Covid-19 salgının merkezine dönüşen ABD’de yaşamını kaybedenlerin sayısı 100 bine dayandı. Amerika Başkanı Trump, solunum cihazları üreten bir fabrikayı ziyaretinde yaptığı konuşmada hala da böbürlenerek, “Biz düşmanlarımıza da yardım ediyoruz. Düşmanlarımız bizi arıyor, yardım istiyor” diyebiliyor.
Trump’ın bu çıkışı bana köyümüzde seneler öncesi yaşanan “Onbaşı amca ile Kemal amca” vakasını hatırlattı. Bizim köy, akarsuları olan sulak bir köydü. Komşu köyler arazilerini sulamak için bu akarsulardan yaralanırlardı. Onbaşı amca yaşı 50’yi aşmış, deneyimli, zeki ve hoşsohbet bir adamdı. Aynı zamanda abartıyı da eksik etmezdi sohbetlerinde. İkamet ettiği yer bizim komşu köyümüzdü ve bizim köyden yaklaşık sekiz kilometre uzaklıkta idi.
Köylüler arası su münakaşaları oluyordu. Fakat bu çekişmeler araya diğer köylülerin girmesiyle sükunetle sonuçlanıyordu. Bu münakaşalardan uzak duran ama sudan en çok istifade eden ise Kemal amca oluyordu. Kendine has stratejisi ve taktikleri olan bu adamın, hiddetli bir adamı bile yola getiren teskin edici “büyülü” sözleri vardı. Suya doymayan bir adamdı Kemal amca. Suyun ayrıştığı yerde rakipleriyle konuşur, küreğini suyun içerisinde tutar, suyun akışını kendi çayırına yönlendirirdi.
Günlerden bir gün Kemal amca sabahın erken saatlerinde yine köyün etrafında dolaşırken, suyun başında Onbaşı amcayı görüyor. Selam ve sohbet derken Kemal amca ısrarla Onbaşı’yı kahvaltıya davet eder. Onbaşı aç biilaçtır, yine de kahvaltı teklifine nezaket gereği hayır der. Ama Kemal amcayı ısrarından vazgeçiremeyince çaresizce teklifi kabul eder. Tam o esnada oradan geçen köyün yaşlılarından İsmail amcayı da yanlarına alarak kahvaltı için evin yolunu tutarlar. Kahvaltı geldiği sırada Kemal amca bir kapı önüne çıkar ve oğlu İmam’a Kırmancki-Zazaca diliyle seslenir: “Laje mi a astore raverne!” (“Oğlum o atın yerini değiştir!”) Sonra kahvaltıya döner. Evde sohbet koyulaşır, laf lafı açar. Kahvaltı biter, çay gelir. Öğlen yemeği derken, akşamüzeri olur.
Onbaşı müsaade isteyip kalkar. Yaşlı adam köyüne gitmeden çayırını son kez kontrol edip üzerine saldığı suyu kesmek için yola koyulur. Çayırın başına vardığında suyun çayıra varmadan kesildiğini görünce başından vurulmuşa döner. Ellerini havaya kaldıran yaşlı adam, dua edercesine köye doğru ince sesiyle haykırır: “Kemal gibi dost oldu mu, düşmana gerek yok!”
Trump’ın akıl ve izandan uzak politikalarıyla Covid-19 salgının merkezi haline getirdiği ABD’de Amerikalıların yükselen çığlıkları Onbaşı amcayı hatırlatıyor: “Trump gibi başkan olduktan sonra, düşmana gerek yoktur.” Kamuoyu, ABD’de salgının bu hale gelmesinin birinci dereceden sorumlusunun Trump olduğunun farkında. Ve dünya kamuoyu, Trump’ın düşman dedikleri ülkelerin (Küba, Çin vb.) salgına karşı başka ülkelere yardım ve destek sunduklarını da biliyor.
M. İmran