Lübnan’ın kuzeyindeki Trablus kentinde pazar akşamı başlayan gösteriler, üçüncü gününde başkent Beyrut ile güneydeki Sayda kentlerine sıçradı. Gece saatlerinde sokaklara çıkan göstericiler bankalara yönelik eylemler yaptılar. Birçok bankanın camlarını, paramatiklerini kıran göstericiler, bazı şubeleri ise ateşe verdiler. Lübnan Merkez Bankası müdürünü hedef alan sloganlar da atan göstericiler, liranın değer kaybetmesinden, fiyatların yükselmesinden, yoksulluğun artmasından bankaları sorumlu tutuyor.
Polis gücünün etkili olmadığı ülkede, eylemleri engellemek için ordu sokaklara salındı. Ordu güçleriyle çatışan göstericiler molotof kokteyli ile bazı askeri araçları yaktı. Göstericilerle askerler arasında çıkan çatışmalarda dün bir genç hayatını kaybetti.
Gencin katledilmesi öfkeyi daha da arttırdı. Nitekim Trablus’ta başlayan gösteriler cinayetin ardından diğer kentlere yayıldı. Korona salgını öncesinde Lübnan’da gösteriler aylarca sürmüştü. Ekonomik kriz, yolsuzluk, rüşvet, işsizlik gibi sorunlara karşı biriken öfke sokaklara taşmıştı. Korona salgını bu sorunları daha da derinleştirdi. Sorunlar öyle bir noktaya gelmiş ki, korona salgınına rağmen insanlar yeniden sokaklara çıkmaya başladılar.
***
Siyasetin etnik, dinsel, mezhepsel kimliklerle ifade edildiği Lübnan’da, siyasi güçlerin gösterilerde etkili olmadıkları söyleniyor. Kimlikler üstü olan Lübnan Komünist Partisi’nin gösterilere dair tutumu hakkında henüz bir bilgi yansımış değil. Hükümet ise, taleplerin haklı olduğunu kabul ediyor. Hizbullah ile müttefiklerinden oluşan 8 Mart ittifakının hükümette ağırlığı var. Yolsuzlukla mücadelenin engellendiğini iddia eden hükümet, ekonomik sorunların derinleşmesinden Merkez Bankası ile finans sektörünü sorumlu tutuyor.
Siyasi güçlerin çok parçalı yapısına dış güçlerin müdahaleleri eklenince, sistemdeki tıkanıklık aşılamıyor. Turizm gelirlerinin ülke ekonomisinde önemli bir yer tutması ise sorunu daha da derinleştiriyor. Fransız emperyalizminin oluşturduğu bu parçalı yapının bedelini işçiler, emekçiler, işsiz kalan gençler ödüyorlar. Nitekim ülkenin nüfusu 6 milyon civarındayken göç eden Lübnanlıların sayısının 15 milyona ulaştığı tahmin ediliyor.
Hükümetin emekçilerin taleplerini karşılaması kolay değil. Zira bunun için finans sektörüne doğrudan müdahale etmesi, siyasi hesapları bir yana bırakıp talepleri karşılamak için somut adımlar atması gerekiyor. Hükümetin bu yönde adımlar atmaya niyeti var mı, belli değil. Ancak bu yönde adım atmak istese bile bunu yapabileceği şüpheli. Bundan dolayı önümüzdeki süreçte gösterilerin daha yaygın, daha kitlesel hale gelme ihtimali yüksek görünüyor.