Covid-19’un etkisinin sürdüğü günlerde yeni bir yıkım projesi daha gündemde.
Çevre Mühendisleri Odası’nın Hava Kirliliği Raporu’na göre, kentteki sanayi tesisleri ve mevcut termik santrallerle yılın yüzde 65’inde yani 236 günü kirli hava soluyan Adana’da ithal kömürle çalışacak Hunutlu Termik Santrali’nin inşaatı başladı.
Pandemi günlerinde bile durdurulmayarak inşaatı devam ettirilen doğa yıkım projelerinden biri olan bu santral hayata geçirse, zaten kirli olan hava daha da kirlenecek, insan ve doğa sağlığı için önemli bir tehdit oluşturarak, Adana’yı ve çevresini iyice yaşanmaz hale getirecek.
Halihazırda İskenderun Körfezi’nde Adana’da Tufanbeyli Termik Santrali ile İsken Termik Santrali ve Hatay’da Atlas Termik Santrali olmak üzere üç tane faaliyette olan santral var.
İskenderun Körfezi’nde Adana’da yapılması planlanan, ön lisans, lisans ya da ÇED süreci başlamış olan Ayas, IC İçtaş ve Sanko termik santralleri bulunuyor.
İskenderun Körfezi’nde ve Türkiye'de şu anda inşa halinde olan tek kömürlü enerji santrali Hunutlu…
Hunutlu Termik Santral projesine çok yakın mesafede yer alan Sugözü Termik Santrali’nin 2003 yılında faaliyete geçmesinin ardından solunan kirli hava sonucu 2009-2014 yıllarında kanser vakaları 11 kat artarken, kanser türleri ise yüzde 275 oranında artış gösterdi.
Hunutlu Termik Santrali ve Adana Hava Kirliliği Teknik Değerlendirme Notu’na göre, Adana’da 2019’da 30 yaş üstü 9 bin 485 ölüm arasından (kazalar/dışsal yaralanmalar hariç), dış ortam hava kirliliğine bağlı ölüm sayısı ortalama 2 bin 72 kişi olarak tahmin edildi.
Adana’da 2019 yılında hava kirliliği emisyonları Dünya Sağlık Örgütü sınır değerlerinin altında tutulabilseydi, her beş kişiden birinin ölümü engellenebilirdi.
Diğer yandan, özel sektör bankalarını ve onların finansal aktivitelerini takip eden Banktrack, geçmiş yıllarda hazırladığı bir çalışmada, bu projenin ekolojik anlamda neden yapılmaması gerektiğini anlatmıştı.
Bu, projenin insan sağlığına, yaşam alanlarına ve doğaya vereceği zararların çok kısa bir özeti sadece…
Projenin arkasında kimler var biraz buna bakalım…
Adana’nın Yumurtalık ilçesi Sugözü Köyü’ne yapılmak istenen Hunutlu Termik Santrali, EMBA Elektrik, Çin’in en büyük enerji şirketlerinden Shanghai Electric Power (SEP) ve yine Çinli AVIC International Project Engineering ortaklığında ilerliyor.
Projenin yatırımından Shanghai Electric Power sorumlu.
Anlaşmaya göre, her biri 660 MW gücünde iki üniteden oluşacak elektrik üretim tesisinde toplam kurulu güç 1,32 GW.
Faaliyete geçtikten sonra her yıl 9 milyar KW/saat elektrik üretmesi ve Türkiye genelindeki tüm elektrik arzının yüzde 3’ünü oluşturması planlanıyor.
İnşaat sırasında 4 bin, operasyona geçildikten sonra 500 kişi istihdam edilecek.
Projenin maliyeti 1,7 milyar dolar.
Finansman Bank of China (BOC), China Development Bank (CDB) ve Industrial and Commercial Bank of China (ICBC) tarafından sağlanıyor.
Hunutlu Termik Santrali, Çin açısından sıradan bir yatırım olarak görülmemeli.
Bu, Çin’in Türkiye’deki en büyük doğrudan yatırımı.
