Avustralya aylardır yoğun orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Aşırı sıcaklar ve kuraklık yangınları söndürmeyi zorlaştırmış ve yangınlar artarak devam ediyorken,
Bu defa da Avustralya’yı, orman yangınlarına ek olarak şiddetli yağmur ve sel vurdu.
Avustralya'nın bazı bölgeleri sular altında kaldı. Yağmur ve sel, itfaiyenin yangın bölgelerindeki çalışmalarını kolaylaştırsa da kıta yeni bir “felaket”le karşı karşıya kalmış durumda. Her ne kadar Avustralyalı yetkililer, durumun endişe verici olmadığını söylese de Sydney metropolü ve Queensland eyaleti de dahil olmak üzere birçok yerleşim alanı su baskınlarına maruz kalmış bulunuyor.
Şiddetli yağmurun başladığı 5 Şubat Çarşamba gününden bu yana, orman yangınlarının sayısı azalsa da başkent Canberra yakınlarındaki yangın da dahil olmak üzere, 17'si kontrol altında olmayan yaklaşık 40 yangın var.
Orman yangınına ek sel ve fırtına
Avustralyalı yetkililer “yağmurun sesini duymak ne güzel” gibi açıklamalar yapsa da ne yazık ki durum rahat bir nefes almaktan uzak gibi görünüyor. Meteorolojiden yapılan açıklamaya göre; hızı saatte 230 kilometreye kadar çıkması beklenen ve kıtanın kuzeybatısından gelen bir fırtına yaklaşıyor. Ancak yetkililer, “bölge sakinleri kendilerini güvenceye almak için önlem almalı” gibi açıklamalar yapmanın ötesine geçemiyorlar.
Anlaşılan, önümüzdeki süreçte kıta orman yangınları, sel baskınları ve fırtınalarla anılmaya devam edecek.
***
Avustralya kömür üretiminde dördüncü sırada
Kömür, fosil yakıtlar arasında atmosfere en çok CO2 salan ve dolayısıyla doğayı en çok kirleten yakıtların başında geliyor. Avustralya, kömür üretiminde Çin, ABD ve Hindistan’dan sonra dördüncü sırada geliyor. 76,4 milyar ton kömür rezervine sahip olan Avustralya yılda yaklaşık 500 milyon ton kömür üretiyor.
Avustralya’da faaliyet gösteren uluslararası Glencore şirketi kıtada on altı kömür madeni işletiyor ve 5 yeni projeyle genişleme çalışmaları yürütüyor. 2018 verilerine göre sadece bu şirket bir yılda 104 milyon ton kömür üretmiş bulunuyor. Şirket, ek 5 projenin gerçekleşmesinden sonra yılda 150 milyon ton kömür üretebileceğini açıklamış bulunuyor.
Bu şirket 2017’de milyonlarca dolarlık bir bütçe ile Caesar adı altında bir kampanya finanse etti. Bu kampanyanın bir parçası olarak, Avustralyalı kilit politikacıları etkilemeyi, yani parayla satın almayı hedefine koydu. Muhalifler “casusluk” iddialarıyla, yalan ve iftiralarla rencide edildi. Sosyal medyada kömür enerjisini öven ve rüzgâr enerjisinden negatif bir şekilde bahseden kampanyalar yaygınlaştırıldı. Ve bu kara propaganda ancak 2019’un başlarında durdurulabildi.
Yaşanan orman yangınlarının akabinde kömür üretimi ve orman yangınları bağlamında kendisine yöneltilen bir soruya cevap veren Avustralya Başbakanı Scott John Morrison, orman yangınları ile kömür üretimi arasında bir ilişki bulunmadığını iddia ediyordu. Morrison, “Kim böyle bir şey iddia ediyorsa ülkemizin ekonomisine kast ediyor” diyerek kömür lobisinin arkasında olduğunu bizzat açıklamış oluyordu.
Yaşanan tüm bu felaketlere rağmen kömür üretimi artarak devam ediyor. Avustralya burjuvazisi ve Avustralya’da faaliyet gösteren uluslararası tekeller, yaşanan bu doğal afetlerin dolaysız sorumlusudurlar.
Yaşanan ve yaşanacak olan böyle “felaketler”in sorumlusu, doğayı hoyratça yıkıma uğratarak ekolojik dengeyi altüst eden emperyalist kapitalizmdir. Tekellerin ‘kâr, daha çok kâr’ hırsıdır. Dolayısıyla, doğaya sahip çıkma ve iklim mücadelesi, gezegenimizi yaşanmaz hale getiren emperyalist kapitalizmi hedeflemek durumundadır.