“Devletin gözünü para bürümüş!”

Dershaneler askıya alınmasına rağmen bizlerden halen ücretler talep ediyorlar, aksi taktirde imzalamış olduğumuz sözleşmenin ucunu gösteriyorlar.

  • Mücadele postası
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 18 Mayıs 2020
  • 09:30
ikon

Bu dönemde bir kez daha görüyoruz ki devlet, eğitim sistemini acımasız bir şekilde yıkıma uğratıyor ve bizler buna şahit oluyoruz.  Bu zihniyetin eğitimi bu kadar hor görmesine katlanamıyorum.

Pandemi döneminde üniversite sınavına hazırlanmak gerçekten çok zor. Ben sınava hazırlık yapan bir öğrenci olarak her gün düşünüyorum, acaba ben virüse yakalanacak mıyım veya annem ya da babama bulaşacak mı diye. Her gün bunun korkusu ile nasıl ders çalışabileceğimi düşünürsünüz ki?   Masanın başına oturduğum zaman aklıma işteki annem geliyor, acaba bugün salgına yakalanacak mı diye. Bu düşünceden kaynaklı ders çalışamıyorum. Ve bunların hiçbirini düşünmeyen hükümete bir bakıyorum, sınavı ertelemişler. İyi güzel yapmışlar diyorum, sonra çıkıyorlar 1 ay sonra sınav 27 Haziran’a geri alındı diyorlar. Sebebi de sınavın ertelenmesi durumunda turizm sektörünün durabileceğiymiş. Ve bir kez daha görüyoruz ki hükümetin gözünü para bürümüş, hiç öğrenciye değer vermiyor. Size soruyorum, gelecek için önemli olan eğitim mi yoksa turizm mi? Tabi ki de eğitim, çünkü eğitimsiz bir toplum olmaz. Yani açıkçası tekrardan bu sistemin eğitime vermiş olduğu değeri görüyoruz. 

Peki bu salgın dönemi biz öğrencileri nasıl etkiledi? Açıkçası psikoloji diye bir şey kalmadı, onun yanı sıra yetiştiremediğimiz onlarca konu kaldı. Artık geleceği turistler kurtarır diyorum. Ve bir de şuna değinmek istiyorum; ben meslek lisesi mezunu olarak okuduğum okulda sadece bölüm dersleri ve birkaç tane gereksiz ders görerek üretime sürüklenmek istendim. Aldığım lise eğitiminin niteliksizliğinden ve görmemiş olduğum derslerden kaynaklı girdiğim üniversite sınavında sorular bana ben sorulara bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. İnsan ister istemez o anda düşünmeye başlıyor. Ben bu konuların hiçbirini görmedim. Ne yapabilirim? Hiçbir şey yapamam çünkü benim suçum değil, bana görmediğim derslerden soru soran eğitim sisteminin suçu.

Soruyorum, biz bu sınavı nasıl kazanacağız? Belki de maddi durumu olmayan bir ailenin çocuğusun ve üniversite senin için hayal oluyor ve gidemiyorsun. Ya da bir dönemliğine dershane parası çıkarabilmek için okulu askıya alıp gece gündüz demeden çalışıyorsun. Kazanmış olduğun para yetmediğinden aileden biraz destek isteyip dershanenin 10 bin TL ücretini ödüyorsun. Ve başlıyorsun hazırlık yapmaya. Birinci dönem bitmeden ortaya salgın çıkıyor ve dershaneler askıya alınıyor. Askıya alınmasına rağmen bizlerden halen ücretler talep ediyorlar, aksi taktirde imzalamış olduğumuz sözleşmenin ucunu gösteriyorlar. Ücret ödememizin sebebi ise bizlere bizim haberimiz olmadan vermiş oldukları niteliksiz, bilimden uzak olan online eğitimlermiş.

Kısacası biz öğrencilerin derdi çok. Zaten niteliksiz olan eğitim, pandemi nedeniyle hepten kaosa dönüştü. YÖK görmediğimiz konulardan sorular soruyor, dershaneler vermedikleri dersin ücretini istiyor, üzerine bir de salgının yarattığı stres... Bu sorunlardan kaynaklı biz öğrencilere de taleplerimizi bir araya gelerek haykırmak düşüyor.

Gebze’den üniversiteye hazırlanan bir meslek lisesi mezunu