Kanal İstanbul’da yalanlar ve gerçekler - Ozan Gündoğdu

Kanal İstanbul projesine ilişkin iktidar basınının iddialarını masaya yatırdık. Hem resmi veriler hem de uzman görüşleri projenin tüm dayanaklarının tel tel döküldüğünü ispatlıyor. Ancak Kanal İstanbul Projesi’ne karşı gelişen güçlü muhalefet, iktidar medyasının yalana sarılmasına neden oldu

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 16 Aralık 2019
  • 10:32

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan Kanal İstanbul Projesi’ne giderek daha fazla kefil oluyor. Bu zamana dek Muhalefet cephesi projenin maliyetlerinden bahsederken iktidar cephesi projenin faydalarına ilişkin somut bir şey söyleyebilmiş değildi. Ancak son günlerde iktidarın etrafında kümelenen basın kuruluşları Kanal İstanbul ile yılda 8 milyar dolar gelir elde edileceğini dahası 30-40 yıl içinde boğazlardan geçen gemi sayısının 2 katına çıkacağını iddia etmeye başladılar. Önceki gün Yeni Şafak’ta yayımlanan haberde bir adım daha ileri gidilerek Kanal İstanbul projesine karşı olanlar Montrö Lobisi’nin üyesi olmakla suçlandı. Projeyi savunanların iddialarına resmi verilerle ve Baş Kılavuz Kaptan Saim Oğuz Ülgen’ın yorumlarıyla mercek tuttuk. Buna göre iktidar medyası “en kibar ifadeyle” doğruları çarpıtıyor.

Yalan 1: Kanal İstanbul’dan günde 150 gemi geçecek

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2018 yılında İstanbul Boğazı’ndan 41 bin 103 gemi geçti. Bu sayıdan hareketle geçen yıl İstanbul Boğazı’nı günde ortalama 112 gemi kullandı. Tüm boğaz trafiği kapatılır ve tüm gemiler Kanal İstanbul’a yönlendirilse dahi Kanal’dan geçen gemi sayısı 150 değil. Dahası Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalara göre boğazlardan geçişin tümden kapatılması da mümkün görünmüyor. Bu yılın ilk 9 ayında Boğaz’dan geçen toplam gemi sayısı ise 30 bin 352. Böylece bu yılın günlük ortalaması sadece 110.

Yalan 2: Boğazlardan geçen gemi sayısı katlanacak

Gemicilik teknolojisi ve lojistik sektörü giderek daha yüksek tonajlı gemileri tercih ediyor. Başka bir deyişle artık gemi taşımacılığı daha büyük gemileri tercih ediyor. Bu durumu gerek resmi veriler gerekse sektörün içindeki uzman teknisyenler kabul ediyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı verilere göre 2006’dan bu yana İstanbul Boğazı’ndan en fazla gemi geçen yıl 2007 yılı olmuştu. 2007’de İstanbul boğazını 56 bin 606 gemi kullanmış bu gemiler toplamda 611,8 milyon gross ton yük taşımıştı. 2007’den bu yana gemi sayısı her yıl azalıyor. 2011 yılı itibariyle 50 binin altına inen gemi sayısı 2018 yılına gelindiğinde 41 bin 103 olarak gerçekleşti. Böylece son 12 yılda boğazdan geçen gemi sayısında yüzde 27,3’lük azalma kaydedildi. Diğer yandan gemi sayısındaki azalmaya karşın yük miktarı hemen hemen aynı kalıyor.

Resmi verilerle ortaya çıkan durumu bir de mesleki tecrübesi de bulunan Baş Kılavuz Kaptan Saim Oğuz Ülgen’e sorduk. Ülgen de durumu teyit etti ve boğazdan geçen gemi sayısındaki azalmaya dikkat çekerek şöyle dedi;

“Gemi sayısının artma ihtimali katiyen yok. Çünkü herkes küçük gemiden büyük gemiye yöneliyor. Herkes daha fazla yük taşıyıp daha fazla para kazanmak istiyor. Dolayısıyla böyle bir trafiğin olabilmesine ne imkan ne de ihtimal var”

Yalan 3: Boğaz’da her an büyük bir kaza olabilir

Kanal İstanbul projesini savunmak adına uydurulan yalanlardan biri de İstanbul Boğazı’ndaki trafik yüzünden sürekli bir kaza tehlikesinin bulunması. Ancak gerek trafikte yıllardan beri süren azalma, gerekse 90’lı yıllardan beri yapılan düzenlemeler kaza riskini sıfıra indiriyor. Konuya ilişkin görüşlerine başvurduğumuz 30 yıllık baş kılavuz kaptan Saim Oğuz Ülgen de durumu bu durumu teyit etti. Ülgen aynı zamanda 1994’teki facianın ardından yürütülen kurtarma çalışmalarının da başındaki isim olduğu için güvenlik konusunda Türkiye’deki en yetkin isimlerin de başında geliyor. Ülgen’e boğaz güvenliğine ilişkin olumsuz iddiaları sorduk, uzman ismin aktardıkları şu şekilde;

