ABD ve Slovakya arasında “Savunma İş Birliği Anlaşması” adı altında hazırlanan anlaşma Slovakya’da sert tepki ve protestolara neden oldu. Söz konusu anlaşmayla ilgili olarak, “İki NATO ortağı arasında normal bir anlaşma mı, yoksa ulusal egemenliğin teslim edilmesi mi?” sorusu soruluyor.
Onay bekleyen anlaşmada Slovakya’nın, bir dizi başka şeyin yanı sıra iki askeri havaalanını ABD silahlı kuvvetlerine devretmesi yer alıyor. Anlaşmanın onaylanması durumunda Slovakya’ya giren ve çıkan ABD’ye ait uçak ve araçlar kontrol edilemeyecek. Slovakya’nın bu üslerde depolanan silah ve mühimmat üzerinde hiçbir kontrolü olamayacak. Slovak hükümeti, Sliac ve Kuchnya üslerinin Slovak üssü olarak kalacağını iddia etse de anlaşma karşıtları aksini iddia ediyorlar. Tarihçi Eduard Chmelar, “ABD’ye sınırsız bir süre için ücretsiz verilen üslerde ABD yasalarının geçerli olacağına” dikkat çekiyor.
Halen imzalanmamış olduğu söylenen anlaşmaya karşı protestolardan biri de Başkent Bratislava’daki ABD büyükelçiliği önünde yapıldı. Göstericiler, iki ülke arasında onay bekleyen “Savunma İş Birliği Anlaşması” nı (DCA) “Slovakya’nın egemenliğini ihlal ettiği” gerekçesiyle protesto ettiler.
Üslerde kontrol kimde?
Tarihçi Chmelar, duyarlılık yaratmak için anlaşmaya karşı bir kampanya başlattı. Kampanyaya çok sayıda tanınmış yazar, sanatçı, siyasetçi imza atarak destek verdi. Kampanyaya katılanlar sözleşmenin Anayasa Mahkemesi tarafından gözden geçirilmesini istiyorlar.
“Görünen o ki, hükümete sadece nereye imza atacağı gösterilmiş bir anlaşma” diyerek tepki gösteren tarihçi Chmelar, “üslerde nükleer silahların da konuşlandırılması olasılığının göz ardı edilemeyeceğine” dikkat çekiyor ve “Bu tamamen Slovakya’nın aleyhine bir sözleşmedir” diyor.
Hükümet, “demagogları iş başında”
Savunma Bakanı Jaroslav Nagy iddialara karşı çıkıyor ve NATO üyesi 27 ülkeden 23’ünün halihazırda imzalamış olduğu bir “standart çerçeve anlaşmadır” diyor. Nagy, “Sözleşmeyi Dışişleri Bakanı Ivan Korcok ile birlikte müzakere ettik. Bu sözleşme Slovakya’ya 100 milyon dolar getirmesinin yanı sıra, Atlantik yanlısı duruşumuzu yeniden teyit ediyor” diye savunuyor.
Dışişleri Bakanı Korcok, “Topluma bu anlaşma sayesinde Amerikan askerlerinin ülkeye geleceği hissini verdiler. Ama durum böyle değil” diyerek, karşı çıkanları “dezenformasyon yapan başarılı demagoglar” olarak suçladı.
Büyük tepki ve protestolara neden olan bu onur kırıcı sözleşme karşısında hukuk da harekete geçmek zorunda kaldı. Başsavcılık “ülkenin egemenliğini ihlal ettiği” gerekçesi ile sözleşmede yer alan 30’dan fazla maddeye itiraz etti. Sözleşmeyi eleştirenler arasında Başsavcılık da olunca, Anayasa Mahkemesi’nin, anlaşmanın “Slovak Anayasasına uyup uymadığını” resen incelemesi gerekiyor.
İki askeri havaalanına yakın şehirlerden de tepkiler yükseliyor. Eski Başbakan Robert Fico ve partisi Smer etrafındaki muhalefet, anlaşmayı referanduma götürmek istiyor. Düzen muhalefeti, ülke egemenliğini ayaklar altına alan bu sözleşmeye karşı gelişen tepkileri arkasına alarak hem düzen sınırları içinde tutma ve hem de oy potansiyelini artırarak, fırsata çevirme peşinde.
Bir ülkenin egemenliğini ayaklar altına alan böyle bir anlaşmayı, düzen kurumları değil, işçi ve emekçisi, sanatçı ve aydını ile sokağa taşan tepkiler engelleyebilir.