“Massvol” (Hacim Dolu) ve “Junger Tat” (Genç Hareket) olarak kendilerini tanımlayan faşist bileşenler Basel’de 21 Ekim’de bir yürüyüş yapacaklarını duyurdular.
Anti faşist bileşenlerden oluşan “Basel bleibt Nazifrei” (Nazisiz Basel) de aynı gün aynı yerde bir protesto eylemi yapacağını kamuoyuna duyurdu. Her iki yürüyüşe de izin verilmişti.
18 Ekim Çarşamba günü, yani 21 Ekim’e üç gün kala Basel polisi, “Hafta sonu Basel’de bütün gösteriler yasaklanmıştır” açıklaması yaptı.
21 Ekim Cumartesi günü faşist bileşenlerin ve antifaşistlerin toplanacağı yer olan St. Johan Parkı sabah saatlerinden itibaren polis tarafından abluka altına alındı.
Faşistlerin, gösterilerini sınır şehri olan Almanya’nın Weil am Rhein’a aldıkları duyuldu. Ancak antifaşist bileşenler orada da onlara meydanı boş bırakmadılar ve bir araya gelmelerini engellediler. Bunun karşılığında anti faşist bileşenlere Alman polisi saldırdı.
Sabah saatlerinden itibaren polis Basel’de kitlenin kalabalık gruplar halinde bir araya gelmemesi için saldırıya geçti. Buna rağmen yüzlerce kişinin bir araya gelip yürümesine engel olamadı. Basel bleibt Nazifrei bileşenleri abluka altına alınan alana yakın başka bir yerde toplanarak yürüyüşe geçti.
Kitleyi küçük gruplar halinde birbirlerinden ayırma taktiği uygulayan polis, TOMA’lar eşliğinde sis bombası, biber gazı ve plastik mermilerle kitleye saldırdı. Yaralanıp hastaneye kaldıranlar olsa da kitle geri adım atmadı.
“Massvoll” faşist grubun başkanı Nicolas Rimoldi’nin yürüyüş güzergâhının geçtiği Dreirose köprüsünün altında 5-6 kişilik bir grupla saklandığı tespit edildi. Polis Nicolas Rimoldi ve grubunu adeta koruma altına alarak kaçırdı. Daha sonra sosyal medya hesabından açıklama yapan Rimoldi, “Bizi teröristlerden koruyan polise teşekkür ederim” dedi.
Azgın polis terörüne rağmen Basel’in her yerinde 21 Ekim Cumartesi günü adeta sokak direnişi vardı.
Zürich ve başka şehirlerden getirilen polis desteği rağmen, bugüne damgasını vuran polis şiddeti değil, antifaşist direniş oldu.
Kızıl Bayrak / Basel