Sudan’da 2019’dan bu yana demokratik ve sivil bir yönetim için mücadele eden halk, iki kez darbe ile engellendi. Tüm şiddete rağmen protestolar sürüyor. Son darbenin lideri General Abdulfettah Burhan ise içerden ve dışardan baskıların artması üzerine sivil hükümet kurmak istediğini açıkladı. Ancak teklif “ordu yanlısı hükümet” kurma planı olduğu gerekçesiyle halk kesimleri tarafından reddedildi.
Sudan, Ömer Beşir’in devrilmesinin ardından yönetimi sivillere bırakmamak için askeri cunta tarafından oluşturulan Egemenlik Konseyi tarafından yönetiliyor. Askerler yönetimi bırakmaya direndikleri için geçtiğimiz ekim ayında yeniden bir darbe gerçekleştirmişlerdi. Halk ise muhalif parti ve örgütlerin de katılımıyla demokratik bir sivil yönetim için protestolarına devam ediyor. Geçtiğimiz pazartesi günü Egemenlik Konseyi Başkanı General Abdulfettah Burhan, yeni bir hükümet kurulmasının ardından ordunun konseyi feshedeceğini söyledi.
Cunta liderinden yeni taktik
Ekim ayındaki darbenin lideri Burhan, televizyonda yaptığı konuşmada ordunun artık Birleşmiş Milletler ve bölgesel bloklar tarafından desteklenen “ulusal görüşmeler”e katılmayacağını, bunun yerine sivil bir hükümet kurmak için “siyasi ve devrimci güçlere ve diğer ulusal gruplara yer açmak” istediğini söyledi.
Middle East Eye (MEE) haber sitesinin haberine göre, Burhan’ın televizyonda yayınlanan konuşması, darbe karşıtı yüzlerce göstericinin oturma eylemlerinin beşinci gününe girdiği ve bu yıl şimdiye kadarki en ölümcül şiddet olaylarının yaşanmasının ardından geldi. Sağlık görevlileri geçtiğimiz perşembe günü dokuz göstericinin hayatını kaybettiğini ve ekim ayından bu yana darbe karşıtı protestoculara yönelik devlet şiddetinde ölenlerin sayısının 114’e yükseldiğini açıkladı.
Başkent Hartum’da ve başka yerlerde oturma eylemi yapan protestocular, Burhan’ın teklifini reddetti ve onu “adaleti aldatan katil” olarak tanımlayan sloganlar attı. Hartum’un Aldaim bölgesindeki eylemde Ekim 2021’deki askeri darbeden bu yana öldürülenlerin fotoğraflarını taşıyan kitle, Burhan ve “Hızlı Destek Güçleri” (RSF) isimli paramiliter grubun işledikleri cinayetler için yargı önüne çıkarılması çağrısında bulundu.
“Direniş komiteleri”nin oturma eylemlerine ve Burhan’ın askeri rejimini yıkma mücadelesine devam çağrıları üzerine birçok bölgede de benzer protestolar düzenlendi.
Protestolar büyüyor
Ülke çapında protestoların başladığı 30 Haziran’dan bu yana milyonlarca Sudanlı askeri darbeyi protesto etmek için sokaklara döküldü. Oturma eylemleri Hartum’da başladı, ancak hızla Omdurman ve Bahri’ye, ardından da Madani ve Nyala gibi daha uzak şehirlere yayıldı.
Direniş Komitesi Üyesi Mohamed Abdul Rahim, beşi Hartum’da ve üçü başkent dışında olmak üzere ülkede yaklaşık sekiz oturma eylemi olduğunu ve yetkililerin defalarca dağıtma girişimlerine rağmen eylemlerin giderek büyüdüğünü söyledi. MEE’ye verdiği demeçte, “Askeri rejimle hiçbir işimiz olmayacak” dedi: “Üç ‘hayır’ımız vardı: Müzakere yok, uzlaşma yok, ortaklık yok. Burhan’ın pazartesi günü söyledikleri tartışmaya bile değmez. Konuşmasından sonra bile oturma eylemlerini dağıtmak için defalarca girişimde bulunulduğunu gördük.”
Hartum, Omdurman ve Bahri’deki oturma eylemlerinin içinden görgü tanıkları, eylemlere yüz binlerce protestocunun katıldığını ve askeri rejim devrilene kadar devam edeceklerini söyledi. Oturma eylemlerinin yapıldığı bölgelerin çevresindeki mahalleler protestoculara evlerini açıyor, onlara yiyecek, su ve ilaç götürüyor ve hatta polis saldırdığında protestocuları evlerinde koruyor. Bu mahallelerde polis ve güvenlik araçlarının ilerlemesini engellemek için barikatlar kuruldu.
"Ne ordu ne siyasi elitler"
Protestolara katılan Osman Gabr da MEE’ye verdiği demeçte, “Darbenin başı ulusa seslenip iktidarı sivillere devretmeye hazır olduğunu söylerken, güçleri binlerce insanın katıldığı oturma eylemini dağıtmak için karanlıkta Sirag’a doğru ilerliyordu” dedi: “Pazartesi akşamı yaklaşık 50 askeri ve polis aracıyla oturma eylemini ablukaya alıp saldırdılar ve göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve ses bombaları atmaya başladılar. Bazı insanlar yaralanmaya başladı, biz de daha fazla can kaybını önlemek için geri çekilmeye karar verdik. Ama geri döneceğiz.”
