Çocukların özgür yaşamı sosyalizmde!

Çocuk işçiliğinin gerçekten yasaklandığı, insanın insan tarafından sömürülmediği bir düzen olan sosyalizmi kurmak için mücadele edelim!

  • Mücadele postası
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Haziran 2021
  • 14:53
ikon

Kapitalizmin dünya genelinde egemen olması ve kızışan rekabet, üretimde güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılabilen esnek işgücü olarak çocuk emeği sömürüsünü de arttırdı. Kapitalizmin bu utancını perdeleme ihtiyacı nihayet 2002’de bir ilana yol açtı. 12 Haziran, Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü” ilan edildi. Diğer bir deyişle, çocuk emeği sömürüsünün sorumluları, Birleşmiş Milletler çatısı altında, çocuk işçiliğiyle “mücadele edeceklerini” iddia ettiler! Oysa her sene yayımlanan raporlar bunun boş bir lakırdının ötesine geçmediğini gösteriyor. Örneğin UNICEF tarafından yakın zamanda yayınlanan rapor çocuk işçilik gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Rapor, dünyadaki çocuk işçilerin sayısının 160 milyona yükseldiğini belirtiyor.

Çocuk emeği sömürüsünün yoğun olduğu kapitalist ülkelerden biri olan Türkiye, 1998 yılında ILO’nun 138 sayılı İstihdama Kabulde Asgari Yaş Sözleşmesi’ni imzaladı. 2001 yılında ise 182 sayılı En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Acil Eylem Sözleşmesi’ni onayladı. Türkiye’de ayrıca Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, 2017–2023 dönemini kapsayacak şekilde güncellenmiş bir program (Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı 2017-2023) bile hazırlandı ve 2018 yılı "Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı" ilan edildi.

Sömürüyü azgınca ve kuralsız bir şekilde pandemi döneminde de sürdüren Türk burjuvazisinin, “emeğin korunması” içerikli onca sözleşme altına imza atması, sadece kaba bir ikiyüzlülük göstergesidir. Egemenler güya bu sorunla “mücadele ettiklerini” ifade ededursunlar, her sene yayımlanan raporlar gerçekleri kısmen de olsa gözler önüne sermektedir.

Resmi verilere göre (ki göründüğü kadarıyla 2019 sonrası yılların verileri bilinmemektedir) Türkiye’de 720 bin çocuk işçi olduğu öne sürülmektedir. Ancak başta göçmen çocuklar ve sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve mesleki eğitim gören öğrenciler olmak üzere, Türkiye’de en az 2 milyon çocuk işçi olduğu görülmektedir. Öte yandan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin “12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü” vesilesiyle yakın zamanda yayınladığı raporda, Türkiye’de son sekiz yılda en az 513 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiği kayıtlara geçmiştir. Sadece kayıt altına alınanların sunulduğu raporlarda bile, başta Türkiye’de olmak üzere dünya genelinde çocuk işçiliğinin önünün açıldığı ve daha fazla kâr uğruna alınmayan önlemler sonucu çocuk işçilerin yaşamlarını yitirmeye devam ettikleri görülmektedir.

Türkiye’nin de taraf olduğu Dünya Çocuk Hakları Bildirgesi’ne göre, 18 yaşından küçük her birey, “çocuk” olarak tanımlanmaktadır. Ancak Türkiye bu bildirgeyi alenen çiğnemektedir. Örneğin Türkiye’de 15 ila 18 yaş arasındaki çocuklar genç işçi olarak gösterilmekte ve sadece 14 yaşındakiler çocuk işçi sayılmaktadır. Bundan da anlaşılacağı üzere bir yandan “Çocuk İşçilikle Mücadele Günü”nü ilan edenler, diğer yandan çocuk işçiliğini yasalarla meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.

 Kapitalizm, doğası gereği, kadın-erkek, çocuk-yetişkin demeden ucuz emek gücü sömürüsünün peşindedir. Üretimin ihtiyaçlarına göre, belli dönemlerde kadınları eve hapsetmekte, ihtiyaç olduğunda ise üretim alanlarına sürmektedir. Yine üretimin ihtiyaçlarına göre çocuk emeğini azgınca sömürmenin peşine düşmektedir. Özcesi, kapitalist pazar için bir “değeri” olan her türlü emeğin azgınca sömürüsü, kapitalist sınıf ve onların devletleri için “mubahtır”.

Oysa bundan tam 104 sene önce Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi ve Sovyet iktidarı koşullarında başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere işçi ve emekçilerin emeğinin korunması için birçok yasa çıkarılmıştır. Ekim Devrimi ile birlikte çocuklar artık çocukluklarını yaşayabilmiş, çocuk işçilik yasaklanmıştır. Sosyalist işçi iktidarı aynı zamanda çocukların barınmadan beslenmeye, eğitimden kültür-sanat faaliyetlerine kadar her ihtiyacını kamusal olarak karşılamıştır. Başta ekonomik alt yapı olmak üzere bin bir zorlukla boğuşan Sovyetler deneyimi bile, işçi iktidarının kısa sürede neler gerçekleştirebileceğini göstermiştir. Tüm dünyada sosyalizmin inşa edilmesiyle elbette daha fazlası elde edilecektir.

Çocuk işçiliğinin gerçekten yasaklandığı, insanın insan tarafından sömürülmediği bir düzen olan sosyalizmi kurmak için mücadele edelim!

Çocuk işçilik yasaklansın!

Çocukların özgür yaşamı sosyalizmde!

İstanbul’dan bir DGB’li