İslam Devleti (İD) lideri Ebu İbrahim el Haşimi el Kureyşi’nin Hatay sınırına bir kilometre mesafede öldürülmesi Ankara’nın izlediği politikalardaki laçkalığı tartışmaya açarken bir de örgütün Türkiye içinde para ve malzeme trafiğini gösteren bir rapor ortaya çıktı.
Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’nın (MASAK) 8 Mart 2021 tarihli raporunda İD üyelerinin Türkiye’de kurulan şirketler üzerinden insansız hava aracı (İHA) ve el yapımı patlayıcı (EYP) ekipmanı ve parçalarını temin ettiğine dair bilgiler yer alıyor. Rapor, döviz büroları, kuyumcular, PTT şubeleri, bankalar ve Western Union gibi aracı şirketler üzerinden para transfer ettiklerini gösteren detaylar içeriyor. Raporun ortaya koyduğu başka bir gerçek şu: MASAK’ın incelediği İD’le bağlantılı kişilerin bazılarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmiş.
İlk olarak BirGün Gazetesi’nden Bahadır Özgür’ün köşe yazısında paylaştığı rapordaki çarpıcı bilgiler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine de taşındı.
Al-Monitor’un elde ettiği 279 sayfalık raporda en fazla dikkat çeken bilgi İbrahim Hag Gneid’in kurduğu üç şirketin yürüttüğü faaliyetlerle ilgili. Halep doğumlu Gneid, 2014’te Mersin’de ilk şirketi Altun İnci’yi kurmuş. Ardından 2016’da Mavi Yelken ve Elfarah adlı şirketleri faaliyete sokmuş.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün MASAK’a ilettiği 1 Kasım 2017 tarih ve 1380836 sayılı yazıya göre Altun İnci 2015’ten 2016 sonuna kadar İD adına milyonlarca dolar değerinde İHA ve EYP ekipmanı ve parçalarını temin etti. Rapordaki çıkarıma göre Gneid bu faaliyeti maddi çıkar saikiyle yapıyordu ama aktarımın terör örgütü bağlantısının bilincindeydi.
Yine rapora göre Altun İnci’nin tedarik zincirinde yer alan Uygur asıllı Çin vatandaşı Abu Naeema al-Turkistani, 2015’te silah üretiminde kullanılmak üzere Çin merkezli bir şirkete yaklaşık 85 bin dolar tutarında malzeme siparişi verdi. Abu Naeema al-Turkistani ve eşi Minawaer Maitituersun, İD’in kimyasal silah üretiminden sorumlu biriminde çalışıyordu.
Mersin’e yerleşip Türkiye vatandaşlığı alan Suriyeli Mustafa Ghassan Naway ile Safi Naway ile ortak olan Gneid’in yürüttüğü faaliyetlerde mühim bir kesişme noktası var: ABD’nin 2017’de öldürdüğü Abu Muaz Pakistani takma isimli Sajid Farooq Babar. MASAK raporuna göre Pakistan uyruklu Babar, Altun İnci ve Mavi Yelken üzerinden büyük miktarda malzeme aktarımı gerçekleştirdi.
Pentagon, İD’in ticari amaçla üretilmiş İHA’ları saldırı silahlarına dönüştürme programından sorumlu Abu Mawad Al-Tunisi, Sajid Farooq Babar ve Abu Salman’ın sırasıyla 12, 13 ve 14 Eylül 2017’de Mayadin’de düzenlenen saldırılarda öldürüldüğünü duyurmuştu. Ayrıca Mayadin yakınlarındaki Aşarah'ta bulunan İD’in araştırma laboratuvarı bombalanmıştı. Pentagon üçlünün ölümünü İD’in İHA geliştirme becerisine darbe olarak nitelemişti.
Kurduğu üç şirketin de genel müdürlüğünü yapan Gneid, 2017’de Altun İnci’yi bırakıp Elfarah ve Mavi Yelken’deki faaliyetlerini sürdürdü. Açık kaynaklarda Mavi Yelken’nin Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne üye olduğu görülüyor.