Ahmed Mohamed de, Burhan’ın konuşmasını yaptığı sırada polis ve güvenlik güçlerinin kendisinin de katıldığı oturma eylemini abluka altına aldığını söyledi: “3 Haziran 2019’da (ordunun başkentte en az 128 kişiyi öldürdüğü gün) ordu karargahı önündeki protestoların dağıtılmasıyla aynı anılarla yaşıyoruz. Katiller aynı, demokrasi yanlısı protestocular ve talepler aynı, dolayısıyla bu askeri rejimi yıkmak ve demokratik sivil yönetimi inşa etmek için bildiğimiz tüm barışçıl yöntemleri kullanıyoruz.”
Katliamda öldürülenlerden birinin babası olan Abdul Salam Kisha da, ölen oğlu için adaleti sağlamanın tek yolu olarak protestocuları devam etmeye çağırdı: “Tek oğlumu kaybettim ve hayatımda kaybedecek başka değerli bir şeyim yok. Ama mesele sadece oğlum değil, mesele ölen her bir protestocunun katillerini adalete teslim etmek ve devrimin hedeflerine ulaşmak. Bunu ne ordu ne de siyasi elitlerin sivilleri yapabilir. Bu yüzden onları ezmek ve demokrasi ile adaleti sağlamak zorundayız.”
"Darbeyi sona erdirmeyen hiçbir görüşmeye katılmayacağız"
Burhan, Birleşmiş Milletler, Afrika Birliği ve Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) tarafından desteklenen siyasi bir süreçle iktidarı sivil bir yönetime devretmeyi teklif etti. Siyasi grupların yeni bir hükümet seçmesine izin vermek için uluslararası arabuluculuk görüşmelerinden çekileceğini söyledi ve 2021 darbesinin yol açtığı sekiz aylık krizin ardından bir uzlaşma sinyali verdi. Burhan, bu hamlenin “siyasi ve devrimci güçlerin” geçiş dönemi için yönetebilecek bağımsız bir yönetim oluşturmasına izin vereceğini söyledi. “Bir hükümet kurulduktan sonra, başkanlık egemen konseyi feshedilecek ve ordu ile RSF milislerinden oluşan başka bir organ kurulacak ve Sudan’ın güvenlik ve savunmasından sorumlu olacak” dedi.
Burhan tarafından yapılan siyasi teklif, Sudan’daki başlıca siyasi partiler tarafından da büyük ölçüde reddedildi. Teklifi reddedenler arasında Ömer Beşir’in devrilmesine giden mücadelenin örgütleyicilerinden Özgürlük ve Değişim Güçleri (ÖDG) siyasi koalisyonu, sokaklara hakim olan “direniş komiteleri”, Juba barış anlaşmasını imzalamayanlar, Sudan Komünist Partisi ve Sudan Profesyoneller Derneği (SPA) yer alıyor.
Sudan Kongre Partisi Başkanı Omer Digair Burhan’ın teklifini reddederek darbeyi sona erdirmeyen hiçbir görüşmeye katılmayacaklarını söyledi. Digair, “Burhan kendisini süreç için referans olarak gösterdiği ve ordu yanlısı sivil bir hükümet kurmayı amaçladığı için ordu hiçbir taviz vermedi” dedi: “Kasıtlı olarak yeni anayasadan, geçiş dönemi kurumlarından ve bunların nasıl ve kimler tarafından oluşturulacağından bahsetmedi. Yasama meclisinin oluşumundan bahsetmedi, cinayetlerin soruşturulmasından bahsetmedi, dolayısıyla konuşmalarının hiçbir değeri yok.”
"Asker yanlısı sivil hükümet istiyor"
Sudan Profesyoneller Derneği (SPA) Sözcüsü Velid Ali, Burhan’ın konuşmasındaki önerilerin asker yanlısı sivil bir hükümet kurmayı amaçladığını söyledi. Güvenlik nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir askeri uzman da MEE’ye yaptığı açıklamada darbeden sonra ordu ile sivil hükümet arasındaki ortaklığın tekerrür etmek üzere olduğunu belirtti: “Sudan krizinin çoktan uluslararasılaştığına ve bölgeselleştiğine ve ordu da dahil olmak üzere Sudanlı aktörlerin çoğunun hükümetin tam kontrolünde olmadığına inanıyorum. Herkes ülkeyi istikrara kavuşturabilecek ancak bu aşamada demokrasi getirmesi gerekmeyen bir anlaşma imzalanması için yoğun bir uluslararası baskı altında. Dış müdahalenin kabul edilmesi, siviller ve askerler arasında melez bir hükümet yaratan Ağustos 2019 uzlaşmasının başarısız olmasını beraberinde getirdi. Dolayısıyla aynı senaryonun tekrarlanmasından kaçınmalıyız, özellikle de direniş komiteleri bu tür bir ortaklığı yeniden üretmeye yönelik her türlü girişime karşı mücadele etmek için çok seferber olmuşken.”
Evrensel / 08.07.22