ABD’de savaşa farklı yaklaşımlar

Kissinger gibi birisinin yaklaşımları, ABD-NATO tarafından Ukrayna üzerinden yürütülen savaşın hedeflerine ulaşamadığına, Amerika’nın herkese iradesini dayattığı dönemin geride kaldığına işaret ediyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 26 Mayıs 2022
  • 19:00

ABD emperyalizmi hakimiyetindeki “tek kutuplu dünya” döneminin geri dönüşü olmayan bir şekilde aşıldığını gösteren veriler artıyor. Joe Biden ve temsil ettiği güçler bu süreci askeri-ekonomik güç kullanarak durdurmaya çalışırken, başka bir kesim ise “çok kutuplu dünya” gerçeğini kabul etme zamanının geldiğini dillendiriyor.

Japonya’nın başkenti Tokyo’da “Dört Taraflı Güvenlik Diyaloğu” (ABD, Japonya, Avustralya, Hindistan dörtlüsünün oluşturduğu Quad) devlet başkanlarını toplayan Biden, militarizm ve savaş histerisini körüklüyor. Buna karşılık Rusya ve Çin ile ilişkilerde farklı bir tutum alınması gerektiğini dile getiren kesimler de seslerini yükseltmeye başladılar. Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger gibi isimlerin de aralarında olduğu bu görüşün savunucuları, Ukrayna üzerinden Rusya’ya karşı sürdürülen savaşın sona erdirilmesi için çağrı yapıyorlar.

Zakaria: Amerikan barışının sonuna tanık oluyoruz

Biden yönetimi ile batılı işbirlikçilerinin Rusya’yı boğma planı kapsamında Ukrayna üzerinden yürüttükleri savaşı ekonomik ambargo ile daha da yıkıcı hale getirme planları tutmamış görünüyor. Bumerang etkisi yapan bu politika ABD ekonomisini de olumsuz etkiledi. Biden’a verilen desteğin yüzde 30’lara gerilediği belirtilirken, Amerika’daki pahalılıktan Putin’i sorumlu tutma saçmalıklarının pek etkili olmadığı görülüyor.

Rusya’ya karşı izlenen politika konusunda farklı yaklaşım sergileyenlerden biri, ABD demokratlarına yakın ve ülkenin tanınmış dış politika uzmanlarından Fareed Zakaria oldu. Hint asıllı Zakaria, Amerikan rejiminin önde gelen “akıl hocaları”ndan biri olan Samuel Huntington’un öğrencisi kabul ediliyor. Le Monde gazetesi ile yaptığı söyleşide Rusya ile ilgili ifadeleri dikkat çekti.

Şöyleşide, “Amerikan barışının sonuna tanık oluyoruz” ifadelerini kullanan Zakaria, şu noktalara dikkat çekiyor. “Jeopolitik planda Irak olayı Amerika’nın güç kullanımındaki meşruiyetine son verdi. 2008 ekonomik krizi ABD’nin itibarına darbe vurdu. Ve şimdi ilk kez büyük bir güç, dünyadaki en büyük nükleer cephaneliğe sahip olan Rusya Amerika’ya cepheden meydan okuyor… Amerikan barışının bitişi çok sayıda ülkenin sürekli birbirleriyle rekabet halinde oldukları çok kutuplu yeni bir dünyaya giriş anlamına geliyor. Bu da hatalar yapma riskini ve bir çatışma çıkması tehlikesini arttırıyor.”

Kissinger: “Ukrayna Rusya’nın şartlarını kabul etmeli

“Ukrayna’daki savaş Batı diplomasisinin sarsıcı bir başarısızlığıdır” diyen Zakaria’nın yaklaşımını destekleyen daha dikkat çekici son açıklama Henry Kissinger’den geldi.

Eski ABD Dışişleri Bakanı Kissinger, “Ukrayna Rusya’nın şartlarını kabul etmeli” mesajını Davos'ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu'nda verdi. Rusya’nın Avrupa güç dengesindeki konumunu unutmasının “ölümcül” olacağına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:

“Ukrayna ve Rusya kolaylıkla üstesinden gelinemeyecek karışıklıklara ve gerilimlere yol açmadan önce müzakerelere başlamalı. Bu noktadan sonra savaşı sürdürmek, Ukrayna’nın özgürlüğüyle ilgili değil, Rusya’ya karşı başlatılan yeni bir savaşla ilgili olacaktır.”

Zakaria’dan sonra Kissinger gibi birisinin bu yaklaşımı sergilemesi, ABD-NATO tarafından Ukrayna üzerinden yürütülen savaşın hedeflerine ulaşamadığına, Amerika’nın herkese iradesini dayattığı dönemin geride kaldığına işaret ediyor.