Voyennoye Obozreniye haber sitesi yazarlarından Aleksandr Zbitnev geçen hafta yayınlanan yazısında, “Amerika’nın Türkiye’de Erdoğan iktidarını devirmeye çalışıp çalışmayacağını” sorguladı.
Batı basınının, NATO’da ciddi kriz yaratan S-400 alımı yüzünden Erdoğan’ı eleştirmeye devam ettiğini belirten yazara göre, şimdilik sadece F-35 programından ihraç edilen Türkiye “kuşkusuz” yeni yaptırımlara maruz kalacak.
Yazara göre, “Türkiye Cumhurbaşkanı kendi isteği ile istifa ederse veya buna mecbur kalırsa ülke Batı istikametine” dönecek.
Zbitnev’e göre Erdoğan’ın istifası “ihtimali en büyük olan senaryo” çünkü hem şekli “Türkiye için klasik” hem de “oldukça demokratik” olabilir.
Regnum ajansı yazarı Vladimir Vasilyev Amerikan elitinin Türkiye’yi kaybetmekten korktuğunu öne sürdü.
ABD Kongresi Ankara’ya sıkı yaptırım isterken Washington’un genel yaklaşımı “Türkiye’yi F-35 programından ihraç edelim ama CAATSA’yı uygulamayalım” yönünde. 2018’de ABD Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan Türkiye konulu rapora göre teröre karşı mücadele eden Ankara, “barbar devletleri” de frenleyen önemli bir unsur.
ABD ile NATO’nun gözünde kendi önemini iyi bilen Türkiye yönetimi, jeostratejik konumunu etkili bir şekilde değerlendiriyor. Üstelik Ankara’nın “arada sırada” dile getirdiği -onlarca B61 tipi nükleer bomba bulunduran- İncirlik ve Kürecik üslerini kapatma tehdidi, ABD için çok hassas bir konu.
Rusya’nın açısından Amerikan yaptırımları ne kadar ağır olursa o kadar iyi. Çünkü böylelikle Türkiye Rusya’ya daha çok muhtaç olacak ve İdlib’de daha kolay taviz verecek. Yaptırım olmasa bile İran ile Suriye arasında bir tampon olarak tasarlanan Rojava konusunda ABD ile Türkiye arasındaki çekişme hiçbir zaman çözülmez. Washington ne kadar ısrarlı olursa Ankara’nın Moskova ile ilişkileri o kadar sıcak olacak.
Jeopolitik Problemler Araştırma Merkezi Müdürü Leonid İvaşov, Voyenno-Promışlennıy Kuryerhaber sitesinde yayımlanan yazıda S-400 kontratının uzun süre önemini koruyacağını tahmin etti.
İvaşov’a göre bu durumun sebebi ilk bakışta basit bir silah ticareti olan bu kontratın jeostratejik açıdan değişik bir boyut kazanmasıyla ilişkili.
Eskiden “Üçüncü dünya” olarak tabir edilen ülkeler yeni bir güç olarak ortaya çıkıyor. Batı ile Doğu arasında bir türlü seçim yapamayan Rusya’nın bu gücün başında yer aldığını iddia eden İvaşov, bu süreçte Türkiye ile İran’ın Moskova’nın doğal müttefikleri olduğunu, zamanla Latin Amerika, Afrika ve Hindiçin’in o yeni oluşuma katılacağını öne sürdü.
Türkiye’nin özel bir jeostratejik konuma sahip olduğunu vurgulayan yazar, “Ankara Amerika’dan uzaklaşarak S-400 kontratı, Akkuyu ve Türk Akım ile Rusya’ya daha yakın oldu. Bu da, ABD’ye kafa tutan Erdoğan’ın sayesinde gerçekleşti” ifadesini kullandı.
Nezavisimaya gazetesi yazarı Vladimir Muhin, Rusya ile Türkiye arasında yeni anlaşmaların ihtimalini araştırdı.
