Geçen hafta iklim aktivizmi açısından son yılların en önemli kazanımlarından biri elde edildi.
İngiltere’de hükümetin uzun zamandır gündeminde olan Londra’daki Heathrow Havalimanı’na üçüncü bir pist inşa etme planları, temyiz mahkemesi tarafından yasalara aykırı bulundu.
Havalimanının genişlemesine karşı dava açan davacıları haklı bulan mahkeme, Heathrow Havalimanı’ndaki olası genişlemenin iklim hedeflerine uygun olmayacağı için genişlemeye izni vermedi.
Yolcu sayısı bakımından dünyanın ilk 10 havalimanı arasında yer alan ve Avrupa’nın da en büyük havalimanı olan Heathrow Havalimanı, son yıllarda her geçen yıl yolcu sayısını artırıyor.
2017’de 78 milyon yolcu ağırlayan havalimanı, 2018’de 80,1 milyon yolcuya hizmet vermiş. 2019 ise rekor yılı, 80,9 milyon yolcu Heathrow Havalimanı’ndan seyahat etmiş.
Malum, İngiltere iklim kriziyle mücadele kapsamında geçen yıl “daha sert adımlar atacağını” ve 2050 yılına kadar karbon emisyonunu sıfıra indirmeyi hedeflediğini duyurdu. Sera gazı emisyonlarını sıfıra indirme yönündeki taahhüdünü resmi olarak açıklayan ilk G-7 ülkesi olan İngiltere, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını 1990 seviyelerine göre yüzde 80 azaltmayı hedefliyor.
Aralarında çevrecilerin de olduğu farklı kesimler, bu adımın küresel ısınmayı 1.5 derecede sınırlamaya çalışan Paris İklim Anlaşması kapsamında verilen taahhütleri karşılamak için yeterli olmadığını belirtiyor.
Haksız da sayılmazlar, hedef çok iddialı. Ancak, hava trafiği yoğunluğunun bırakın azalması, sabit bile kalmadığı bir ülkede bu ne kadar gerçekleşebilir bir hedef bunu zaman içinde göreceğiz.
Malum, iklim krizi derinleştikçe hayatımıza yeni yeni kavramlar giriyor. Bunlardan en yenisi İsveççe “flygskam” kelimesi, yani “uçuş utancı” demek. Uçakla seyahat etmenin çevreye verdiği zarardan dolayı utanma kavramını anlatıyor.
Havacılık kaynaklı emisyonlar hala iklim için ciddi bir sorun. Dünyanın en kirli yakıtlarından kerosen kullanan uçaklara binerek iklim kriziyle mücadele etmek hayli zor hatta imkansız.
Avrupa'nın en büyük ulaşım merkezi haline gelme planları çerçevesinde yüzde 50 oranında büyütülmek istenen Heathrow Havalimanı’na gelen bu engellemeyle birlikte oluşturulan çok sayıda proje de askıya alınmış oldu. Mahkemenin gerekçeli kararında, “hükümetin, planları ve raporları hazırlarken küresel ısınmaya etkileri öngörmediği ve bunlara ilişkin yeterli analizleri yapmadığı" belirtildi.
18 milyar dolar bütçe ayrılmış olan proje içerisinde havalimanına üçüncü bir pist yapılması, yeni bir terminal ve ek hizmet binaları planlanıyordu. Havalimanının batı terminalinin günde 1300 uçuş gerçekleştirdiği ve mevcut altyapının da artan talebe cevap veremediği ifade ediliyor.
Havalimanı yetkilileri kararı temyize götürmek niyetinde. Ancak Başbakan Boris Johnson Hükümeti’nde mahkemenin kararına itiraz edilmeyeceği yönünde bir eğilim olduğu aktarılıyor. Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan da, çevreci kuruluşlar ve örgütlerle birlikte projeye karşı çıkanlar arasındaydı, mahkemenin kararını "Kazandık!" diyerek duyurdu.
Brexit sonrası ABD ve Çin gibi ülkelerle daha fazla iş yapmayı hedefleyen İngiltere için havalimanını genişletme projesi ülke ekonomisi adına gerekli bir adım olarak görülüyordu. Oysa iklim kriziyle mücadelede önemli bir taahhüt vermiş İngiltere için her ikisinin birden geçerli olabilmesi mümkün değil.
