Günlerdir öncü işçi arkadaşlarla birlikte 1 Mayıs’a hazırlandık. Yaklaşan 1 Mayıs’ın anlam ve önemini büyük bir sabırla diğer işçi emekçi arkadaşlarımıza anlatarak, 1 Mayıs’a örgütlü ve kitlesel bir katılımı hedefledik. Ve bugün LSG işçileri olarak Frankfurt’a yaşadığımız 1 Mayıs üzerinden diyebiliriz ki LSG işçileri için deyim yerindeyse “buz kırıldı yol açıldı.”
Yıllardır işçilik yaparak hayatını idame ettiren ve 1 Mayıs’a hiç katılmamış olan işçi arkadaşlar bu yılki 1 Mayıs’a katılarak bir ilki yaşadılar. İşçi ve emekçiler adına güzel bir gün, güzel bir kazanım oldu. Öncü arkadaşlar için de önceki yıllara göre LSG planında daha kitlesel ve coşkulu bir süreç yaşandı. Bu yılki tablomuzun, önümüzdeki yıllarda katılımı daha da artacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Gelmek istemeyen ve büyük bir ikna gücüyle gelmiş olan işçi arkadaşlar 1 Mayıs alanından büyük bir memnuniyetle ayrıldılar. Hem katılım hem de ortaya çıkan sonuç öncü arkadaşlar için de büyük bir moral kaynağı oldu.
Bu katılımda emeği olan öncü arkadaşların yanı sıra dışarıda işçilere bildiri dağıtarak bizlere büyük bir destek vermiş olan BİR-KAR’lı arkadaşlara da teşekkürü her daim bir borç bileceğiz.
Birlikte hareket etmenin ne kadar büyük bir güç olduğunu bir kez daha yaşadık. 1 Mayıs çalışmalarını diğer bölümdeki arkadaşlarla birlikte yürüttük. Kendi yol haritamızı çizdik, nasıl katılacağımızı belirledik. Pankartımızı öncü arkadaşlar kendileri yaptılar. Kendi inisiyatifimizle, öz gücümüzle ve BİR-KAR’lı arkadaşların desteğiyle, kendi içimizde büyük bir güç olarak 1 Mayıs’a katılmış olduk... “Yaşasın işçilerin birliği! Yaşasın 1 Mayıs!” demeden geçemiyorum. Büyük bir coşku yaşadık işçi ve emekçiler olarak. Hele son 1 yıldır kitlesel işten atma saldırısıyla karşı karşıya olan, işimden olacağım korkusuyla yaşayan LSG işçileri için bu kazanım elbette ki küçümsenemez.
Mitinge kısa bir süre önce intihar eden 33 yıllık LSG çalışanı sevgili arkadaşımız Juan Ballestero’nun eşi ve iki kız çocuğu da katıldılar. Arkadaşımızın ölümünü taze bir acı ve öfke olarak taşıyoruz içimizde. Hepimiz de çok iyi biliyoruz ki Juan arkadaşımız, işyerinde yaşamış olduğu psikolojik baskı sonucu hayatına son verdi. Son bulan bu hayattan geriye 5 çocuk ve kanser hastası bir eş kalmış oldu. Ne acıdır ki, bu ölüme duyarsız kalan LSG patronları bir yana, bugün bizimle 1 Mayıs’ta büyük bir umutla yürüyen Juan Ballestero’nun eşi ve iki kız çocuğunun mağduriyetlerini dile getirmek için istemiş oldukları 5 dakikalık konuşma istemleri sendika bürokrasisi tarafından reddedildi.
Sömürü düzeninin baskılarına yenik düşüp hayatına son veren bir işçiydi Juan Ballestero. Geride kalan eşi aynı firmada telefonla çağrılı olarak çalışan bir işçi. Ve bugün 1 Mayıs, işçinin-emekçinin günü! Böylesi bir günde mağdur bir işçi mağduriyetini dile getiremiyorsa ve buna Ver.di başta olmak üzere sendika bürokrasisi “gündemimizde değil” diyerek duyarsız kalıyorsa, biz işçiler nereye gitmeliyiz diye dönüp tekrar tekrar kendimize sormalıyız. Biz öncü işçi arkadaşlar olarak sevgili Juan arkadaşımızın eşinin yanında olacağımızı, desteğimizi esirgemeyeceğimizi bir kez daha dile getirmiş olduk. BİR-KAR’lı arkadaşlar da bu konuda desteklerini esirgemeyeceklerini dile getirdiler.
İşçiyiz-emekçiyiz, haklı taleplerimiz için haykırıyoruz ve ‘Yaşasın işçilerin birliği hakların kardeşliği’ diyoruz.
LSG’den bir kadın işçi