Kriz ve pandeminin gölgesinde MESS Grup TİS’leri...

Kazanmak için birleşme ve mücadeleyi örgütleme zamanı!

İşçi sınıfı ve onun bir parçası olarak metal işçisi bugüne kadarki tüm kazanımlarını zorlu mücadelelerle, sermayenin yasalarını ve yasaklarını aşarak elde etmiştir. TİS sürecine hazırlığa bu bakış açısı yön vermeli, fiili meşru zeminde kararlı bir mücadeleyi yükseltmek için tabandan örgütlenerek harekete geçilmelidir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 12 Temmuz 2021
  • 13:43

2021-2023 MESS Grup TİS’leri Eylül ayında başlıyor. Çoğu temel metal fabrikalarında çalışan yaklaşık 130 bin metal işçisini doğrudan, milyonlarca metal işçisini ise dolaylı etkileyecek TİS sürecinin, sınıfa dönük saldırıların kapsamı düşünüldüğünde, önemi daha da artmaktadır.

Tüm dünyayı etkisine alan pandemi, Türkiye’de yaşanan ekonomik krizi daha da derinleştirmiştir. İşçi sınıfı bu süreçte çarkların dönmesi pahasına hem hayatından olmuş hem de daha fazla yoksullaşmıştır. Kapitalistlerin karları uğruna üretim kesintisiz sürmüş, kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin gibi uygulamalar ise karlarına kar katmaları için bir fırsat olmuştur. İSİG verilerine göre en az 900 işçi Kovid-19’dan yaşamını yitirirken, çok sayıda işçi işini kaybetmiş ya da daha ağır koşullarda çalışmak zorunda kalmıştır.

***

Metal işkolunda sermaye cephesine bakıldığında, pandeminin ilk döneminde üretim yavaşlasa da, sonraki aylarda artarak devam etmiştir. Öyle ki metal işkolundaki kapitalistler 2020’yi karlarını artırarak kapatmıştır. Örneğin Renault Grup’un faaliyet karı 866 milyon Euro, Tofaş’ın 2020 yılındaki net karı ise 1,78 milyar TL’dir. Ford Otosan pandemide yüzde 111 oranında kar elde ederken, üretim rekorları kıran Arçelik karını iki katına çıkartmıştır. Alman sermayesi B/S/H, 2019 yılında karını bir önceki yıla göre yüzde 240 artırırken, 2020 yılında bunun üstüne yüzde 41 daha fazla kar etmiştir.

İSO’nun açıkladığı rakamlara göre, 201’i metal sektöründe olan 500 büyük sanayi kuruluşunun vergi öncesi net karları 2019’a göre yüzde 90 artarken, işçilerin ücretleri sadece yüzde 10 artmıştır. Bu verilere otomotiv sektörünün ihracat rakamları, üretim rekorlarını da eklendiğinde, metal sermayesinin karlarını nasıl katladığı görülmektedir. Bunun gerisinde, elverişli kredi koşulları, teşvikler, azalan işçi maliyetleri (kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin vb.) vardır.

İşçiler cephesinde ise durum tam tersidir. Artan enflasyon, düşen alım gücü, çalışma koşullarının ağırlaşması bu dönem öne çıkan sorunlar olarak metal işçisinin karşısında durmaktadır. Asgari ücret şimdiden açlık sınırının altına düşmüştür ve metal işçisinin büyük bir çoğunluğu asgari ücret seviyesinde maaş almaktadır.

***

Kriz ve salgının faturasıyla birlikte ekonomik ve sosyal haklar tırpanlandığı, çalışma ve yaşam koşullarının daha da ağırlaştığı bir dönemde MESS Grup TİS’leri başlayacak. Metal işçisi, bu süreçten kazanımla çıkabilmek için, metal sermayesini temsilen MESS, sermaye devleti ve sendikal bürokrasiyi karşısına alan, fiili meşru bir mücadele hattı izlemeli ve tabandan birliğini sağlamalıdır.