Davacı örgütlerden Greenpeace, mahkeme kararından sonra hükümetin Heathrow’u genişletme planından tamamen vazgeçmesi gerektiğini dikkat çekti. Greenpeace İngiltere Direktörü John Sauven, “Üçüncü pistin önünde maliyet, gürültü, hava kirliliği, habitat kaybı, erişim gibi pek çok sorun var. Şimdi aşmaları gereken bir engel daha çıktı” dedi. Sauven, “Heathrow’un halkla ilişkiler makinesi, yeni pistin karbon gerçeğini örtemez. Planları, havayı küçük bir ülke kadar kirletecek. Başbakan Boris Johnson, üçüncü pist planınını bir daha gündeme getirmemek üzere iptal etmeli” değerlendirmesi yaptı.
Her şeye rağmen İngiltere’de mahkemenin, üçüncü pist planını “iklim” kaygılarıyla hükümetin iklim değişikliği yükümlülüklerine aykırı bulmasını kazanç hanesine yazabiliriz elbette…
İstanbul’un ciğerleri Kuzey Ormanları’na saplanan bir hançer gibi tüm itirazlara rağmen yapılan Üçüncü Havalimanı için milyonlarca ağaç kesildiğini düşündüğümüzde bu karar Türkiye’de hayal dahi edilemez.
Malum, geçen yıl Kuzey Ormanları Savunması tarafından Üçüncü Havalimanı sahasında uydu görüntüleri üzerinden yapılan bir analize göre buradaki inşaat nedeniyle tam 13 milyon ağaç kesildi. Projenin ÇED raporunda ise kesilecek ağaç sayısının 2.5 milyon olacağı açıklanmıştı. KOS’un analizine göre 13 milyon ağacın 8 milyonu havalimanına, 1.2 milyonu havalimanı inşaatı için açılan taş ocaklarına, 3.7 milyonu da havalimanına giriş sağlayan Kuzey Marmara Otoyolu’na kurban edildi.
Ağaçların kapladığı alanın yaklaşık 6 bin 500 hektar olduğu ve bunun 4 bin hektarlık kısmının Üçüncü Havalimanı proje sahası içerisindeki orman alanı olduğu saptandı.
Dünyanın en yoğun trafiğe sahip havaalanlarından Londra Heathrow Havalimanı 1200 hektar civarında bir alana kurulu. Şu anki durumla genişleme ihtimali de yok. Öte yandan, 7 bin 650 hektar alan kamulaştırılarak inşa edilen İstanbul Havalimanı’nın hizmet vereceği iddia edilen 150 milyon yolcunun nereden nasıl geleceği halen muamma…
Geçtiğimiz günlerde Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) tarafından açıklanan istatistiklere göre, İstanbul Havalimanı’nı 2019 yılında toplam 52 milyon 578 bin yolcu kullandı.
İGA’nın CEO’su Kadri Samsunlu’nun açıklamasına göre, 2020 için yolcu hedefi 75 milyon. EDAM’ın hazırladığı “İstanbul Havalimanı Ekonomik Etki Analizi” raporu, 2019’da en kötümser senaryoya göre, İstanbul Havalimanı’ndaki yolcu miktarı 75 milyon olarak öngörmüş. İGA, en kötü senaryoyu baz alıyor.
Tabi, bu tahminler yapılırken, koronavirüs henüz ortaya çıkmamıştı. Muhtemelen gelecek aylarda aşağı yönlü bir revizyon da gündemde olabilir.
Dolayısıyla havalimanı alanının bu kadar büyük tutulması, yolcu sayısı hedeflerinin dünyanın en trafikli havaalanlarının bile üzerinde olması ama hedeflerin daha sonra en kötü senaryolar baz alınarak söylenmesi maalesef gerçekleri yansıtmıyor. AKP iktidarları döneminde inşaat sektörüyle ekonomiyi ivmelendirmeye çalışmanın en tipik örneklerinden biridir bu proje…
İngiltere’de dolup taşan bir havalimanına ek pist izni çıkmazken, Türkiye’de hedefleri tutturup tutturamayacağı muamma bir havalimanı için milyonlarca ağaç kesildiğiyle kaldı.
Artı Gerçek / 01.03.20