Yunanistan’da demiryolu işçileri, ABD’nin Yunanistan üzerinden Ukrayna’ya göndermek istediği ve içinde tankların da olduğu mühimmatı yüklemeyi reddederek, silah sevkiyatını engellediler.
Yunanistan demiryolu şirketi Train OSE işçileri, kuzey Yunanistan’daki bir limandan ABD tanklarını taşımayı reddettiler. Yunanistan’ın kuzeyindeki Dedeağaç limanına ulaşan askeri araçlar, Ukrayna sınırına nakledilecekti. İşçiler yükleme ve taşımayı reddedince, patronlar Selanik’ten demiryolu işçilerini bu işi yapmak için zorlamaya çalıştılar. Yunanistan Komünist Partisi, “Selanik’teki işçilere yaklaşık iki haftadır baskı yapılıyor. İşçiler bu araçların yüklenmesi ve taşınmasına dahil olmayı reddediyorlar. Patronlar her ne kadar bu işi yapacak işçi bulmaya çalıştılarsa başarılı olamadılar” açıklaması yaptı. Patronların “işten atma” tehditlerine boyun eğmeyen demir yolu işçiler, ABD’den gelen silahları taşımayı reddederek örnek bir tavır sergilemiş oldular.
Demiryolu işçileri, “Ukrayna halkının ölümü pahasına, sermayenin çıkarları için sürdürülen bu savaşa ülkemizin dahil olmasını istemiyoruz. … Bundan sonra da ülkemiz üzerinden savaşa verilen her türlü desteği engellemek için çalışacağız” açıklaması yaptılar.
6 Nisan’da Brüksel’de olağanüstü toplanan NATO ülkeleri dışişleri bakanlarının toplantısında uzun yıllar sürmesi istenen savaş kararı çıktı. NATO Genel sekreteri Stoltenberg de “Ukrayna’yı desteklemeli, yaptırımları sürdürmeli ve savunma ve caydırıcılık yeteneklerimizi güçlendirmeliyiz, çünkü bu savaş çok uzun bir süre, aylar hatta yıllar sürebilir ve buna hazırlıklı olmalıyız” diyerek, bu savaşı yıllar boyu sürdürmeye istekli olduklarını açıkça ilan etti.
Önce İtalya’da, şimdi Yunanistan’da ve belki de bilmediğimiz başka başka ülkelerde işçilerin bu tutumu, savaşı durdurabilecek yegane güce işaret ediyor.
“Düşman içimizde!” Sermayenin uzun yıllar sürdürmek istediği bu savaş ancak her ülkenin işçi sınıfı “içindeki düşmana” başkaldırırsa durdurulabilir.