Henüz taslaklar açıklanmadı. Türk Metal’in anketleri, Birleşik Metal’in toplantıları sürüyor. Çelik-İş ise her zamanki gibi sessizliğini koruyor. MESS de süreçli ilgili bir açıklama yapmış değil. Ama geçmiş TİS süreçlerinde sermaye sınıfının, devletin ve sendikal bürokrasinin tutumları bu TİS sürecinde de yaşanacakların habercisidir. MESS, açıklanan karlara ve büyüme oranlarına rağmen, kriz ve salgın edebiyatıyla üç yıllık sözleşmeyi, esnek ve kuralsız çalışma maddelerini ve gerçeği yansıtmayan enflasyon oranında ücret zamlarını dayatacak, yanı sıra işsizlik sopasını gösterecektir. AKP-MHP iktidarı pandemi ve kriz sürecindeki baskı ve yasakları arttırarak metal işçisinin karşısına çıkacaktır. Grev yasaklarını, Yüksek Hakem Kurulunu devreye sokmaya hazırdır.

Sendikaların tablosuna gelince... Sendikal bürokrasinin sınıf hareketi üzerindeki dizginleyici rolü, pandemi ve kriz sürecinde yeni bir boyut kazanmıştır. Türk Metal salgının faturasının işçilere kesilmesine ön ayak olmuştur. İşçilerin emeklilik primlerinin kesilmesine göz yummuş, işsizlik fonunun yağmalanmasına onay vermiştir. Fabrikalarda yoğunlaşan sömürüye karşı çıkan işçileri salgın ve kriz bahanesi ile susturma ya da tecrit etme yolunu tutmuştur. Çelik-İş de yetkili olduğu fabrikalarda Türk Metal’i aratmamıştır. Söylemleriyle kendini farklı göstermeye çalışan Birleşik Metal ise salgında yaşanan hak gasplarını sadece raporlaştırmakla yetinmiş, göstermelik eylemlerin ötesine geçmemiştir. Birleşik Metal’in bazı fabrikalarındaki anlamlı eylemler işçilerin inisiyatifle gerçekleşmiştir.

Her renk ve tondan sendikal bürokratik anlayış, metal işçisinin mücadelesinin önünde barikat işlevi görmektedir. Metal işçisi Eylül’de başlayacak Grup TİS sürecine bu gözle bakmalı, ihanet ve satışa izin vermemek için hazırlığa başlamalıdır.

***

TİS süreçleri sömürünün sınırlandırılması açısından önem taşımaktadır. Metal işçisi taleplerini bürokrasiye bırakmadan kendisi belirlemelidir. Burada ölçüt, MESS nezdinde sermayedarların ne kadar verebileceği değil, metal işçisinin yakıcı sorunları ve temel ihtiyaçları olmalıdır. Metal işçisi pandemi ve krizin faturasını ödemeyi reddetmeli, hak kayıplarını telafi etmeli, insanca çalışma ve yaşam koşullarını talep etmelidir.

Talepleri saptamak yeterli değildir. Bu talepleri kazanmak için, tüm işçileri sürecin parçası yapacak bir örgütlenme hattı izlenmelidir. “Söz, yetki, karar” hakkının işçilerde olduğu bir anlayışla hareket edilmeli, tabandan birlik sağlanmalı, bir an önce TİS komiteleri oluşturmalıdır. Sermaye devletinin MESS’le ortak hareket ettiği, geçmiş TİS süreçlerinde yasaklanan grevler ile YHK kararları unutulmamalıdır.

İşçi sınıfı ve onun bir parçası olarak metal işçisi bugüne kadarki tüm kazanımlarını zorlu mücadelelerle, sermayenin yasalarını ve yasaklarını aşarak elde etmiştir. TİS sürecine hazırlığa bu bakış açısı yön vermeli, fiili meşru zeminde kararlı bir mücadeleyi yükseltmek için tabandan örgütlenerek harekete geçilmelidir.