamını yitirenlerin mücadelesini anlamamız ve onların bıraktığı mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Panelin ikici kısmında ise gençlik örgütleri adına konuşma yapıldı. Konuşmada “20 Temmuz 2015 Suruç Katliamı, bu topraklarda yaşanmış en kanlı gençlik katliamlardan biridir. Halkların özgürlük mücadelesini, gençliğin devrimci mücadelesini katliamlarla engellemeye çalışmak, bu coğrafyada devletin vazgeçilmez bir politikası olsa da, Suruç Katliamı bu mücadelede özel bir yer tutar” denildi.
Konuşmanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Suruç her yıl aynı zamanda AKP iktidarının ve faşist politikalarının teşhiridir. Gençlik, her yıl 33 düş yolcusunu anarken aynı zamanda bugün savaşın, katliamcılığın ırkçılığın, mülteci düşmanlığının, kadın ve LGBTİ+düşmanlığının karşısında da duruşunu ortaya koymakta, yol açmaktadır. Bu topraklarda her gün yaşadığımız adaletsizlik sarmalının da açığa çıkarılmasıdır. Herkes için Adalet bugün Rabia Naz için de adalet demektir. Gülistan Doku Nerede? demektir. Gezi’den Boğaziçi’ne üniversitenin, gençliğin ve halkların isyan sesine ses katmaktır. Bugün bu bilinçle ve bu bütünlüklü kavrayışla burada olmak, bu yıl Suruç’u örgütlerken de öfkemizden, kararlılığımızdan bir adım geri atmamak gerekir.”
Konuşmanın devamında, “Gençlik mücadelesi üniversitelerden, mahallelerden, işyerlerinden sokaklara direnişin, mücadelenin militanlığını her yıl Suruç anmaları’nda ortaya koyarak devrimci harekete ilham kaynağı olmuştur, olmalıdır” denilerek, 20 Temmuz saat 18.00’de Güvenpark’ta yapılacak eyleme çağrı yapıldı.
Kızıl Bayrak / Ankara