Almanya’nın Rüsselsheim kentinde, 6 Mart Çarşamba günü, BİR-KAR İşçi Komisyonu’nun çağrısıyla, konusu sendikalar olan bir işçi toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıya başta Gategourmet işçileri ve işyeri temsilcileri olmak üzere, Darmstadt’tan IG-Metal temsilcisi, yine aynı kentte bir metal fabrikasında işyeri işçi temsilciliği başkanı, Rüsselsheim sehir yönetiminde bir işçi temsilcisi, MLPD’den aktivistler ile BİR-KAR çalışanları katıldılar.
Kısa bir açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, ilk önce gençliğin hazırladığı kısa bir film gösterildi. Sendikaların tarihte ilk olarak İngiltere’de 1800’lü yılların ortalarında ortaya çıkışından, Almanya’daki gelişimine, çeşitli tarihsel evrelerde aldığı biçimlerden günümüze kadarki tarihçesine kadar kısaca özetleyen film ilgiyle izlendi.
Ardından yine bir genç arkadaş tarafından, sendikaların özellikle Almanya’daki tarihçesini biraz daha ayrıntılı açıklayan özet bir sunum yapıldı. Sendikaların işçi sınıfının tarihte verdiği çetin mücadeleler ve ödedikleri ağır bedeller pahasına kurulduğu ve her dönem işçilerin en temel örgütlerinden oldukları vurgulandı. Almanya’da Hitler faşizmi döneminde, diğer devrimci-ilerici dinamikler gibi sendikacıların da ağır bedeller ödedikleri, işkence, katliam, toplama kampları ve sürgün gibi baskılarla karşı karşıya kaldıkları belirtilerek, İkinci dünya savaşından sonra, Weimer Cumhuriyeti’nde tekrar kurulma olanağına kavuştukları anlatıldı.
Gelinen yerde sendika bürokratları eliyle sendikaların işçi sınıfına yabancılaşması olgusuna karşı, işçi sınıfının tabandan örgütlenerek sendikalarına sahip çıkması gerektiği belirtildi. Sunumun ardından söz katılımcılara verildi.
Söz alan IG-Metal Darmstadt temsilcisi, öncelikle içinde geçtiğimiz böylesi zor bir dönemde bu türden toplantıların yapılmasının önemli ve sevindirici olduğunu belirtti. Yanında getirdiği Göbeklitepe’den bir resmi gösteren temsilci, bu kazılarda insanlığın 10 bin yıldan daha eski kalıntılarının ortaya çıktığını, buna rağmen kapitalizmin 200 yıllık tarihine dayanarak, herşeyi kendisiyle başlamış ve kendisiyle de bitecekmiş gibi gösterdiğini, bunun son derece aldatıcı bir manüplasyon olduğunu, insanlık dışı bir sistem olan kapitalizmin de ebedi olamayacağını vurguladı.
Almanya’daki sendikal harekete de değinen temsilci, işçilerin sendikalara üye olarak veya aidat ödeyerek herşeyin hallocağını düşünmesinin yanlış olduğunu, bu yönüyle sendika ile “ADAC”ın birbirine karıştırıldığını, işçilerin aynı zamanda aktif olmaları ve sendika yönetimlerini denetlemeleri gerektiğini ifade etti.
Gategourmet’in her iki işletmesinden de işçi temsilcileri söz alarak kendi örgütlenme süreçlerini ve deneyimlerini aktardılar. Kendilerinin başta işyerindeki yetkili sendika olan ver.di’de örgütlenmek istedikleri halde, sendikanın kendi taleplerini görmezden gelerek taban iradesini dikkate almadığını, taleplerinde diretmeleri üzerine ise sendikadan ihraç edildiklerini belirterek, bundan dolayı da başka bir sendikada örgütlendiklerini açıkladılar.
Bir başka temsilci ise, geçmişte yaşanan kimi olumsuz pratiklere rağmen, yine de yetkili sendikayla koordineli hareket etmenin önemine ve avantajlarına değindi.
Havaalanındaki postanede uzun yıllardan bu yana işyeri işçi temsilcisi olan bir işçi de postanedeki örgütlenme ve mücadele süreçlerinden özetle bahsederken, “sendikaları sadece dışarından eleştirmeli miyiz, yoksa içerisinde örgütlenerek mücadele mi etmeliyiz?” sorusunu sordu.
BİR-KAR İşçi Komisyonu’ndan bir işçi de söz alarak, havaalanında sendikal örgütlülüğün oldukça az olduğunu, bunda sendikaların mücadeleci kimliklerinden uzaklaşmaları ve işçilere güven verememesinin temel bir rol oynadığını belirtti. Son zamanlarda tanık olunduğu gibi, IG-Metal ve IGBCE gibi sendikaların yöneticilerinin işçilerin taleplerini bir yana bırakıp, kapitalistler lehine bir takım düzenlemelerle uğraştıkları ve dahası Alman devletinin savaş politiklarına onay verdiklerini, bunun sendikalar adına bir skandal olduğunu belirtti. Postande çalışan işçinin sorduğu sorunun cevabının önemli olduğunu, işçilerin sendika bürokratlarının ihanetine karşı tabandan örgütlenip, senikalara baskı yapması ve hesap sorması gerektiğine vurgu yaptı.
Toplantı yapılan canlı ve verimli tartışmaların ardından sona erdi. Tüm katılımcılar memnuniyetlerini dile getirirken, bu tür toplantıların devam etmesi gerektiğini dile getirdiler.
12 Nisan’da aynı yerde, bu sefer de “Geçmişten bugüne 1 Mayıs” konulu sunum yapılacak.
Kızıl Bayrak / Rüsselsheim