Brezilya sağlık sisteminde çöküş alametleri

Bilim insanları, “Brezilya’da yeni koronavirüs mutasyonu yayılıyor. Önümüzdeki haftalarda salgında en kötü dönemlerden birinin yaşanması muhtemeldir” diyerek uyarıyor ve sağlık sisteminin çöküşüne işaret ediyor. Tablo her ne kadar Brezilya’ya özgüymüş gibi görünse de kapitalist dünyanın geri kalan bölümüne de ayna tutuyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 27 Ocak 2021
  • 17:28

Brezilya’nın Amazon kenti Manaus’da sağlık sistemi ikinci defa çöktü. Çok sayıda Covid-19 hastası olan metropoldeki kliniklerde oksijen yetersizliği veya yokluğu yaşanıyor. SARS-CoV-2’nin mutasyona uğramış daha bulaşıcı versiyonunun, durumu daha da kötüleştirmesinden korkuluyor.

Korona salgınının Brezilya’ya faturası 

Aşılamaya kısıtlı aşı miktarı ile ancak yeni başlayabilen Brezilya, korona pandemisinden en çok etkilenen ülkelerden biri. Latin Amerika’nın en büyük ülkesi Brezilya’da şimdiye kadar yaklaşık dokuz milyon insanın korona virüs olduğu biliniyor. Ülke ABD ve Hindistan’dan sonra yüksek bulaşta üçüncü, ölüm vakalarında ABD’den sonra ikinci sırada yer alıyor. Brezilya’da resmi kayıtlara göre, Covid-19 ile bağlantılı 218 binden fazla insan hayatını kaybetti. 

Amazon eyaleti ve başkenti Manaus, yağmur ormanlarının katli ve Covid-19 pandemisinde vaka ve ölüm sayılarının en fazla olduğu yer olarak biliniyor ve anılıyordu. Ancak Manaus bu defa sadece hastanelerdeki aşırı kalabalık, kazılan yeni mezarlar ve kesilen yağmur ormanları neticesinde oksijensiz kalmakla anılmıyor. Yağmur ormanlarının ortasında yer alan iki milyonluk bu şehir, şimdilerde hastanelerindeki oksijenin bitmesiyle de anılıyor. 

Durumu basına değerlendiren bir sağlık çalışanı, “Bu yaşanabilecek en dramatik şey, devlet ve yetkililer de dahil olmak üzere, tam bir çöküş” diyor. O Globo gazetesi, oksijen tüpü satan bir dükkânın önünde, oksijen tüpü almaya çalışan insanların fotoğraflarına yer vererek, “Bu kaos ve ıstırap karşısında korona hastaları hastaneden taburcu edilmek isteniyor, aile üyeleri de çaresizce bir yerlerden oksijen bulmaya çalışıyor” diye haber yapıyor. Manşette “Oksijen yok, hastalar ve yakınları çaresizlik içinde, Bolsonaro el sallıyor” başlığını kullanarak, durumun vahametine dikkat çekiyor. Oksijen tüpü doldurmak için sıra bekleyen bir hasta yakını “Sabahtan beri annem için oksijen tüpü doldurmak için bekliyorum” diyor. Sınır Tanımayan Doktorlar kuruluşu da şehrin oksijen üretme kapasitesinin mevcut talebin ancak üçte birinden daha azını karşılayabildiğine işaret ediyor.

Brezilya Sağlık Bakanı Eduardo Pazuello, krizden yaklaşık bir hafta önce oksijen eksikliği olabileceği konusunda uyarıldığını itiraf etse de sorunun çözümüne yönelik ‘çaresizliğe’ değinmiyor. 

Brezilya Hava Kuvvetleri devreye giriyor, Manaus’a az sayıda, ancak bir buçuk gün yetecek kadar oksijen tüpü getiriyor ve bazı hastaları diğer eyaletlere taşıyarak ‘bir şeyler yapılıyor’ izlenimi vermeye çalışıyor. Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, “Maddi olarak üzerimize düşeni yaptık” diyerek, savuşturmaya çalışıyor sorulan soruları. 

O Globo gazetesi, “Bolsonaro’yu tanımayan, Nicolas Maduro’nun memleketi Venezüella’dan Brezilya’ya kamyonlar dolusu oksijen taşıyan” fotoğraflara yer veriyor ve bunun Brezilya sağlık sisteminin çöküşünün resmi olduğunu belirtiyor. 

Bilim insanları, “Brezilya’da yeni koronavirüs mutasyonu yayılıyor. Önümüzdeki haftalarda salgında en kötü dönemlerden birinin yaşanması muhtemeldir” diyerek uyarıyor ve sağlık sisteminin çöküşüne işaret ediyor. 

Kapitalist dünya ve korona aynası

Salgınla mücadele yerine sermayenin kârlarına kâr katmasını yeğleyen birçok emperyalist ülke, Brezilya’daki gelişmeler üzerine, buraya uçuşları durdurdu. Söz konusu ülkeler Brezilya’dan diğer yollarla gelenleri karantinaya tabi tutarak, Brezilya ile aynı akıbeti yaşamanın önüne geçmeye çalışıyorlar. 

Bolsonaro korona salgınını ta başından beri küçümsemiş, “Hafif bir gripten farkı yok diyerek” önlem almamıştı. Kendisi de eski bir general olan Bolsonaro, kabinesinde yer alan bazı eski generaller ve Sağlık Bakanı ile de anlaşmazlığa düşmüş, ardından Sağlık Bakanını görevden alarak, sorunu “çözmeye” çalışmıştı. 

Korona salgınına karşı hiçbir önlem almayan Bolsonaro, Rio de Janeiro ve San Paulo başta olmak üzere, birçok eyaletin yerel yönetimleri ve valileri ile de anlaşmazlığa düşmüştü. Yerel yönetimler ve valiler Bolsonaro’ya rağmen sokağa çıkma yasağı ilan etmiş ve önlemler almışlardı. Rio de Janeiro’nun bazı gecekondu ve kenar mahallelerinde etkin olan mafya bile halkı sokağa çıkmama konusunda uyarırken, Bolsonaro yönetimi tarafından, kapitalist sömürü çarklarının dönmesi uğruna işçi ve emekçilerin sağlığı hiçe sayılmış, sayılmaya devam ediyor. Bilim insanları “Önlem alınmazsa önümüzdeki süreçte insanların kitleler halinde ölmesini önleyemeyiz” diye uyardıkları halde, faşist Devlet Başkanı Bolsonaro “Maddi olarak üzerimize düşeni yaptık” deme yüzsüzlüğünü sergileyebiliyor. 

Bu tablo her ne kadar Brezilya’ya özgüymüş gibi görünse de kapitalist dünyanın geri kalan bölümüne de ayna tutuyor. Ve işçi sınıfı ve emekçi halkların kapitalizmden kurtulmadıkları müddetçe onun yol açtığı belalardan kurtulamayacaklarını da gözler önüne seriyor.