Haziran 2016’da Avrupa Birliği’nden çıkmak için yaptığı referandumda çıkan yüzde 52 ‘EVET’, İngiltere iç siyasetinde dengeleri alt üst etti. Nihayetinde İngiltere Başbakanı Boris Johnson Brüksel’le uzlaşsa da İngiltere parlamentosunda tıkanma yaşandı. 6 Kasım’a kadar süre isteyen Johson’un işi hiç kolay değil.
İngiltere’de dengeleri alt üst eden Brexit bir şekilde parlamentodan geçecek. Ancak özellikle anlaşmasız ayrılma ya da özel düzenlemelerin olduğu bir anlaşma çıkmazsa, bu süreçten en fazla zarar görecek olanlardan biri Türkiye olacak. Bu analizde Brexit’in sonuçlarının Türkiye’ye ekonomik ve serbest dolaşım hakkı açısından önemli kayıplar yaşatacağını ve bir an önce harekete geçilmezse ekonomik kriz yangınına körük olacağını iddia edeceğim.
Türkiye’nin ticari avantajı yok oluyor
İngiltere küresel ticarette yüzde 3.5’lik pahaya sahip. Londra 2018’de 680 milyar dolarlık ithalat yaptı. Bu ithalatın yarısı aralarında Türkiye’nin de bulunduğu AB ve Gümrük Birliği üyesi ülkelerden yapıldı. Sadece AB üyeleri için değil, Türkiye için de İngiltere cazip bir ticareti ortaktı.
Türkiye’nin İngiltere’ye ihracatının başlıca kalemleri otomotiv, tekstil, beyaz eşya, gıda. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 verilerine göre, Türkiye İngiltere ticari ilişkilerinde ticari fazla ibresi Türkiye’den yana. Şöyle ki, 2018’de Türkiye İngiltere’ye ihracatı çerçevesinde 3.7 milyar dolar fazla verdi. Ancak bu fazlanın 2.4 milyar doları tehdit altında.
Türkiye, 1995’te Gümrük Birliği’ne üye olmasıyla AB üyesi ülkelere ihracatta iki avantaj elde etti. İlki gümrük vergisi muafiyeti. Yani Türkiye’de üretilen bir otomobilin, ülke içinde bir yere nakli gibi gümrük vergisine katılmadan AB ülkelerine gidebilmesi. İkincisi, transit taşıma sistemi. Transit taşıma sistemi, AB içinde bir aracın bir sefer belgelerinin kontrol edilmesi sonrasında hiç durulmadan gideceği adrese ulaşması. Yani Bursa’dan çıkan otomobil dolu bir tır, Bulgaristan’da belgelerini gösteriyor, nihai adresi sisteme işlendikten sonra Londra’ya kadar durmadan yoluna devam edebiliyor. Bu, hızla nakliyenin sağlanması, bürokrasinin azaltılması, evrak yükünün bir defaya mahsus hazırlanması demek.
Brexit ile beraber iki ticari kolaylık yürürlükten kalkacak. Nedeni çok basit, ticari kurallar. Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurallarına göre, bir ülke, eğer aralarında ikili anlaşma yoksa, bir diğer ülkeye farklı ticaret vergisi uygulayamaz. Anlaşması olmadığı her ülkeye aynı oranda vergi uygulamak zorunda. Yani Türkiye İngiltere ile özel bir anlaşma yapmazsa bu iki kolaylaştırıcı elinden gidecek. Başka bir anlatımla Çin ve ABD gibi ticari devlerle eşit koşullarda rekabet edecek. Oysa İngiltere özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli bir adresti.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı (UNCTAD), 2019’da bu konuya ilişkin bir rapor hazırladı. İngiltere’nin gelişmekte olan ülkeler için önemi şöyle aktarılıyor:
“İngiltere, gelişmekte olan pek çok ülke için çok önemli bir ticari ortak ve pazarına erişim için bu ülkelere son derece elverişli koşullar sunuyor.” Dolayısıyla Brexit anlaşması eğer Türkiye gibi ülkelerin süreçten daha az zarar görmesini ve süreci aşamalı hale getirmezse Türkiye, 3.7 milyar dolarlık ticari fazlası 1.3 milyar dolara inecek.
Londra kapıları kapanıyor
Brexit’in Türkiye ve vatandaşlarına bir diğer olumsuz etkisi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İngiltere’de iş kurma olanağından olma ihtimali. Türkiye 1963’te Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Ankara Anlaşması’nı imzaladı. Anlaşma uyarınca serbest dolaşım hakkı elde etti. Bu çerçevede, İngiltere Türkiye vatandaşlarının iş kurma amacıyla ülkesine gelmesine izin veriyordu. İngiltere’ye gittiğinizde gördünüz lokanta veya danışmanlık firması bu anlaşma sayesinde kurulabildi.
Brüksel ile Londra arasındaki müzakere sürecinde serbest dolaşım hakkı ele alınıyor ancak, AB üyelerini için müzakere yapılıyor. Ankara Anlaşması gündeme gelmedi. Yani Türkiye bir an önce adım atmazsa Londra yapıları Türkiye’ye kapanacak.
Brexit eğer anlaşmasız gerçekleşirse veya anlaşmaya rağmen Türkiye önlem almazsa, değinilen bu üç avantaj (gümrük vergisi, taşımacılık ve serbest dolaşım hakkı) elinden gidecek. Ticaret Bakanlığı paylaştığı bilgi notunda da bu durumu onaylıyor.1 Eğer Türkiye, “bakın AB dağılıyor, artık eski değerleri bize dayatamazsınız” söylemini avantaja çevirmeyi bırakıp İngiltere ile ikili bir anlaşma yapmazsa, Brexit, AB’den sonra en fazla Türkiye ekonomisi ve vatandaşlarının kâbusu olacak.
Gazete Duvar / 27.10.19