Bir süredir Balkanlar özelinde ilginç, bir o kadar da tehlikeli bir tartışma yaşanıyor. Yoğun dış politik gelişmelerin gölgesinde kalan bu gerilimin merkezinde “resmi olmayan” esrarengiz bir belge var. İddia o ki Slovenya Başbakanı Janez Jansa, Batı Balkanlar’da beş ülkenin sınırlarını “etnik temel”de yeniden çizilmesini öngören bir belge hazırladı. Gerekçe, eski Yugoslavya coğrafyasındaki etnik sorunları “çözmek” ve bu şekilde bölgenin Avrupa’ya entegrasyonunu sağlamak.
Bazı Avrupalı liderlere ve AB Konseyi Başkanı Charles Michel’e gönderildiği ileri sürülen belge ilk olarak Sloven Necenzurirano.si sitesi tarafından “Tüm Balkanlar’ın aradığı BH’nin bölünmesiyle ilgili bir belge yayınlıyoruz” başlığıyla duyuruldu. Ardından da diğer ajanslara düştü. Euronews’e göre Reuters’ın varlığını teyit ettiği ve çok sayıda AB diplomatının gördüğünü aktardığı belgede, “Bosna Hersek’in parçalanması, Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin Sırbistan’a bağlanması, Hırvatların yoğunlukta olduğu kantonların Hırvatistan’a bağlanması ve Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi maddeleri yer alıyor.”
Viyana’da çıkan Der Standard’a göre metnin bir kısmı Budapeşte’de hazırlandı. Janša’nın Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ile siyasi ve ideolojik yakın bağları olduğuna dikkat çekildi.
Balkanlar’da siyasi istikrarsızlığın giderilmesi gerekçesiyle önerildiği ileri sürülen “Batı Balkanlar-Daha ileriye” belgesi, milliyetçi kör dövüşün on yıllar boyunca kan gölüne çevirdiği bölgede haliyle fırtınalar kopardı. Etnik, dinsel, toplumsal çatışmaların izlerinin hâlâ silinemediği Balkanlar’da eski travmalar depreşti.
***
Zira uluslararası literatüre “Balkanlaşma” kavramını “kazandıracak” kadar girift etnik, dinsel, toplumsal sorunlara sahip Balkanlar, yakın tarihe kadar kanlı çatışma ve savaşların sahnesiydi. Emperyalist müdahaleciliğin harekete geçirdiği etnik fay hatlarının yol açtığı kırılma nedeniyle “milliyetçiliğin av sahası”na dönüşen Balkanlar’da on yıllar sonra yeniden benzer bir tahayyülün ortaya atılması her açıdan uykuları kaçıracak türdendi.
Öyle de oldu. Belge haliyle infiale yol açtı. Belgeyi “trajedi” olarak niteleyen Bosna Hersek yönetimi “Pandora’nın kutusunun açılması ve Batı Balkanlar’ın istikrarsızlığı isteniyor belli ki” sözleriyle tepkisini dile getirdi. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic olanları korku ve dikkatle takip ettiğine işaret ederek Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne saygı duyduklarını söyledi. Kuzey Makedonya Cumhurbaşkanı Stevo Pendarovski de, “Balkanlar’da sınırları değiştiremezsiniz. Değiştirirseniz aynı gün içinde her yer kan gölüne döner” sözleriyle aslında yaşanabilecekleri en çarpıcı sözlerle dile getirdi. Krizin taraflarından AB Konseyi Başkanı Michel sessizliğini korusa da Birlik’in dış politika şefi Joseph Borrell ve AB Komisyonu Sözcüsü Eric Mamer, “Herhangi bir sınır değişikliğinden yana değiliz” açıklamaları yaptı. Avrupa’da gayriresmi olarak dolaştığı belirtilen belge için Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da Priştine’de ülkesinin, Batı Balkanlar’daki sınırların etnik çizgide yeniden çizilmesi önerisine karşı çıktığını söyledi. Bu tür bir tartışmayı başlatmanın tehlikelerine dikkat çekti. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de “Sınırların değiştirilmesi hakkındaki spekülasyonlar belirsizliğe katkı yapar ve bölgede istikrarsızlık riskine neden olur” dedi.
***
Yoğun tepkiler sonrası Sloven lider söz konusu belgeyi gönderdiğini reddederek haberlerin Batı Balkanlar’ın Avrupa Birliği’ne entregrasyon çabalarına darbe vurmayı hedeflediğini savundu. Bazı Sloven siyasetçileri ise “belge”nin Sloven hükümetini devirmek amacıyla tezgâhlandığını ileri sürdü.
Aslında belgeye dair çok az kişinin kuşkusu var. Balkanlar’da bu tarz arzulara sahip politikacıların sınır veya harita çizme takıntıları sır değil. Benzer görüşler uzunca bir süredir çeşitli siyasetçiler arasında kulaktan kulağa yayılıyor. Hırvat ajansı Hina da Avrupalı siyasilerin artık Bosna Hersek’te barışçıl bir dağılma olasılığı hakkında açıkça konuştuklarını yazdı.
Avusturya Kosmo.at sitesine göre Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Hırvat Üyesi Zeljko Komsic, “Balkanlar’da herhangi bir sınır değişikliğine karşıyım” diyen Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor’un 5 Mart’taki Saray Bosna ziyaretinde bir sohbette “Bosna Hersek’te barışçıl bir ayrılığın mümkün olup olmadığını” Başkanlık Konseyi üyelerine sorduğunu açıkladı. Pahor’un ofisi diyaloğu doğruladı ancak Sloven liderin Bosna Hersek’in dağılması ve Batı Balkanlar’da sınırların yeniden tasarlanması konusundaki fikirlerden duyduğu endişeden dolayı Bosnalı üç lidere bu soruyu sorduğunu ileri sürdü.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić’in bir süre önce Kosova ve Sırbistan arasında sınır değişikliklerini ortaya atmıştı. AB’nin Bosna Hersek Yüksek Temsilcisi Valentin İnzko eski Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tuđman’ın 6 Mayıs 1995’te Londra’da bir ziyafette bir menünün arkasına olası yeni Bosna-Hersek sınırlarını çizdiğini ve bunları İngiliz siyasetçi Lord Paddy Ashdown’a verdiği ileri sürdü.
***
Söylentiler, suçlamalar, yalanlamalarda her gün yeni bir evre yaşanıyor. Söz konusu Slovenya ve Balkanlar olunca ihtiyatlı olmakta yarar var. Malum o güzelim Tito Yugoslavya’sının Alman-Amerikan emperyalizmi tarafından parçalanarak Balkanlar’ın kan gölüne çevrilmesi Slovenya ve Hırvatistan’ın Yugoslavya’dan koparılmasıyla başlamıştı. Yugoslavya’dan on sekiz yılda yedi devlet doğdu. Hırvatistan ve Slovenya AB’ye katıldı. Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek ve hatta Kosova sırada. Farklı din, kültür ve etnik yapılara ev sahipliği yapan Balkanlar, adeta bir yanardağ üzerinde kurulu. Bu tarz etnik temelli bölüşümler yeniden Balkanlar’ı kanlı bir sürecin içine sürükleyebilir. Büyük Sırbistan, büyük Hırvatistan ve büyük Arnavutluk ortaya çıkacak şekilde sınırların değiştirilmesi ateşle oynamaktır. Inzko’nun dediği gibi “Şeytanı kutuda kilitli tutmak” bütün Balkanlar ve Avrupa’nın yararına.
BirGün / 04.05.21