“İnsanlık, kesmekte olduğumuz bir dalın üzerinde oturuyor”

Bilim insanlarının sunduğu veriler, insan soyunun kapitalizmden kurtulmak için fazla zamanının kalmadığını gösteriyor. Çok gecikmeden kapitalizmden kurtulmak, artık yok oluşu durdurma şansını yakalamanın tek yoludur.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 12 Ocak 2023
  • 08:00

Kapitalizmin “daha çok üretim daha çok tüketim daha çok yıkım” döngüsünün insanlık için yarattığı riskler sık tartışılan konulardan biridir. Dürüst/haysiyetli bilim insanları döne döne bu tehlikeye dikkat çekiyor, acilen alınması gereken önlemleri sıralıyorlar. Artık sorunu inkar edemeyen emperyalist-kapitalist sistemin efendileri de zirveler topluyor, hedefler saptıyor, kararlar alıyor ancak hiçbirini uygulamıyorlar. Zira belirlenen hedeflere ulaşabilmek için kapitalizmin yıkıcı üretim/tüketim döngüsünün bir yerlerden kırılması gerekiyor. Oysa zirveler toplayan o devlet-hükümet başkanlarının hizmet ettiği büyük kapitalist tekeller, ciddi bir önlem alınmasının önündeki esas engeldir.

Güya “doğa dostu enerji” üreteceğini vaat eden emperyalistler savaşları kışkırtarak, silahlanma yarışını körükleyerek tam tersini yapıyorlar. Rusya’yı sıkıştırıp Ukrayna savaşını başlatılmasına vesile olan ABD’nin kuyruğuna takılan AB şefleri, vaat ettikleri ‘temiz enerji’ yerine doğalgazdan çok daha kirli atıklar bırakan kömüre ya da nükleer enerjiye dönüş yaptılar. Bu ise, acilen düşürülmesi gereken atmosfere karbondioksit salınımının daha da artmasına neden oldu. Savaşlar bir yandan yıkım, ölüm, gıda krizi, yoksulluk, açlık yaratırken, öte yandan çılgınlık derecesine varan bir silahlanma yarışını körüklüyor. Ukrayna savaşını bahane eden başta Almanya olmak üzere AB devletleri ile Japonya da silahlanma yarışına katıldılar. Yani yaşamı ve insan soyunu tehdit eden gidişatı durdurmak bir yana, süreci daha da hızlandıran icraatlara tam gaz devem ediyorlar.  

***

Pek çok bilim insanı, yıllardan beri büyüyen tehlikeye dikkat çekerek acilen önlem alınması gerektiğini anlatıyor. Buna karşın ne tek tek ülkelerde ne dünya genelinde bu çağrılara kulak asan oldu. Gidişat, yaşam ve insan soyu için ölümcül olan riskleri arttırıyor, ‘korkutucu son’ için verilen tarihin öne alınmasına neden oluyor. Tekellerin ‘bilim insanı’ kılıklı paralı şarlatanları dışta tutulursa, tehdidin büyüklüğü konusunda tartışma kalmadı.

Görünen o ki riskin büyümesi, artık düzen medyasının da sorunu yok saymasını zorlaştırıyor. Gazeteduvar.com.tr’de yayınlan Maggie Harrison imzalı “Bilim insanları uyardı: Medeniyet yok olabilir” başlıklı çeviri makalede, Amerikan CBS Televizyonu’nda yayınlanan “60 Dakika” adlı programa atıf yapılıyor. Bu kanal ABD’deki düzen medyasının önde gelen temsilcilerinden biri. Programa katılanlar da Stanford Üniversitesi’nden bilim insanları. Buna karşın dünyadaki gidişatın aynı şekilde devam etmesi durumunda insanlık için sonun yakın olacağını söylüyorlar.

Dünyadaki canlı türlerin olağan dönemlerden 100 kat daha hızlı bir yokoluş sürecinde olduğunu vurgulayan bilim insanları şu risklerin altını çiziyorlar:

- Önümüzdeki birkaç on yıl, alıştığımız medeniyetin sonu olacak.

- Şu anda yaptığımız şey, kendi yaşam biçimimizi yok etmektir.

- Şayet insanlar büyük ölçüde bu gidişatı düzeltmezlerse, gezegende neden olduğumuz yıkım bu düzeltmeyi bizim açımızdan fazlasıyla tatsız bir şekilde gerçekleştirecek. Bu, ürkütücü olmakla beraber diğer uzmanların da dile getirdiği bir uyarı.

- İnsanlık sürdürülebilir durumda değil. Bütün gezegen çapında yaşam tarzımızı devam ettirebilmek için [bizimki gibi] beş dünyaya daha ihtiyacımız var. Tabii ki bu gezegenleri nereden bulacağınız bir muamma.

- İhtiyaç duyacağımız kaynaklar ve hayatlarımızı destekleyen sistemler, şüphesiz ki yok ettiğimiz biyolojik çeşitlilikten ibaret. İnsanlık, çok yoğun bir şekilde, kesmekte olduğumuz bir dalın üzerinde oturuyor.

Tehlikenin büyüklüğüne işaret eden yukarıdaki çarpıcı saptamalar CBS kanalında, düzenle sorunu olmayan bilim insanları tarafından yapılıyor. Bu ise, artık dünyanın egemenlerinin de gidişatın farkında olduğuna işaret ediyor. Sorunun farkına varmaları, çözüm için çaba sarf edecekleri ya da kapitalizmi ‘ehlileştirecekleri’ anlamına gelmiyor elbet. Onlar, olası bir felakette kendilerini nasıl kurtaracakları konusunda kafa yoruyor, bunun için hazırlıklar yapıyorlar.

Emperyalist/kapitalist sistemin egemenleri insan soyunun geleceğini tehdit eden gidişatı durdurmak için ciddi bir şey yapmazken, dünyayı defalarca yok edebilecek miktarda nükleer silah bulunmasına rağmen, yenilerini geliştirmek için yüz milyarlarca dolar harcıyorlar. Sadece ABD’nin yıllık savaş bütçesi 900 milyar dolara yaklaştı. Oysa bu devasa kaynaklar doğa ile uyumlu bir yaşam biçiminin kurulması için harcansaydı, vahim gidişatı durdurmak mümkün olurdu. Ancak iklim sorunuyla ilgili toplanan zirvelerde alınan kararların uygulanmamasından da anlaşılacağı üzere, kapitalist sistemin kendisi bu önlemlerin alınmasının önündeki temel engeldir.

Bilim insanlarının sunduğu veriler, insan soyunun kapitalizmden kurtulmak için fazla zamanının kalmadığını gösteriyor. Çok gecikmeden kapitalizmden kurtulmak, artık yok oluşu durdurma şansını yakalamanın tek yoludur.