Nassia tanker kazası 13 Mart 1994’te saat 22:20’de gerçekleşmişti. O zaman İstanbul Valisi sayın Hayri Kozakçıoğlu’ydu. Tabii Vali Bey olması dolayısıyla ben operasyonun başında olduğum için sürekli irtibat halindeydik. Kazaya ilişkin görüş alış verişi neticesinde sayın Kozakçıoğlu 22 Mart’ta bir basın bildirisi yayımladı ve o basın bildirisine de bir madde koydu. O maddede 200 metrenin üzerindeki tankerlerin gece Boğaz’dan geçişleri tehlikeli olmaktadır. Geçmemeleri tavsiye edilir. Daha sonra bakanlığımız bunu aldı ve talimat haline çevirdi. O günden beri Boğaz’dan 200 metreden uzun gemilerin gece geçişi yasaklandı. Özellikle İstanbul Boğazı’ndaki kazalara bakarsanız hemen hepsi gece gerçekleşmiştir. Bu yasağın ardından 25 yıldır herhangi bir kaza da olmamıştır. Bundan dolayı İstanbullular rahat rahat yataklarında uyuyabilirler. Gündüz geçişlerinde ise 250 metrenin üzerindeki tankerlere hem kılavuz kaptan hem de romörkör refakat etme zorunluluğu bulunuyor. Bu tedbirlerin neticesinde 25 senedir trajedik bir kaza yaşamadık. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti alınan emniyet tedbirleriyle kaza riskini sıfıra yakın seviyeye indirebilmiştir.

Yalan 4: Montrö yüzünden boğazlar Dingo’nun ahırı gibi

AKP yıllardır rant projelerine muhalefet edenleri bir biçimde dış güçlerin ajanı olmakla suçluyor. Bu suçlamayı yaparken elde herhangi bir dayanak olmasa da parti seçmenini konsolide etmek için bu saldırılar işlevsel. Son olarak Kanal İstanbul’a karşı çıkanlara da Montrö Lobisi üyeleri denmeye başladı. Çünkü iddiaya göre “Türk Boğazları (Montrö) Sözleşmesi” yüzünden yabancı gemiler diledikleri şekilde ve hiçbir ücret ödemeden boğazlardan geçiyorlar. Ancak bu da doğru yansıtmıyor. Çünkü boğaz güvenliği söz konusu olduğunda tek yetkili mercii Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Örneğin 1994’te Türkiye 200 metre üzerindeki gemilerin gece boğazları kullanmasını durdurmuş, uluslararası herhangi bir eleştiriye dahi maruz kalmamıştı. Bu konuda da yine Baş Kılavuz Kaptan Ülgen’in mesleki deneyimine başvurduk. Ülgen’e göre “Türk Boğazları Sözleşmesi” bir takım basın kuruluşları tarafından maniple ediliyor. Ülgen’in ifadeleri şu şekilde;

Sözleşme gemiler serbestçe geçerler demiyor. Geçiş serbestisinden istifade ederler diyor. Devlet geçişin şartlarını belirler ve düzenler. Boğazlardan her isteyen her an geçemez. Evvela 24 saat önceden geçecek gemi taşıdığı yükle beraber izin almak zorundadır. Eğer gemi Uluslararası Denizcilik Örgütü kurallarına uygun değilse bunun denetimi Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapar ve gerekirse geçişe izin vermeyebilir. Nitekim 200 metre üzerindeki gemilerin gece geçişini üstelik kendi inisayatifiyle durdurmuştur. Ayrıca bu gemilerden para alınmadığı da doğru değil. Yine 1936 yılındaki Türk Boğazları (Montrö) Sözleşmesi’ne göre Boğazlar’dan geçen tüm gemilerden o zamanki değerleme birimi olarak altın frank cinsinden para tahsilatı yapılmaktadır.

Yalan 5: Yılda 8 milyar dolar gelir sağlayacak

İstanbul Boğazı’nı kullanan gemilerin tümünün açılacak Kanal İstanbul’a yönlendirilmesi mümkün değil. Ancak velev ki böyle bir şey yapıldı, bu durumda giderek azalan gemi sayısıyla yılda 8 milyar dolar gelir elde etmek için gemilerden astronomik tutarlar istemek gerekiyor. 2018 yılında 41 bin 103 geminin her birinden 194 bin 600 dolar toplanırsa ancak 8 milyar dolar gelir elde edilebiliyor. Buna karşın İstanbul Boğazı dururken hangi geminin bu tutarı vererek Kanal’ı kullanmak isteyeceği henüz belirsizliğini koruyor. Çünkü bu tutar yaklaşık 13 bin kilometrelik tasarruf sağlayan Panama Kanalı'nda ve yaklaşık 10 bin kilometre tasarruf sağlayan Süveyş Kanalı’nda dahi ancak çok değerli yük taşıyan gemilerden toplanabiliyor. Buna karşılık İstanbul Boğazı’ndan geçen gemilerin büyük kısmı taşıdığı yükü çok değerli olmayan dökme yük ve genel kargo gemileri. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü verilerinden yaptığımız hesaba göre İstanbul Boğazı’nı kullanan 41 bin 103 geminin yüzde 67’sini dökme yük ve genel kargo gemileri oluşturdu.

Boğaz’dan geçen gemiler 12 yıldır azalıyor

İktidar medyası 2070 yılında boğazdan 86 bin geminin geçeceğini iddia ediyor. Üstelik bu sayı herhangi bir kaynağa dayanmıyor. Öte yandan lojistik şirketlerinin giderek daha büyük gemileri tercih etmesi, ayrıca petrol taşımacılığında boru hatlarının kullanılması sonucu boğaz trafiği giderek rahatlıyor. 2007 yılından bu yana boğazdan geçen gemi adedi yüzde 27,3 azalmış durumda.

Yıl boyunca günlük ortalama

2007 56 bin 606 - 155

2008 54 bin 396 - 149

2009 51 bin 422 - 41

2010 50 bin 871 - 139

2011 49 bin 798 - 136

2012 48 bin 329 - 132

2013 46 bin 532 - 127

2014 43 bin 582 - 119

2015 43 bin 544 - 119

2016 42 bin 553 - 117

2017 42 bin 978 - 118

2018 41 bin 103 - 113

*VERİ KAYNAĞI: Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü

BirGün / 16.12.19