Önümüzdeki yıldan itibaren Avrupa Birliği (AB) Konseyi’ne liderlik edecek olan Fransa, “AB’nin dış sınırlarını daha iyi korumak için yeni bir strateji” istiyor. 9 Aralık’ta verdiği bir demeçte, “Schengen ülkeleri bir kriz durumunda güvenlik güçleri gönderebilmeli.” diyen Fransa Cumhurbaşkanı Macron, AB sınırlarını daha da ulaşılmaz kılmak için militarist yöntemler dahil, her şeyi reva görüyor.
Demecinin devamında, “Avrupa’nın dış sınırlarını korumak için yeni bir mekanizma geliştirmeliyiz.” açıklaması yaptı Emmanuel Macron. Söz konusu mekanizma Şengen bölgesinde bir kriz olması durumunda yürürlüğe konacak. “Dış sınırlarımızın daha güçlü bir şekilde kontrol edilmesi gerekiyorsa bunu yapmalıyız.” diyen Macron, böylece Fransa’nın 2022’de devralacağı AB Konseyi Başkanlığı’nda izleyecekleri stratejiye önden işaret etmiş oldu.
Sınırların güçlendirilmesine karar verebilecek düzenli bakan toplantıları da öneren Macron, “Göç dalgasına karşı daha etkin önlemler almalıyız.” dedi.
“Göç dalgasına karşı daha hızlı hareket”
Fransa Cumhurbaşkanı, son haftalarda Polonya ve Beyaz Rusya sınırı ile İngiliz Kanalı’nda (Ärmelkanal) yaşanan mülteci dramını -sorumlusu sanki kendileri değilmiş gibi-, AB’nin “yeni stratejisine” dayanak yapma riyakarlığından da geri durmadı.
Macron, “Bugüne kadar ortaklarımızdan herhangi biri yardım istediğinde tepkilerimiz hep çok geç olmuştur. Benim için egemen bir Avrupa, sınırları kontrol altında olan bir Avrupa’dır.” diyerek, Avrupa’yı “istenmeyenlere” ulaşılmaz kılmak için ne gerekiyorsa yapacaklarını beyan etti.
Fransa’nın AB Konseyi Başkanlığı döneminde göçmenlerin Avrupa’da daha adil dağılımını sağlayan “Avrupa Göç Paktı”nın da geliştirilmesine vurgu yapan Fransa Cumhurbaşkanı, “bunun için insan kaçakçılarına karşı savaşmak için ‘menşe ülkeler’ (göçmenlerin geldiği ülkeler) ve transit ülkelerle birlikte çalışmak gerektiğini”, Avrupa’da iltica kurallarının “uyumlu hale getirilmesini ve basitleştirilmesini” savundu. “Basitlikten” kastın hızlı sonuçlandırılması olduğu, “uyumlu”dan kastın ise iltica etmeyi nerdeyse imkansızlaştırmak olduğu açıktır. Halihazırda Avrupa’da bulunan göçmenlere “daha iyi eşlik edilmesi”, yani daha iyi kontrol altına alınması gerektiğini de vurgulayan Macron, Avrupa’da yaşayan göçmenlere hayatın daha da zorlaştırılmasını önermiş oluyor.
AB savunma politikasında “yeni” rota
AB’yi daha da militarize hale getirmek için göçmen kartını suistimal eden Macron, dış politika alanında AB’nin askeri hareket kabiliyetini genişletmek için yeni bir “Avrupa savunma stratejisi” oluşturmak istiyor. Afganistan’da ve bazı başka yerlerde Avrupa birliklerinin ABD’ye bağımlı olmasını da eleştiren Macron, “İç iş birliğine dayalı bir Avrupa’dan, özgür kararlar alan ve kendi kaderini kendi eline alan, dünyada güçlü bir Avrupa’ya geçmeliyiz.” diyor.
Avrupa’nın “yeni stratejisi” aynı zamanda okyanuslar, uzay ve siber dünya gibi “yeni çatışma alanlarını” da kapsıyor.
Bu “yeni” strateji aralık ve mart aylarında yapılacak AB zirvelerinde yeniden masaya yatırılacak ve bu “yeni” stratejinin rotası kuşkusuz ki AB’nin dünya pazarında ABD’nin “lütfettiği kadar” değil, “hak ettiği” kadar pay alması olacak.