Bu yılın Ocak ayında düzenlenen Berlin Konferansı'na katılan taraflar Libya'ya silah sevkiyatını durdurma kararı almalarına rağmen Libya'ya silah ve yabancı paralı asker sevkiyatı aralıksız olarak devam etti. Konferansa katılan taraflar aldıkları kararın hiçbir bağlayıcılığının olmayacağını başından beri biliyorlardı. Bununla birlikte, taraflar "barış" isteyen taraf olarak görünerek karşı tarafı savaş yanlısı olmakla suçlayabilmek için bu oyunda yer aldılar. Libya'ya yönelik aldıkları silah ambargosunun uygulanması için BM'yi görevlendirerek, iç kamuoyu nezdinde "barış için ne kadar kararlı oldukları" sahte imajını güçlendirmeye çalıştılar.
2 Eylül günü BM'de düzenlenen toplantıda, BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, Libya'ya uygulanan silah ambargosunun "açık" biçimde ihlal edildiğini söyledi. BM raporuna göre, ambargo kararı tamamıyla etkisiz kalırken, geniş kapsamlı ve açık biçimde yapılan ihlallerle yaptırımlar da yok sayılıyor.
Williams, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in BM Güvenlik Konseyi'ni bilgilendirdiği 8 Temmuz'dan bu yana General Halife Hafter'e destek amacıyla ülkenin doğusundaki havalimanlarına yaklaşık 70 ikmal uçağının indiğini söyledi. 30 ikmal uçağının da Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) destek amacıyla Libya'nın batı bölgelerine ulaştığını belirten Williams, ayrıca Libya'nın batısına dokuz kargo gemisi, doğusuna da üç kargo gemisinin geldiğini ifade etti.
Türkiye de ambargoyu ihlal ediyor
Libya'daki BM misyonunun yabancı paralı asker ve casus varlığıyla ilgili bilgiler elde etmeyi sürdürdüğünü söyleyen Williams, paralı askerler ve casusların muhtemel bir uzlaşma şansını karmaşıklaştırdığını ifade ederek, dış güçleri Libya'daki savaşta "varlıklarını kuvvetlendirmekle" suçladı. AKP-MHP iktidarının yayılmacı savaş politikalarının bir sonucu olarak Türkiye de BM'nin silah ambargosunu ihlal eden ülkeler arasında gösteriliyor.