Türkiye dış politikasında, ABD’de Joe Biden yönetiminin işbaşı yapmasıyla beraber bir dönüşüm görülüyor. Ancak yıllara yayılması gereken bu adımlar hızlandırılmış şekilde ilerlediği için hem kafa karışıklığı hem karmaşaya neden oluyor.
Bu karışıklığın yaşandığı adreslerden biri Ukrayna. Ukrayna konusunda komşuların hangi taraftan yana olunacağı 2014’ten bu yana, Rusya’nın Kırım'ı ilhak etmesiyle ayrı bir önem taşıyor. Türkiye Biden iktidarına kadar ABD’ye karşı özellikle Suriye ve Ortadoğu’da Rusya’yı bir dengeleyici olarak kullanılıyordu. Bu dengede işler S-400 ile beraber 'tarafını seç' baskına kadar uzandı.
Biden yönetiminden NATO müttefiklerine gelen çağrı, Çin’e karşı saflaşma, “Rusya’yı aradan çıkarma” politikası Türkiye’nin kurduğu “dengeleme” siyasetinin sonuna gelinmesi olarak yorumlanabilir. Dengeleme politikasından çıkışın Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerine etkisi ne olacak? Bu bağlamda bu makas değişiminin etkisinin görüleceği adreslerden biri Ukrayna. Bu hafta Rusya’nın Türkiye’ye Ukrayna konusundaki “dikkat” uyarısını ve bunun Rusya ile ilişkilere etkisini ele alacağız.
Dikkat çeken işbirliği: Türkiye-Ukrayna ilişkileri
Türkiye ile Ukrayna arasında 2011’de kurulan stratejik ortaklık 2014’ten bu yana hacmini artırıyor. 2019 ve 2020 ekonomi verileri de bu argümanı destekliyor. Kiev ile Ankara arasında 2020’deki ticaret hacmi yaklaşık 5 milyar dolardı. Hedeflenen, önümüzdeki beş yılda bunun 10 milyar dolara çıkması. Ticaretin yanında Türkiye, Ukrayna ekonomisindeki önemli yabancı yatırımcılardan biri. Türkiye’den Ukrayna’ya giden yatırım; emlak, altyapı, yol ve liman yapım ve onarımı başta olmak üzere 500 milyon doların üzerinde, üstelik bu, 2014’ten bu yana yüzde 30’dan fazla artış gösterdi. Yatırım ilişkilerinin yanında Ukrayna’dan Türkiye’ye 2019’dan bu yana gelen turist sayısı da önemli. Pandemi öncesi veriler incelendiğinde 2019’da Ukrayna’dan Türkiye’ye tatile gelen Ukraynalı turist sayısı 1 milyon 600 bin. Nitekim bu veriler, Türkiye’nin 2020’de Ukrayna Güvenlik Belgesi’nde stratejik ortak olarak tanımlanmasına kapı açtı.
Benzer bir işbirliği askeri alanda da görülüyor. 2018’den bu yana Ukrayna Türkiye’den askeri malzeme alımı yapıyor. İşte bu noktada Ukrayna’da 2014’ten bu yana süren iç savaş bu ekipmanların denenmesi açısından Türkiye için uygun bir zemin sunuyor. İHA’lardan ada sınıfı korvete uzanan bu ticaret Türkiye bakımından iki açıdan önemli. Birincisi, ürettiği ürünlere ekonomik getiri sağlayacak bir pazar elde etmesi. İkincisi, üretilen bu ürünlerin, gerçek çatışmalarda denemelerinin yapılması. Her askerî savunma üretimi, ortaya çıkan ürünün etkinliğini, hata payını görmek için denenmesini ister. Ancak son dönemde dikkat çeken Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tatbikatına Ukrayna’nın davet edilmesi. Bu tatbikatlara NATO daimî grupları dışında ülkeler davet ediliyor. Bu yıl konuk Ukrayna. İki komşu arasındaki bu ilişkiler buraya kadar anlaşılır. Peki Türkiye’nin diğer kuzey komşusu, Rusya, bu duruma ne diyor?
Rusya: Ukrayna’yı NATO içine çekiyorsunuz
Rusya açısından Türkiye’nin Ukrayna ile ilişkilerini belirli düzeyde geliştirmesinde sıkıntı söz konusu değil. Dış politikasında çok yönlülük ve pragmatizm ilkelerini benimseyen Rusya’nın kendisi gibi yöntemleri kullanan devletlere söz söyleme alanı da yok. Bununla beraber Rusya için kabul edilmez senaryo Ukrayna ile Gürcistan’ın NATO’ya üye olması. Bu olası senaryonun da Rusya dış politikasında bir karşılığı var: Bağımsızlık ve ulusal egemenlik. Bu ilke temelde Rusya’nın 1990’larda kâbusu haline gelen bölünme ve olası bir müdahale ile iktidarın değiştirilmesine karşı önleyici bir pozisyon almaya dayanıyor. Peki bu durumun Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğiyle ilişkisi ne?