Burada aslında gözden kaçan önemli bir politik mesaj var.
Dünyada kömürlü termik santraller giderek daha fazla sorgulanırken ve ülkeler kapanma strateji ve takvimlerini açıklarken, Çin ve Türkiye arasında gerçekleşen bu işbirliği termik santral yatırımının hala yapılabileceğinin dünyaya bir göstergesi.
Aynı zamanda Çin’in Bir Kuşak ve Bir Yol Projesi’nin Türkiye’deki önemli bir ayağını oluşturuyor.
Çin, 2013 yılında, ağırlıklı olarak ulaştırma ve enerji yatırımlarına dayanan Kuşak ve Yol Girişimi Projesi’ne start verdi.
Bu yeni politikanın amacı Çin’in, Güneydoğu Asya, Güney Asya ve Afrika’yı limanlarla, Orta Asya, Ortadoğu ve Avrupa’yı demiryollarıyla birleştirip, yol üzerindeki ülkelerle yapacağı yatırımlar aracılığıyla karşılıklı bir bağlılık ağı oluşturmak…
Tarihi İpek Yolu’nu canlandırmak olarak da ifade edilen ve yaklaşık 70 ülkeyi dahil eden bu projenin, Çin’in 100’üncü kuruluş yılı olan 2049’da tamamlanması planlanıyor.
Projenin açıklanmasının ardından Çin, Avustralya ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerde güneş enerjisi gibi yeşil enerji projelerine, Pakistan, Mısır gibi gelişmekte olan ülkelerde ise kömür bazlı santrallere yatırım yapmayı tercih etti.
Türkiye, uzun vadeli yenilenebilir enerji yatırım planları kapsamında yer alabilecekken, iki ülkenin siyasi ilişkilerindeki istikrarsızlık sebebiyle, gelişmekte olan ülkelerle aynı grupta yer aldı.
İskenderun Körfezi, jeostratejik olarak önemli bir liman olsa da, Türkiye Kuşak ve Yol politikasının ulaşım ve lojistik ayağında yer alamadı. Bunun yerine Türkiye Hunutlu Kömürlü Termik Santrali gibi sıfırdan ve ağırlıklı Çin sermayesiyle yapılacak düşük kaliteli ve verimsiz bir kömür santrali projesiyle bu girişime dahil oldu.
Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki diğer kömür yatırımlarının aksadığı bir dönemde Türkiye’deki yatırımının inşaatının başlamış olması, kısa vadede ticaret açığını finansmanla kapatma, doğrudan mali yardım ve istihdam yaratma sürecini göz önünde bulundurarak, yatırımın hükümet tarafından hızlandırılmış olmasıyla açıklanabilir.
Enerji yatırımları Türkiye’nin iç politikada öncelik verdiği bir alan olmaya devam ediyor.
Aynı şekilde Shanghai Electric, Hunutlu Termik Santrali’nin Kuşak ve Yol içinde Türkiye ve Ortadoğu için en önemli proje olarak görüyor.
Yakın dönemde üçüncü boğaz köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun yüzde 51’inin 688,5 milyon dolara Çinli bir konsorsiyuma satılmış olmasını da bu stratejinin bir parçası olarak görmek gerek.
Yine kısa süre önce Türkiye Varlık Fonu ile Çin İhracat ve Kredi Sigortası Kurumu (Sinosure) arasında ekonomik, ticari ve yatırım işbirliğini artırmak için 5 milyar dolarlık bir mutabakat belgesi imzaladı. Sinosure CEO'su Wang Tingke, “Çin’in Bir Kuşak Bir Yol projesi ve Türkiye’nin Orta Koridor girişimi ilerleyip geliştikçe Çin ile Türkiye arasındaki ekonomik, ticari ve yatırım işbirlikleri de artıyor demişti.
Kuşak ve Yol projesi içinde Türkiye’ye belli ki orta koridor rolü biçilmiş. Şimdi o role uygun olarak Türkiye’deki bazı projelere biçim veriliyor, finansman aktarılıyor.
Artı Gerçek / 07.06.20