Özgür’ün edindiği bilgilere göre Gneid’in 2017’de çekilmesinin ardından Altun İnci’ye aynı soyadını taşıyan iki Türk ortak oldu. Elfarah’ın yeni sahibi ise 2017’de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup İstanbul-Başakşehir’de ikamet eden Suriyeli Cafer İbrahim. Yine Özgür’e göre Altun İnci’nin ortaklarından Mustafa Naway’ın sahibi olduğu Naway Group bu trafikte kilit konumda. Halep’te kurulan bu şirket 2011’de Çin’de bir ofis açmış. Halen de e-ticaret platformu olarak faaliyet gösteriyor.
Böylesi bir sicile rağmen Gneid, Bakanlar Kurulu’nun 29 Mayıs 2017 tarihli ve 2017/10352 sayılı kararıyla TC vatandaşlığına geçmiş. 2019’da Mersin’de savcılık silahlı terör örgütü üyeliği suçlamasıyla hakkında soruşturma yürütmüş. İstihbarat raporlarında doğrudan İD üyesi olarak geçmesine rağmen Gneid hakkında takipsizlik kararı verilmiş. Soruşturma kapatıldıktan sonra 2 Şubat 2021’de Emniyet’in MASAK’a gönderdiği yazıda Altun İnci’nin terör örgütü adına milyonlarca dolarlık İHA ve EYP ekipmanı temin ettiği bilgisi tekrarlanıyor.
TC vatandaşı olduğu belirtilen Lübnan asıllı Fayez Alfliti ise örgütün Lübnan bağlantısında yer alıyor.
Emniyet’in 22 Ocak 2020 tarihli yazısına göre Türkiye üzerinden Suriye’ye geçen Fayez Alfliti İD’le temas kurdu, 2015’te Lübnan’da üretilen patlayıcı fitillerini örgüte gönderdi, bu ticaret karşılığında kaçakçılar aracılığıyla Rakka’dan Gaziantep’e 400 bin dolar ulaştırıldı, para daha sonra Lübnan’a transfer edildi. Alfliti Türkiye’ye gelip giderken Adana’da konaklıyordu.
Raporda örgüt üyelerinin Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki Hol Kampı’nda tutulan İD üyeleri ve aile fertlerinin kaçırılmasına yönelik para toplamaya yoğunlaştığı görülüyor. Bu amaç doğrultusunda Türkiye kökenli İD üyeleri öne çıkıyor. Emniyet’in 30 Eylül 2020’de MASAK’a ilettiği yazıda, 31 Aralık 2020’de yakalanan Abdi Yıldırım’ın Selami Boztepe ile birlikte “PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü kontrolündeki kamplarda alıkonulan örgüt mensubu kadınları kurtarmak için Antalya, Ankara ve Konya’da para topladığı” ifade ediliyor. Raporlarda kampların geçtiği yerlerde standart tanımlama, Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK), Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Halk Koruma Birlikleri’ne (YPG) atfen “PKK/KCK-PYD/YPG terör örgütü kontrolündeki kamplar” şeklinde.
Raporda ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Financial Crimes Enforcement Network’un (FinCEN) “İD’in finans ağında kilit noktalardan biri” olarak nitelediği Abuliezi Abuduhamiti’nin bağlantıları üzerinde de duruluyor. MASAK, Xinjiang (Sincan) doğumlu Abduhamiti’nin 1 Ocak 2017’de gece kulübü Reina’da 39 kişinin öldüğü saldırının faali Abdulkadir Masharipov ile bağlantılarını tespit etmiş. Abduhamiti, Britanya’daki ağla bağlantılı olarak para trafiğinde yer almış.
İD’in mali ağında dikkat çeken isimlerden biri diğeri Deyr el Zor doğumlu Ahmed El Ahmed El Harun. Uday Ali Saad Khalifa Al Salmani adıyla da tanınan El Harun tüm erkek kardeşleriyle birlikte Irak’ta İD’in faaliyetlerine katılmış. Biri Iraklı diğeri Suriyeli iki kadınla evli olan El Harun’un silah ve eleman transferinde finansal sorumlu olduğu, bu kapsamda birçok kuyumcu dükkanı işlettiği, havale sistemiyle para transferi yaptığı, Irak’tayken örgüt üyelerinin maaşlarını temin ettiği, Türkiye’ye geldiğinde lojistik işlerle ilgilendiği, sınırdan yasadışı geçişleri sağladığı ve bir dayanışma fonu kurduğu belirtiliyor.
