İsrail seçimleri: Daha faşizan bir hükümete doğru

Yıllardır yolsuzluk-rüşvet skandallarıyla anılan Netanyahu gibi yozlaşmış birinin seçimleri kazanmasının sırrı en sağcı, en ırkçı, en Arap düşmanı yarışmasında birinci olmasıdır. Bir diğer etken ise ABD başkanı D. Trump’ın sunduğu destektir.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 04 Mart 2020
  • 10:01

Siyonist İsrail rejiminin siyasi krizi aylardır devam ediyor. İki defa seçim gerçekleştirilmiş ancak hükümet kurulamamıştı. Üçüncü defa gerçekleştirilen seçimlerde halen başbakan olan Benyamin Netanyahu’nun ırkçı-sağcı Likud ittifakı birinci oldu. Gırtlağına kadar yolsuzluk-rüşvet bataklığına saplanan, hakkında çok sayıda soruşturma bulunan siyonist şef, tüm kepazeliklere rağmen oylarını arttırmaya muvaffak oldu.

Yıllardır yolsuzluk-rüşvet skandallarıyla anılan Netanyahu gibi yozlaşmış birinin seçimleri kazanmasının sırrı en sağcı, en ırkçı, en Arap düşmanı yarışmasında birinci olmasıdır. Bir diğer etken ise ABD başkanı D. Trump’ın sunduğu destektir. Yahudi şeriatçısı ırkçı partilerin seçim vaazları Netanyahu’dan da iğrençtir, ancak onlar “radikal” kabul edildikleri için İsrail toplumunun önemli bir kısmı bu yozlaşmış şefi tercih etti.

***

Seçimleri kazandığı netleşince destekçilerine bir açıklama yapan siyonist şef, pişkin vaatler sıralamaktan geri durmadı. Uzun süre işbaşında olmasına rağmen, sanki ilk defa başbakan olacakmış gibi vaatlerde bulundu. Vaatlerde ölçüyü kaçıran Netanyahu, İsrail’e yönelik İran tehdidini ortadan kaldıracağını ilan etti. Diğer bir vaadi ise, “öncü Arap ülkeleri” diye tanımladığı ortaçağ artığı Körfez şeyhleriyle yeni ittifaklar geliştirmektir. Buna göre “İran tehdidi”, “Trump’ın desteği ve Körfez şeyhleriyle ittifak” formülüyle ortadan kaldırılabilir.

Zafer konuşması yapsa da, siyonist şefin iki hafta sonra tekrar sorgulanması bekleniyor. Tabi suçlama yine yolsuzluk-rüşvet skandalları. Hükümet kurma görevini üstlenmesi beklenen Netanyahu’nun, bunu gerekçe yapıp soruşturmadan yakasını sıyırabileceği belirtiliyor. Hakkında pek çok soruşturma açılmasına rağmen tutuklanmayan siyonist şefin, bu defa da mahkemeyi atlatabileceği söyleniyor.

Seçimleri kazanmasa da Netanyahu’nun başbakan olmasına karşı çıkanların oranı az değil. Ordu dahil birçok kurumdan başbakanlığına itiraz edenler olduğu belirtiliyor. Buna rağmen pişkinliğiyle tanınan siyonist şefin bu tür tepkilere çok itibar etmediği görülüyor.

***

Netanyahu’ya sert eleştiriler yönelten muhaliflerinin ondan çok farklı olmamaları, İsrail siyasi arenasına bir “ırkçı-dinci-siyonistler yığını” görünümü veriyor. 48 Filistinlilerinin oluşturduğu ‘Ortak Liste İttifakı’ dışında “merkez sol” diye tanımlanan İşçi Partisi-Gesher-Meretz koalisyonu var. 6 milletvekili kazandığı bildirilen bu “sol koalisyon” da siyonizmle maluldür. Verili koşullarda İsrail siyasetine ‘ırkçı-faşist-Yahudi kökten dinci’ partiler egemen olmuş görünüyor. 

Netanyahu’nun hükümeti kurabilmesi için dinci-faşist partilerle ittifak yapması gerekiyor. Zira 30’u aşkın milletvekili kazanarak ikinci olan Mavi-Beyaz ittifakı sözcüleri, yolsuzluk-rüşvet bataklığına saplanan Netanyahu ile koalisyon kurmayacaklarını ilan ettiler. Bu durumda geriye bir seçenek kalıyor. O da irili-ufaklı kökten dinci-faşist partilerle ittifak yapılarak hükümetin kurulmasıdır. Böyle bir hükümetin öncekilerden de ırkçı, saldırgan, yağmacı, katliamcı olması kaçınılmaz görünüyor.