N. K. Krupskaya: Kavgaya adanmış bir yaşam!

Nadya Konstantinovna Krupskaya, Lenin ile tanıştığında çoktan marksist okulun profesyonel bir devrimcisi olmuştu. Yeraltı çalışmasında büyük bir deneyimi vardı ve sadece bir entelektüel değil aynı zamanda bir işçi gibiydi. Önderlerden biriydi ve 1893’te Lenin tarafından kurulan “İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Derneği”nin de aktif bir üyesiydi.

  • Çeviri
  • |
  • Kadın
  • |
  • 26 Şubat 2020
  • 22:49

N. K. Krupskaya, devrimin öncü kadrolarından biri, partinin sıra neferi, kendini işçilerin eğitimine adamış önemli bir kadın devrimcidir. 26 Şubat 1869 yılında doğan N. K. Krupskaya’nın yüzüncü doğum günü vesilesiyle (1969’da) Lyudmila Kunetskaya ve Klara Mashtakova tarafından “Kavgaya adanmış bir yaşam” isimli bir kitap hazırlanmıştır. 

151. doğum günü vesilesiyle bu kitaptan belli bölümler sunuyoruz…

(...)

O dönemde kadınların Rusya’da yüksek öğretime gitmesine izin verilmiyordu. Nadya Konstantinovna kendi eğitimi için gayretlice çalıştı. St. Petersburg’da kadınlar için düzenlenmiş ileri düzeydeki kurslara kaydoldu ama kısa zamanda derslerin soyut ve gerçek hayattan çok uzak olduğunu gördü. Sonrasında bir öğrenci çevresine katıldı ve Marx üzerine çalışmaya başladı. Krupskaya 1932’de, “Marksizm, bana bir insanın sahip olabileceği en büyük mutluluğu bahşetti” diye yazmıştı. Nasıl zorlu bir yoldan gideceğinin farkındaydı ve sonucu ne olursa olsun yaşamını adayabileceğine güveniyordu. Bu yol hiçbir zaman kolay değildi, ama hiçbir zaman doğruluğundan yana kuşkusu yoktu. 

Yapısı gereği Krupskaya sahip olduğu bilgiyle yetinmezdi, ihtiyaçlar doğrultusunda üzerine yenilerini eklerdi. Böylece Nadya Konstantinovna, St. Petersburg’da, şehrin dışında kalan işçi mahallelerinde, Pazar akşam okulunda öğretmen olarak çalışmaya başladı. İki haftada bir Pazar günleri, sanayi havzalarından ve fabrikalardan binlerce işçi bu okula katılıyorlardı. Okulun hedefi işçilerin ilkokul eğitimi almalarını sağlamaktı. 

Krupskaya hiçbir zaman ilk öğrencilerini unutmadı. İşçilerle iletişimi kısa zamanda arkadaşlığa dönüştü, onların politik eğitimi de olanaklı hale geldi. 

Pazar akşam okulunun öğretmenleri ücret almadan çalışıyorlardı. Dikkate değer insanlardı -bütün galaksinin başkalarını düşünen öğretmenleri-, bunların birçoğu daha sonra RSDİP’in (Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi) üyeleri oldular.

Pazar günleri yapılan şiir ve düzyazı okumaları okulda çok tutuluyordu. Krupskaya arada bir başka ülkeler ve insanlar hakkındaki hikayelere yer verir, bu oturumlar işçiler tarafından çok beğenilirdi. Krupskaya’nın öğrencileri çok bilenen devrimci işçilere dönüştüler: Ivan Babuşkin, Arseny ve Philip Bodrov. Daha sonra, aynı zamanda Lenin’in önderlik ettiği marksist gruba katılabilecek bir düzeye geldiler. 

Krupskaya işçilerin hayatını öğrendi, onların evlerini ziyaret etti ve sanayi bölgelerinde ve fabrikalarda çarlığı devirmeye çağıran broşürleri dağıtmalarına yardımcı oldu. Nadya Konstantinovna Krupskaya, Lenin ile tanıştığında çoktan marksist okulun profesyonel bir devrimcisi olmuştu. Yeraltı çalışmasında büyük bir deneyimi vardı ve sadece bir entelektüel değil aynı zamanda bir işçi gibiydi. Önderlerden biriydi ve 1893’te Lenin tarafından kurulan “İşçi Sınıfının Kurtuluşu için Mücadele Derneği”nin de aktif bir üyesiydi.

Lenin 1895’te yurtdışındayken, yoldaşlarıyla haberleşmelerini, bağlantıların kurulmasını ve gizli şifrelerini Krupskaya hallediyordu, ona çok fazla güven duyuyordu. İlk basılan gazete “İşçilerin Davası”, “Mücadele için Birlik”in birçok önderi belli aralıklarla onun evinde bir araya gelip tartışıyorlardı.