Rusya dış politikası metinleri, Rusya’nın NATO’ya dönük tutumunu ele alan inceleme ve araştırma makaleleri değerlendirildiğinde, NATO’nun Rusya’yı çevrelemesinin bir ayağı üye devletler, diğer ayağı -üye olurlarsa zaten tehlike- olmasalar da NATO ile yakın işbirlikleri olan devletler. Moskova’ya göre Rusya’nın çevrelenmesi bir süre sonra iktidarın değişmesini içeriyor. Bu noktada Rusya’nın komşularının, özellikle eski Sovyet Cumhuriyetleri'nin, askeri, politik, toplumsal bir kalkışma için üs olarak kullanılmasından endişeli. İşte bu durum başından beri Rusya’nın eski Sovyet Cumhuriyetleri’nin NATO’ya ve Batı'ya (bazen AB ve onun projeleri) yakınlaşmasına tepki duymasının nedeni.
Putin’in 14 Haziran 2021’de verdiği bir mülakatta “SSCB dağılırken NATO, Gorbaçov’a Doğu’ya genişlemeyeceklerinin sözünü verdi” açıklamasının nedeni de bu. Rusya bu sözün yazılı bir belgesinin olmamasını Gorbaçov’un iyi niyetine yoruyor, ancak devletler arası ilişkilerin iyi niyetten öteye uzandığının da farkında. Tam da güveninin kötüye kullanılmasından çekiniyor ve NATO’nun “Rusya’da iktidar değişikliği gayemiz yok” açıklamasına güvenmiyor. Bu bağlamda iki ülkenin NATO’ya girme ihtimaline dahi tepki gösteriyor. Moskova, tepkisinin nereye uzanacağını hem 2008’deki Gürcistan Savaşı’nda hem 2013-2014 örtük Rusya-Ukrayna Savaşı ve Kırım’ın ilhakıyla gösterdi. Rusya jeopolitik olarak Batı’nın kurmaya çalıştığı dengeye “silahla” karşılık verebileceğini iki defa ortaya koydu. Üstelik Ukrayna’da toprak alarak el arttırdı.
Değinilen bu zeminde Ukrayna ile Türkiye arasında savunma alanında hızlanan işbirliği, Zelenski’nin Türkiye ziyareti sırasında verilen mesajlar Moskova tarafından yakından takip ediliyor. 14 Haziran’daki NATO Zirvesi’nde Ukrayna ve Gürcistan’a NATO’ya katılmak için askeri bazı standartların getirilmesi, Zelenksi’nin “NATO’ya girmeye az kaldı” minvalindeki tweeti yakından izlendi. Ukrayna’nın NATO içine çekilmeye çalıştığını ve bundan rahatsızlık duyduklarını Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov açık biçimde yeniden tekrar etti. Dahası, “Türk mevkidaşlarımızla temas halindeyiz ve bunu planlanan yeni bir toplantıda dile getireceğiz” dedi. Lavrov’un burada açık biçimde Türkiye’yi uyarmasının nedeni askeri alımların yanında Ukrayna ve Türkiye donanmaları arasında yapılacak tatbikat. Kremlin, Türkiye’nin aracılığıyla Ukrayna askeri altyapısının NATO standartlarına getirildiğini düşünüyor ve bu konuda Ankara’ya “Sizi izliyoruz” mesajı veriyor.
Özetle Ukrayna ile Türkiye arasında son dönemde ivmelenen işbirliğinin askeri alandaki alımların yanında tatbikatlara uzanması Rusya’da rahatsızlık yaratıyor. Türkiye, Rusya ile Libya ve Suriye’deki karşılaşmalarını büyük bir tansiyon olmadan yönetebildi. Ancak Türkiye Rusya’nın Ukrayna konusunda çok daha hassas olduğunu akılda tutması gerekiyor, çünkü Rusya, bu iki devletin politikalarını, girişimlerinin bir kısmını doğrudan kendi güvenliğine tehdit olarak görüyor. Bu noktada ABD’ye sıcak mesajlar veren Ankara’nın Kiev üstünden bunu yapmaması/ yapacaksa da Rusya’yı kızdırmadan yapması çok önemli.
Gazete Duvar / 23.06.21