Şam ve Washington’un protestosuna rağmen Türkiye’nin Suriye’de yeni bir savaşa hazırlandığını iddia eden Muhin, Moskova’nın suskunluğuna dikkat çekti.
Bununla beraber ABD yaptırımlarına hazırlanan ve Moskova ile yakınlaşmaya devam eden Ankara’nın birkaç ay içinde yeni S-400’ler alması bekleniyor. Bu arada Antalya’daki Rus-Türk müzakeresinde Sukhoi Superjet 100 ile MC-21 yolcu uçakları ve çok amaçlı Ка-32A11BC helikopterinin ortak üretimi ele alındı. Ayrıca Rusya Türkiye’ye, F-35 yerine Rus malı Su-35 teklifinde bulundu.
Gazeteye konuşan askeri uzman Yuriy Netkaçov, Rusya ile Türkiye’nin arası problemsiz değil, dedi. Fakat Netkaçov’a göre Erdoğan bunlara pek dikkat etmiyor ve Rus tarafı da problemlere sabırla yaklaşıyor. Rusya’nın “sessiz oluru ile” TSK’nin, “Afrin ve Suriye’nin sınır bölgelerinin çoğunu işgal ettiğini” öne süren Rus uzmanı, Türkiye yanlısı milislerin İdlib’de faaliyet gösterdiğini, “Şam ordusu ve Rus uçaklarının onlara karşı savaştığını” anlattı.
Netkaçov, “Bu problemin çözülmesi gerekir ama ne gibi bir çözüm olacak, bilemiyorum. Bildiğim tek şey var, söz konusu problem iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğini olumsuz etkilemez” dedi.
Yeni seçilen Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya ile Kırım problemini tartışacağını açıklayınca Türkiye’nin bu hamleye olası yaklaşımını araştıran Svobodnaya Pressa haber sitesi, uzmanlara mikrofon uzattı.
Özgürlük Enstitüsü Müdürü Fyodor Biryukov, Ankara’nın bu “saçma oyuna” katılmaya hiç ihtiyacı yok. Batı’nın çıkışlarını dikkate almayan Türkiye her şeye rağmen Rusya ile ilişki güçlendirmeye bakıyor, dedi.
Siyasi Analiz Merkezi Uzmanlarından Andrey Tihonov’a göre Türkiye hâlâ Kırım Tatarları ile ilgili hayaller kuruyor. Bununla beraber Recep Tayyip Erdoğan Rusya ile mevcut ilişkileri riske sokmaz.
Ankara’nın Moskova ile ilişkileri iyi değerlendirdiğini vurgulayan Siyasi ve Ekonomik İletişim Ajansı Uzmanı Mihail Neyjmakov, Türkiye’nin, Kırım’ın Rusya’ya katılmasını tanımadığını ve Erdoğan’ın defalarca “gayrimeşru işgalden” söz ettiğini hatırlattı.
Mariya Loktionova, Gazeta.ru sitesinde yayımlanan yazıda Rus turistlerin Türkiye’de yaşadığı problemleri anlattı.
Laktionova’nın görüştüğü bazı beş yıldızlı otel misafirleri sıhhiye alanında sorunlar yaşıyor; hırsızlık olayları ve “iğrenç” yemeklerden şikayetçi oluyor. Üstelik Rusların mağdur olduğu trafik kazaları çoğalıyor. Rusya Turizmciler Derneği’nce verilen rapor, geçen sene Türkiye’de iki Rus vatandaşının kazada öldüğünü, 19 kişinin ise ağır yaralandığını gösterdi. Bu yıl ise iki Rus turist bir kazada vefat etti.
Geçen şubat ayında Aviasales kurumu tarafından yayınlanan rapora göre Türkiye “Dünyanın en tehlikeli ülkeleri” listesinde ikinci oldu.
Gazete Duvar / 03.08.19