1896’da tutuklandıktan ve sürgüne yollandıktan sonra, Sibirya’da Lenin ile birlikte kalmaya başladı, 1901’de göç etti. Bolşevik yeraltı gazetesi İskra’nın (Kıvılcım) çıkartılmasında aktif görev aldı ve III., IV. ve VI. parti kongrelerinin hazırlığında ve gerçekleştirilmesinde aktif bir şekilde çalıştı. Ayrıca yurtdışında basılan ve Rusya’da illegal olarak dağıtılan parti gazeteleri Vperiod (İleri) ve Proletari’de (Proletarya) sekreter olarak çalıştı. Önemli parti yazışmalarının iletişimini sağladı ve 1915’te Bern’de yapılan Uluslararası Kadın Konferansı’na delege olarak katıldı. 

Lenin ile birlikte 1917 Nisanı’nda Rusya’ya geri döndükten sonra, Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin inşasına aktif bir şekilde katıldı. Proleter devrimin zaferinden sonra kendini tüm kalbiyle işçi kitlelerinin eğitimine adadı.

(...)

Bizim işimizde,” diyordu, Halk Eğitim Komiserliği’nin eski çalışanlarından Zinaida Ginsburg, “fazlasıyla zorluk var. Eğitim ve öğretimde yeni içerik ve biçimler doğuyordu, bir kısmını genellikle içeriden doğru düzenleyemiyorduk. Her fırsatta Nadya Konstantinovna’nın soru ve istekleriyle sağanak altında kalırdık ve onun buyurgan bir tavırda hiçbir halini hatırlamıyorum. Hatta, birçok korkak öğretmenin bizlere sorunlu görünen yeni problemlerine dair ateşli tartışmalarda bizlerle birlikte yüksek sesle düşünürdü.” 

A.V. Lunaçarski’nin kelimeleriyle, Halk Eğitim Komiserliği’nin ruhuydu.

Nadya Konstantinovna zaman zaman iş arkadaşlarını bazı sorunlar üzerine görüşmek için ofise çağırırdı. Eğer burada değişik bir fikir ortaya çıkarsa, oy kullanılarak karar verilirdi. Krupskaya genelde kolayca karar verebilirdi ve görüşünün her noktasının anlaşılması ve son kararın benimsenmesi onun için yeterliydi. Krupskaya ile yapılan kolektif tartışmaların kuralıydı; eğer çoğunluk onun düşüncelerine karşıysa iradeyi kabul ederdi, ilerleyen zaman kimin doğru kimin yanlış olduğunu gösterirdi.      
(...) 

Son günleri

1939 Şubatı’nın 26’sı Nadya Konstantinovna’nın 70. doğum günü olabilirdi.

Bütün ülkenin kutlamayı hedeflediği jübilesinden kısa bir süre önceydi. Bilimsel konferans başlamadan önce Nadya Konstantinovna’nın konuşma yapmasını isteyen Kütüphane Bilimini Araştırma Enstitüsü’nün delegasyonu geldiğinde Şubat’ın 22’siydi. Konuşma planlanandan uzun sürdü. Enstitü ile bağlantı kurulması gereken konular hakkında tartıştılar, yeni kitapların geç basılması gibi. Hiçkimse Krupskaya’nın Eğitim Komiserliği’ndeki son günü olduğunu aklından bile geçiremezdi.

Şubat’ın 23’ünde Krupskaya basılacak bazı materyalleri postadan aldı. Paketi açtığı zaman “Pedagoglar”ın basıma hazır olduğunu gördü. İlgisini çekti ve göz gezdirmeye karar verdi. Mektubun bitiminde şöyle yazılmıştı:

Sevgili Nadya Konstantinovna,
Sizi tüm samimiyetimizle kutluyoruz ve daha uzun yıllar eğitimin gelişmesi için çalışmanızı umuyoruz.
Size pedagoji üzerine kitabımızı yolluyoruz. Kapsamı, pedagoji okulları için bir test kitabı.
B. Esipov, N. Gonçarov
23 Şubat, 1939”

Nadya Konstantinovna mektubu kitabın içine koydu ve kitabı da kitaplığa yerleştirdi. 

Nadya Konstantinovna RSFSR Sovnarkom’daki sabah konferansına katıldı. Gündemde çok önemli bir soru vardı: Halkın eğitimindeki üç beş yıllık plan ne olmalıydı. Bu konferansta Nadya Konstantinovna köydeki kültürel yaşamdaki mükemmel ilerleme, yeni kurulan derneklere ihtiyaç duyduğu önemin verilmesi, köydeki gençlik kütüphanesinin kötü durumu ve gereksinimleri ile toplumdaki kültürel gelişim üzerine konuştu.

Günün ikinci yarısı, işleri bittiğinde, “Arhangelskoye” evinde dinlenmek için ayrıldı. Bir daha Kremlin sarayına dönemedi. Eline ulaşması mümkün olmayacak pek çok mektup ve telgraf doğum gününü kutluyordu.

(…)

 (İngilizce’den çeviren: Z. İnanç)
(Yayınevi: Novosti Press Agency Publishing House Moscow)