Mafyasınız, çetesiniz, kirlisiniz, katilsiniz!

Yaptıkları katliamlar artık sınırları aşmıştır ve emekçilerin sabırları da er ya da geç taşacaktır. İşte o zaman işçi ve emekçilerin demir yumruğunu enselerinde hissetme fırsatını dahi bulamayacaklar.

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 19 Haziran 2021
  • 12:15
ikon

HDP İzmir il örgütüne düzenlenen silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ın katledilmesine, işçi ve emekçiler birçok kentte sokaklara çıkarak tepkilerini gösterdiler. Her gün nefret suçu işleyen gerici iktidar odakları da yaşanan saldırıya dair görüşlerini açıkladılar. Bunların en dikkat çekici olanı faşist parti MHP’nin başındaki Devlet Bahçeli’nin açıklaması oldu.

Hepimizin bildiği gibi bu ülkede ilerici-devrimci güçlere dönük saldırılar devlet tarafından planlanıyor. Saldırılar kimi zaman devletin kolluk kuvvetleri kimi zaman ülkücü faşistler tarafından gerçekleştiriliyor. Son günlerde ortalığa saçılan pislikler, bu gerçeği daha iyi görünmesini sağlıyor. Bunun yanı sıra, tarihte yaşanan katliamların çoğunda devletin MHP ve türevlerini kullandığını gayet iyi biliyoruz. Bu Türkiye’ye özgü bir sorun da değil, birçok ülkede MHP gibi faşist örgüt ya da çeteler böylesi kanlı işler için kullanılmaktadır.  

MHP şefi katliamı “kanlı bir prova” diye nitelendirirken akıllara provadan çok direk faşistlerin gerçekleştirdiği Maraş Katliamı geliyor. Maraş Katliamı 1978 Aralık ayında gerçekleştirilmişti ve bu katliamın hemen öncesinde bir sinemada ırkçı-faşist içerikli bir film gösterilerek ağırlığı MHP’li olan kitle galeyana getirilerek kitlesel bir katliam gerçekleştirilmişti. Dolayısıyla bu ülkede böylesi “karanlık” işlerin bire bir faili hâlihazırda, tarihsel kanıtları ile beraber MHP’nin bizzat kendisidir. Ayrıca faşist elebaşı, Deniz Poyraz’ın katilinin ülkücü işareti ile fotoğraflarının paylaşılmasından yakınıyor. Ki bu meselede de söylenecek söz gayet sade ve basittir: bu ülkede faşist ülkücülerin yaptıkları sembol-işaret bellidir ve Devlet Bahçeli başta olmak üzere bu işareti yapanlar HDP gibi demokratik bir partiye düşmanlık yapmakta ve bu partiyi “terörist” olarak görmektedirler. Haliyle bu işareti yapanlar böylesi katliamları yapmaya her daim adaydır ve zaten yapıyorlar. Onun için faşist elebaşının bu konuda gocunmasına hiç gerek yoktur. Ayrıca faşist elebaşı şöyle laflar da ediyor: saldırganın kararlılıkla üstüne gidilmeli, bağ ve bağlantıları, irtibat ve ilişki ağları hiçbir tavsamaya meydan vermeden araştırılmalı ve açığa çıkarılmalıdır. İyi ama bu dediği yapılırsa cinayetin ardında AKP-MHP rejimi çıkacaktır. Bundan dolayı polisin ve savcılığın yaptıkları, tam da araştırma yapılmasının önünü kesmek oldu.

“Yargısız infaza kimsenin harcı olmadığı gibi…”

Bu ülke yargısız infazlar ülkesidir. Eğer bir yargısız infazdan söz edilecekse bu ülkede gerçekleştirilen bireysel ve toplu katliamlara bakmak yeterlidir. Tek tek saymaya gerek yok. Bu ülkede sayılamayacak kadar yargısız infaz ve katliam yapılmıştır. Bunu yakından bilenlerden biri de faşist elebaşıdır. Nitekim 8 Ekim 1978’de Ankara’da 7 Türkiye İşçi Partili (TİP) gencin katledilmesinde adı geçenlerden biri de Devlet Bahçeli’dir. Halihazırda kendisinin bir benzeri olan S. Peker devredışı bırakıldığı için ifşa ve itiraflarda bulunarak cinayet şebekeleri gerçeğinin daha iyi görünmesine vesile oldu. Buradan da biliyoruz ki bu katiller güruhu her şeyi bile isteye yapmaktadır.

Döktükleri kanda boğulacaklar!

Tarihleri katliamlar ve işledikleri suçların üzerini örtme çabası ile doludur. Öyle ki her geçen gün bu çabalarına şahit olmaktayız. Fakat bu çabaları bir yere kadar… Yaptıkları katliamlar artık sınırları aşmıştır ve emekçilerin sabırları da er ya da geç taşacaktır. İşte o zaman işçi ve emekçilerin demir yumruğunu enselerinde hissetme fırsatını dahi bulamayacaklar. Döktükleri kanda boğulacaklar!

Ankara’dan bir Kızıl Bayrak okuru