Almanya’da Ukrayna savaşının birinci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen eylemler genel olarak sönük geçti. Ukrayna’nın mevcut yönetimini ve Batı emperyalizminin savaş politikalarını destekleyen resmi-güdümlü gösteriler yüzlü, kimi büyük şehirlerde de binli sayıları aşmadı. Emperyalist savaş karşıtı mücadelenin, dolayısıyla Ukrayna’daki savaşa dair tutarlı bir sol çizginin temsilcisi olması gereken devrim iddialı güçlerin tablosu bunun da çok gerisindeydi. Pek çok kente farklı grup ve çevrelerin ayrı ayrı zayıf eylemleri vardı. Denebilir ki bu dağınık tablonun dışına çıkan tek eylem Berlin’de Sol Parti Milletvekili Sahra Wagenknecht ve kadın hakları savunucusu Alice Schwarzer’in çağrısını yaptığı Barış Mitingi idi.
Miting öncesi günlerde olduğu gibi, sonraki gün de Almanya’da gündemde kalmayı sürdürdü. Öncesinde Sahra-Alice ikilisinin hem imzaya açtıkları Barış Manifestosu hem de 26 Şubat günü eylemine çağrıları büyük bir karalama kampanyasının hedefindeydi. “Barış hemen şimdi” çağrısına başta Yeşiller olmak üzere hükümet kanadı tarafından resmen savaş ilan edilmişti.
Alman tekelci basını oldukça yoğun olan karalama kampanyasını neredeyse hep bir ağızdan ve tüm güçleriyle sürdürdü. Bu kampanyada Wagenknecht’lerin Rusya’yı ve Putin’i eleştirmedikleri, Putin tarafından finanse edildikleri, Sahra’nın sağa kaydığı, sağcılarla işbirliği yaptığı vb. gibi iddialar öne çıkarıldı.
Ayrıca Wagenknecht’in partisi Die Linke (Sol Parti) de eyleme çağrı yapmaktan ve katılmaktan uzak durdu. Hatta katılımın az olması için çaba sarf etti.
Tüm bunlara ve Berlin’in 25’indeki soğuk havasına, polisin eyleme gelenleri fiilen engellemek anlamına gelen provokatif tutumlarına rağmen mitinge on binlerce kişi katıldı. Katılım rakamı organizatörlerce 50 bin civarında, kimi yayın organlarınca 30-35 bin olarak açıklandı. Zelenski yönetimi yanlılarının 25 Şubat günü yaptıkları 7-8 bin kişilik gösteriyi 10 bin olarak açıklayan Berlin polisi ise 26 Şubat günkü eyleme katılımı 13 bin olarak ilan etti.
Eyleme katılan kitleye büyük bir coşku hakimdi. Kitlenin taşıdığı pankart ve dövizlerde hep barış talepleri hakimdi. Sık sık Almanya Dışişleri Bakanı Baerbock’un istifasını içeren sloganlar atıldı. Onunla birlikte Alman hükümetinin savaş politikası da sıklıkla yuhalandı.
Brendenburg Tor’daki gösteride Sahra Wagenknecht’in yaptığı konuşma kitle üzerinde büyük bir etki yarattı. “Barış hemen şimdi” çabasına yönelik karalama kampanyasına yanıt olarak Wagenknecht, “Bizim sağa kaydığımızı söyleyenler kaba yalan söylüyorlar. Benim bütün ömrüm sağa karşı mücadeleyle geçti. Bize böyle ithamda bulunanlar dönüp Ukrayna’da destekledikleri kapitalist oligarklara ve Nazi artıklarına baksınlar. … Bir daha Alman panzerlerinin Rusya topraklarında Rusları öldürmesine izin vermeyelim” sözleriyle yanıt verdi.
Wagenknecht-Schwarzer ikilisi ve diğerlerinin konuşmalarında Rusya’nın işgal saldırısı teşhir edilirken, Ukrayna’nın silahlandırılmasının derhal durdurulması, Almanya’nın silah sevkiyatına bir an önce son vermesi istendi. Alman hükümetinin savaş politikasının olmadığı ve Amerika’nın arkasından sürüklendiği belirtildi. Özellikle Yeşiller'in bir savaş partisine dönüştüğü gerçeğinin altı çizildi. Zelenski yönetiminin de ağır şekilde eleştirildiği konuşmalarda, ABD’in savaş tekellerine savaşın uzun süreceğinin teminatını ve ona göre de ihaleler verdiği vurgulandı.
Başta ABD ve NATO olmak üzere tarafların savaşı tüm Avrupa’ya ve tüm dünyaya yaymalarının, savaşı giderek kışkırtmalarının derhal sona erdirilmesi gerektiği dile getirildi.
Almanya-Fransa ikilisinin Çini de yanlarına alarak Rusya ile bir an önce barış görüşmelerine başlaması talep edildi. Sıklıkla eğer bir an önce barış görüşmelerine başlanmaz ise bunun tüm dünya için büyük bir felakete yol açacağı vurgusu yapıldı.
Bir yıllık savaşta 200 bin civarında askerin ve 50 bin sivilin öldüğü, on binlerce insanın yaralandığı bilgisi verildi. Savaşın ekonomik boyutlarının yanı sıra insanlar üzerindeki etkisine de değinildi.
Sarah ve Alice’in yayınladıkları manifestoyu iki haftalık zaman dilimi içinde 640 bin kişinin imzaladığı, bunun Almanya’da bir ilk olduğu ifade edildi. Konuşmacılar yapılan eylemin yeni bir barış hareketini başlatmanın ilk adımı olduğunu ve giderek bu mücadeleyi büyüteceklerini vurguladılar.
Eylemin gücü ve etkisi, eylemden sonraki 24 saat içinde 30 binden fazla insanın daha manifestoyu imzalamalarıyla da doğrulanmış bulunuyor. Alman basını ve hükümet çevrelerinin bütün karalama kampanyalarına rağmen oldukça güçlü geçen eylemin yankıları ve tartışmaları sürecek gibi görünüyor.
Kızıl Bayrak / Berlin