Kendilerini “barış ve demokrasinin savunucuları” olarak gösteren G7 dışişleri bakanlarının geçen hafta yapılan Liverpool’daki toplantısında, Rusya ve Çin tehdit edilmişti. AB dışişleri bakanlarının, Rusya’ya karşı yeni yaptırımlarını görüşmek üzere 13 Aralık Pazartesi günü yaptıkları toplantıda da benzer sonuç çıktı. Almanya’nın “yeşilci” yeni dışişleri bakanı Annalena Baerbock’un ilk kez yer aldığı dışişleri bakanları toplantısında, “Rusya Ukrayna’ya yönelik herhangi bir saldırı için yüksek bedel ödemeli” tehdidinde bulunuldu.
Giderek tırmanan Ukrayna krizine dair Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielus Landsbergis, “Rusya’nın kapsamlı bir savaş hazırladığını” iddia ederek “İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana benzeri görülmemiş bir süreç” yaşandığını savunarak AB emperyalistlerinin saldırganlığını kışkırtmaya çalıştı. Zira kendisi eşi benzeri görülmemiş biçimde tepki vermeleri gerektiğini öne sürdü.
Almanya’nın yeni dışişleri başkanı Annalena Baerbock, Avrupa’nın Ukrayna’nın egemenliğine olan bağlılığını yineledi. G7 toplantısını kastederek “Hafta sonu zaten net bir görüş ortaya koyduk ve burada Avrupalılar olarak tam bir dayanışma içinde Ukrayna’nın arkasında olduğumuzu ve Rusya’nın herhangi bir eyleminin ciddi diplomatik ve ekonomik sonuçları olacağını burada dışişleri bakanları toplantısında vurguladık” dedi.
AB dışişleri bakanları, Libya, Suriye ve Ukrayna’daki operasyonlarla bağlantılı olduğunu savundukları Rusya merkezli askeri özel şirket “Wagner Grubu”na yaptırımlar uyguladılar. Bu şirketin önde gelen temsilcilerinin AB’ye girmesi yasaklandı, hesapları donduruldu.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Bu grubun faaliyetleri melez Rus savaşını temsil ediyor” iddiasında bulundu. Avusturya, bunun bir tehdit ve dünyanın birçok ülkesinde istikrarsızlık yaratacağını söylüyor.
Rusya’ya yönelik bu adımlara karşın Avrupa Birliği, Kuzey Akım 2 konusunda hala anlaşamıyor. Almanya bu konuda kaygılı durumdayken, Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg ise Avusturyalı enerji şirketi OMV’nin de yer aldığı projenin AB’nin gaz arzını genişletebileceğine dikkat çekiyor. Kuzey akımı 2’nin yerine bu projenin kullanılmasını istiyor.
Avrupalıların ortak bir tutum ortaya koyamadığı konulardan biri de Çin’deki Kış Olimpiyat Oyunlarının boykot edilip edilmemesi oldu. Avrupalılar bugüne kadar sürdürdükleri tartışmayı henüz ortak bir tutuma dönüştürmüş değiller. Avusturya Dışişleri Bakanı’na göre, AB’nin Çin’deki insan hakları ve Hong Kong’daki durum konusunda net bir duruşu var. Bir spor olayı yapay olarak politize edilmemeli derken, Lüksemburglu Jean Asselborn, “Olimpiyat Oyunları her zaman politiktir. Politik olarak tarafsız oyun yoktur” demekte ve AB’nin, Çin’e karşı “Avrupa değerleri için ayağa kalkmalı” çağrısında bulundu.