İstanbul, Ankara, Konya, Urfa ve Bursa gibi yerlerde aktif olan İD’in, radara girmeyen bazı illerde de örgütlendiği anlaşılıyor. Deyr el Zor doğumlu Ali El Ali’nin finansal ağı araştırılırken Trabzon bağlantısı ortaya çıkıyor. Yusuf El Ali El Hasan’ın Trabzon’da Suriyelilerden topladığı paraları Ankara’da El Fırat isimli şirketten Deyr el Zorlu Abdurrahman Abdulkareem ile Şanlıurfa’da Ali El Ali’ye gönderdiği, bu ikilinin de paraları Suriye’deki El Hafız isimli şirkete aktardığı anlatılıyor.
Raporda İD’in para transfer zincirinin merkezindeki Saksouk ve Al Haram adlı döviz şirketleriyle bağlantılı çok sayıda isim geçiyor. Bunlardan biri de Halep doğumlu olup raporda “Türkiye vatandaşı” diye zikredilen Hasan Krayem. Bu şahış Talbe Kuyumculuk’un sahibi olarak trafikte yer alıyor.
Emniyet’in 23 Eylül 2020 tarihli yazısına göre Elazığ’da faaliyet gösteren Suat Özdemir, Suriye’de tutulan yaklaşık 200 kadın ve çocuğun bırakılması için 1 milyon 700 bin TL para topladı.
Emniyet’in 29 Kasım 2018 ve 23 Eylül 2020 tarihli yazılarına göre Suriye uyruklu Tahsin Elhalaf, Maraş’ta Türkiye ile Suriye arasında örgütün para transfer işlerine aracılık ediyordu.
Emniyet’in 3 Nisan 2018 tarihli yazısına göre de 16 Mart 2018’de İstanbul’da Suriyeli Halid Habu’ya ait El Hadi adlı kuyumcu dükkânına düzenlenen baskında İD’e transferde kullanıldığı düşünülen 1 milyon 264 bin 631 dolar, 128 bin 830 euro, 1 milyon 794 bin 190 TL, 46 bin 980 BAE Parası, 2 milyon Suriye Lirası ve 1610 Sterlinin yanı sıra çok miktarda altın ve gümüşe el konuldu.
İD’in mali işler için yetkilendirdiği Abdurakhmon Uzbeki kod adlı Gayratjon Mirzotokhirovich’e para temin eden örgüt sempatizanları arasında ise TC vatandaşlığına geçmiş Suleyman Soltamuradov ve Rukman Mazashev gibi isimler bulunuyor.
Somali asıllı bir isim de rapora girmiş. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın 4 Şubat 2021’de MASAK’a gönderdiği yazıda Abdifatah Abdullahi Mohamed’in El Şebab bünyesinde faaliyet yürüttüğü belirtiliyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020’de Mohamed hakkında terör örgütü üyeliğinden 2020/176283 numaralı dosya ile yürüttüğü soruşturma ise takipsizlikle sonuçlanmış.
MASAK raporunda ilginç olan bir başka durum daha var: İncelenen tüm isimler için kimlik tablosu oluşturulmuş. Bu tablolarda Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası’nın kısaltması olan “TCKN” bölmesinde dokuz ile başlayan 11 haneli kimlik numaraları yer alıyor. Pek çoğunun “vatandaşlık” bölmesinde ise “Türkiye Cumhuriyeti” ya da “Türkiye” yazılı. Bu tablolar ismi mezkur İD üyelerinin tamamının TC vatandaşı olduğu sonucuna götürebilir. Fakat raporda vatandaşlığa geçtiğine dair açık bilgi sadece Gneid’le sınırlı. 2017’de Suriyelilerin seçimlerde oy kullanacağı iddiası üzerine, dokuz rakamıyla başlayan kimlik sahiplerinin vatandaş olmadığı, bunun yabancılar için düzenlenen tanıtma kartı olduğu açıklanmıştı. Rapordaki TCKN hanelerinde yer alan numaralar dokuz ile başlasa da yeni bir tartışmaya açık kapı bırakıyor. Ayrıca Gneid dışında kimlik numarası dokuz ile başlamayan birkaç isim var.
CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen bu raporu meclise taşıdı. Antmen, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bu kişilere neden operasyon düzenlenmediğini, Gneid’e vatandaşlığın nasıl verildiğini ve kaç İD üyesinin vatandaş olduğunu sordu. Al-Monitor’un ulaştığı Antmen iktidardan hiçbir yanıt alamadığını söyledi.
Al-Monitor / 15.02.22