Şimdiye kadar olduğu gibi hep İsrail Siyonizmi’nin arkasında duran Alman emperyalizmi, “Aksa Tufanı” şahsında Filistin direnişine düşman olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir kez daha, Almanya kayıtsız şartsız yüz yıla yaklaşan Siyonist zülmün yanında olduğunu gösterdi.
Alman devleti bu tutumunu, ülkede Filistinle dayanışma amacıyla yapılan tüm eylemleri yasaklayarak sürdürüyor. Olayın sıcaklığıyla ilk elden yapılan kimi eylemlerin ardından, politikacılar art arda açıklamalar yaparak, Filistine destek veren her türlü eylemin yasaklanmasını talep ettiler.
İçişleri bakanlığı düzeyinde yapılan bir açıklamada karar “Kamu güvenliği ve düzeni açısından tehdit oluşturdukları gerekçesiyle yasaklanmıştır” şeklinde açıklandı. Kararın ardından 11 Ekim Çarşamba günü Berlin’de yapılması planlanan kitlesel bir eylem yasaklandı. Bunu diğer yerlerdeki eylem yasakları izledi. Duisburg’da yapılmak istenen eyleme saldıran polis bazı eylemcileri gözaltına aldı.
Yine 11 Ekim Çarşamba günü Frankfrut’ta yapılmak istenen bir eylem de yasak kararına takıldı. Kısa adı “Samidoun” olan, “Filistinli Tutsaklarla Dayanışma Ağı” tarafından çağrısı yapılan eylemde, polis alana yığınak yaparak insanların toplanmasına izin vermedi. Filistin bayrakları ve hatta Filistin direnişiyle özdeşleşen “Puşi”nin bile taşınması problem edildi. Buna rağmen insanlar Puşilerini çıkarmayarak, dağınık da olsa alanda uzun süre kalmayı sürdürdüler.
Polisin çantasını kontrol etmek istediği bir Filistinli, kontrole izin vermediği gibi, yüksek sesle çevrede bulunanlara, İsrail işgaline karşı, Hamas ve direnişi öven ajitatif bir konuşma yaptı. “Çocuklarını da alıp Filistin’e geri gideceğini” söyledi. Alman polisi gösterilen bu kararlılık ve öfke karşısında sadece izlemekle yetindi. Bu arada çevrede bulunanlar tarafından “Filistine özgürlük” ve “Yaşasın enternasyonal dayanışma!” sloganları atıldı.
Alman devleti bu tür durumları aynı zamanda gösteri ve yürüyüş hakkını fiilen ortadan kaldırmanın fırsatına da çeviriyor. Eylemler yasaklansa bile, Filisitinle dayanışmak amaçlı eylem çağrıları devam ediyor. Bugün (11 Ekim) Frankfurt’taki kimi Filistinli göstericiler, Cumartesi günü daha kitlesel bir eylemle yasağı fiilen delmek için çaba harcayacakları yönünde görüş belirttiler. Filistin direnişinin yaptığı son çıkışla, başta Flisitinliler olmak üzere, dünyanın dört bir yanındaki Arap halklarına müthiş bir özgüven verdiği gözleniyor.
İsrail’e askeri destek de teklif edildi
Alman devleti İsrail siyonizmine desteğini, sadece ülkesindeki eylemleri yasaklayarak değil, doğrudan askeri yardım teklif ederek de gösteriyor. Alman savunma bakanı Boris Pistorius, İsrailli meslektaşı Joaw Galant’la sürekli mesajlaştığını, Berlin’deki askeri ateşeye olduğu gibi, ona da destek önerdiğini, fakat şimdiye kadar herhangi bir askeri desteğe ihtiyaç olmadığı yönünde cevap aldıklarını belirtti.
Pitorius, ayrıca Hamas’ın elinde Alman esirlerin olup olmadığı yönündeki bir soruyu cevapsız bırakırken; İsrail’de bulunan Alman vatandaşlarının ise, özellikle Lübnan üzerinden tahliye edilmeye başlanacağını belirtti.
Yine içişleri bakanı Nacy Faeser, Hamas’a destek veren örgütlere karşı sert önlemler konusunda çalışmalar başlatıldığını açıkladı.
Hitler faşizmi eliyle yahudileri soykırımdan geçiren Alman emperyalizmi, Nazizmin Yahudilere yaptığinın benzerini Filistinlilere reva gören İsrail Siyonizmi'nin zulmünü görmezden geliyor. Sözüm ona Yahudi soskırımından “pişmanlık” duyan Almanya, yüz yıla yaklaşan Siyonist işgalin yol açtığı insan hakları ihlallerini ve Filistin’deki sayısız katliamı, yarım ağızla da olsa, bir kere bile kınamamıştır. Aksine yapılanları İsrail devletinin “meşru savunması” olarak yansıtmıştır. Böylece Yahudilere karşı işlediği tarihsel suçu unutturmaya çalışmakla kalmayıp, Filistin ve Arap halklarının ağır bir bedel ödemesinin suç ortaklığını da yapmktadır.
Aynı Alman emperyalizmi, Almanya’da İsrail’e yönelik her türden eleştiriyi anında “antisemitizm”le yaftalayıp etkisizleştiriyor. Öte yandan, özellikle Hamas türünden örgütleri bahane ederek, onun şahsında yüz yıla yaklaşan meşru ve haklı Filisitin direnişine gölge düşürmeye çalışıyor.
Fakat her ne yaparlarsa yapsınlar, başta Ortadoğu olmak üzere, tüm dünya halklarının ve ezilen insanlığın meşru gördüğü ve sempati beslediği Filistin direnişine, “terörizm” demagojisi ile kara çalmayı başaramayacaklar.
Kızıl Bayrak / Frankfurt