Kapitalizmin krizi, artan siyasal gericilik çalışan kadınların maruz kaldığı çifte sömürü ve baskıyı daha da ağırlaştırıyor. Kadınlar eşitsizliğin, acımasız sömürünün ve kadın düşmanı politikaların kıskacında. Her gün dünya çapında binlerce kadın tecavüze uğruyor, taciz ediliyor ve ölümle sonuçlanan şiddete maruz bırakılıyor. Bu koşullar, adeta kadınların isyanına yol açtı. Son yıllarda dünya çapında kadın mücadelesi belirgin şekilde güçlenmeye başladı. Kadın yürüyüşleri, kadın grevleri, uluslararası 8 Mart eylemleri, kadın cinayetlerine karşı “Ni una menos” hareketi ve daha nice eylemler bunu gösteriyor.
İsviçre’de de kadınlar, toplumsal yaşamın her alanında kadın düşmanı politikalarla karşı karşıya. “Eşit işe eşit ücret!” temel talep olmaya devam ediyor. Sendikaların verilerine göre erkeklerle aynı işi yapan kadınlara erkeklerden yüzde 19,5 daha az ücret ödeniyor. Yaşlılıkta yüzde 34,6 daha az emekli maaşı alıyorlar. Ortalama gelirleri hala yüzde 43 daha düşüktür.
Grev sözcülerinden biri, “Kadınlar hala daha düşük maaş ve daha düşük emekli maaşı alıyor. Daha fazla ücretsiz iş yapıyorlar. Ayrımcılığa ve tacize maruz kalıyorlar. Sonunda somut iyileştirmelere ihtiyaç var! Bu nedenle 14 Haziran 2023’te büyük bir feminist grev çağrısı yapıyoruz” derken taleplerini de belirtmiş oluyor.
İsviçre’nin dört bir yanından 100 delege, yeni bir feminist grevin nasıl örgütlenmesi gerektiğini, talepleri ve kadın işçilerin günlük yaşamdaki haklarını daha iyi savunmak için sendikal alan başta olmak üzere her alanda örgütlenmenin güçlendirilmesi gerektiğini tartıştı. 2019 yılındaki kadın grevinin bir parçası olarak, birçok yerde yerel grev kolektifleri kuruldu.
***
2019’daki büyük kadın grevinden bu yana, kadınların durumunun iyileşmediği, hatta daha da kötüye gittiği belirtiliyor. Kadınların emeklilik yaşının 65’e çıkarılması bunun kanıtlarından biridir. Dolayısıyla kadınlar bu yıl da bir araya gelerek siyasal, iktisadi ve toplumsal taleplerini dile getirdiler. 14 Haziran günü İsviçre genelinde yaklaşık 50 kent ve kasabada eylemler yapıldı. Feminist grev kolektiflerinin yanı sıra Unia, SEV (Ulaştırma işçileri Sendikası) ile Syndicom (Medya ve İletişim Sendikası) gibi sendikalar da grev çağrısı yapmıştı.
İsviçre’nin en büyük kentleri başta olmak üzere onlarca kent ve kasabada ağırlığını genç kadınların oluşturduğu her yaştan on binlerce kadın daha fazla saygı, işyerinde cinsiyetçilik ve cinsel tacize karşı sıfır tolerans, ayrımcılık ve ırkçılığa hayır, daha fazla ücret, bakım, satış, çocuk bakımı ve temizlik sektörlerinde insana yakışır ücretler ve çalışma koşulları, ücret eşitsizliği durumunda şirketler için yaptırımlar, daha fazla serbest zaman, tam ücretle azaltılmış çalışma saatleri, daha yüksek emekli maaşları, emeklilik yaşının daha fazla yükseltilmemesi gibi talepler için sokaklara çıktı ve işyerinde grevler yaptı.
***
En büyük 20 şehirde, büyük yürüyüşler düzenlendi. Bern’de en az 20 bin kadın eşitlik için sokaklara döküldü. “Zaman, saygı, makul ücret ve emekli maaşı!” talep ettiler. Organizatörler yaklaşık 50 bin göstericiden söz etti. Zürich’te on binlerce kişinin eyleme katıldığı bildirildi. Polis Basel’deki yürüyüşe 9 bin kişinin katıldığını iddia etti. Oysa organizatörler sayının 50 binden fazla olduğunu belirtti.
Basel’de tüm gün çeşitli etkinlikler düzenlendi. Kitle akşam saat 17.30’da toplandı ve saat 18.00 civarında yürüyüşe geçildi. En önde “Feminist grev!” pankartı açıldı. “Kadın mücadelesi sınıf mücadelesidir!”, “Sınıfa karşı sınıf!”, “Milyarlar bankalara değil, bakım hizmetine!” şiarlı pankartların taşınması dikkat çekti. Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalar, atılan sloganlar anti kapitalist içerik taşıyordu. “Devrim, devrim, devrim!” sloganı da sıkça haykırıldı. İklim sorunu da eylemcilerin gündemlerinden biriydi ve “iklimi değil, sistemi değiştirin!” talebi dikkat çekiciydi.
Hemen her sektörden kadınların yanı sıra İsviçre’nin sol, anti faşist, devrimci grupları da yürüyüşe katıldı ve sloganlarıyla yürüyüşe politik bir hava kattılar. Demokratik Avukatlar Birliği’nin, polisin 1 Mayıs’taki teröründen hareketle temel hak ihlallerine karşı izleyiciler olarak birkaç ekiple yürüyüşe katılması dikkate değerdi. Uzun bir yürüyüş güzergahının ardında kitle başlama alanına gelerek ve burada kutlamalar yaparak eylemi sonlandırdı.
Kızıl Bayrak / Basel