Dünya genelinde savaşlar, doğal afetler, yoksulluk nedeniyle milyonlarca kişi evinden yurdundan oluyor. Kapitalizmin dipsiz kuyusuna doğru sürüklenen milyonlar daha iyi ekonomik kaynaklara erişim, eğitim vb… daha iyi bir gelecek ve yaşam hayaliyle göç yollarına düşüyor.
Emperyalist-kapitalist düzenin küresel çapta derinleşen çelişkileri ve ağırlaştırdığı sorunlarla göçler de her geçen gün artıyor. 2000 yılında dünyada 173 milyon olan göçmen sayısı 19 yılda yaklaşık 272 milyona ulaştı. Göçmenlerin dünya nüfusuna oranı 1990’da yüzde 2,9’du. 2019’da yüzde 3,5’e yükseldi. Bu oran, her 28 kişiden birinin göçmen olduğunu gösteriyor.
Göçmen ve mülteci sayısındaki artış ve toplumsal yaşamda kendisini dışa vurması, sermaye düzeninin egemeni kapitalist sınıf ve devletler tarafından da yoğun biçimde istismar ediliyor.
Göç alan ülkelerde göçmenler en ağır sömürüye mahkum edilerek düzenin çarkları döndürülürken, diğer yandan işçi-emekçiler göçmen düşmanlığıyla kışkırtılmaya çalışılıyor. Kapitalist devletler, ezip sömürdükleri sınıfları bölüp parçalayarak, birbirine düşman ederek emekçileri daha ucuza sömürüyor, sömürüyü derinleştiriyor, sermaye düzenini kontrol altına alıyor ve zenginliğini arttırıyor.
Dolayısıyla, artan göç olgusuyla birlikte kapitalist düzenin efendileri tarafından kışkırtılan göçmen düşmanlığına da dünyanın dört bir yanında yeni örnekler ekleniyor. İşçi ve emekçiler birlik olmadıkça da bu provokasyonlar sayesinde sermaye düzeni ayakta tutuluyor.
Göçmen düşmanı bu ırkçı provokasyonlardan biri de geçtiğimiz günlerde Şili’nin kuzeyinde yaşandı. Iquique’nin merkezindeki küçük bir göçmen çadır kentinin polis tarafından tahliye edilmesi ile cesaretlendirilen ırkçı grupların kışkırtmasıyla kitleler göçmen düşmanı yürüyüş düzenledi ve saldırılar patlak verdi.
Yıllardır Şili’nin kuzeyi, çoğunluğu Venezuelalı olan kağıtsız yabancı dalgasına maruz kalmaktaydı. Göçmenler, istismarcı kaçakçıların “yardımıyla”, büyük ölçüde kontrolsüz olan Bolivya sınırını geçerek çölün ortasında 3.000 metre rakımlı, 1.600 nüfuslu Colchane gibi küçük sınır kasabalarına geçiyorlar. Ağır koşullar altındaki göç yolunda, acil bakıma muhtaçlardan yaşamını yitirenler oluyor. Kalan göçmenler buradan otobüslerle eyalet başkenti Iquique’ye götürülüyorlar, burada evrakları bekliyorlar ve güneydeki büyük şehirlere naklediliyorlar.
Göç yolu ve göçmen yaşamının tüm ağırlıkları bir yana, göçmenler provokasyon ve saldırılara maruz kalıyor. Amerika 21 sitesindeki habere göre, hükümetin başarısızlığının da kınandığı eylemlerde Venezuelalılara karşı taşınan pankartlar ve afişlerde “Şili Şilililerindir!, sınırları kapatın, Venezuelalılar dışarı!” sloganları yer aldı. Haberde; gösteride elinde bir megafonla gösteriyi yönlendiren ve bir mahalle sözcüsü gibi davranan kişinin, sonradan sağcı muhafazakar iktidar partisi UDI’nin (Bağımsız Demokratik Birlik) bir üyesi olduğunun ortaya çıktığı belirtiliyor.
Bu, gösterilerin faşist ve yabancı düşmanı gruplar tarafından araç olarak kullanıldığını açıkça ortaya koydu. Gösterinin sonunda, sığınmacıların sahilde ve şehir merkezinde bulunan az sayıdaki eşyası ateşe verildi.