Türkiye kapitalizminin son 20 yıldır temsilcisi olan AKP, ülkeyi gözü dönmüş şekilde yağmalıyor. AKP, iş başına getirildiği andan itibaren özelleştirme politikalarını hızlandırarak kamuya ait yüzlerce fabrika ve tesisi kendine yakın sermaye gruplarına peşkeş çekti. Özelleştirecek fabrika ve tesisler kalmadığında ise doğal alanlar bir bir satıldı, satılmaya devam ediyor. Sermayedarlara satılan kıyılar, göller, nehirler, ormanlar geri dönüşsüz şekilde tahrip edilerek talan ediliyor.
Türkiye kapitalizmi, 1970’li yıllarda içine düştüğü ekonomik krizi özelleştirmelerle aşmaya çalıştı. Uluslararası ve işbirlikçi sermaye sınıfına yeni kâr alanları açmak amacıyla devreye sokulan özelleştirme politikalarının işçi sınıfına faturası ağır ve yıkıcı oldu. Kazanılmış haklara dönük sistematik saldırılar bir bir devreye sokuldu. AKP’li yıllarda zirve yapan özelleştirmeler eliyle yağma ve talan bugün gelinen aşamada boyutlanarak sürüyor.
Sermayeyi büyüten ekonomi politikaları ile ülkedeki mali krizi derinleştiren Erdoğan rejimi, kriz batağında adeta debeleniyor. Sağdan-soldan para dilenen Erdoğan, son olarak Körfez ülkelerinde sıcak para arayışından da eli boş döndü. Onlarca elektrik santrali, liman, tesis, işletme vb. çok sayıda kamu kuruluşunun özelleştirerek sermayedarlara servet aktaran Erdoğan rejimi, AKP’li belediyeler aracılığıyla gözünü emekçilerin tapulu arazisine dikti.
Başakşehir’de organize yağma
Borç içindeki AKP’li Başakşehir Belediyesi sık sık yağma ve yolsuzluk haberleri ile gündeme geliyor. CHP’li Özgür Karabat, geçtiğimiz hafta Başakşehir’deki organize yağmayı teşhir etti. Belediyenin sürekli arsa sattığı halde borç açığını kapatamadığını belirten Karabat, belediyenin Olimpiyat Stadı etrafındaki 520 bin metrekarelik 1.700 tapulu arsayı bakanlıklar iş birliği ile yok pahasına almak istediğini açıkladı. Tapulu arsa sahiplerini yıldırarak emekçilerin arsalarına adeta çöken Başakşehir Belediyesi imar izni olmayan bu arsaları düşük fiyattan alıp, sonra imarlı hale getirerek büyük rant sağlamayı istiyor. Üstelik yağmaya Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da tam destek veriyor.
Mafya şefi Peker’in ifşaatları ile son dönemde aşina olunan “mala çökme” zorbalığı, devletin tüm kurumlarına sirayet etmiş durumdadır. Uyguladığı politikalarla emekçilerin iliğini sömüren rejimin mafyatik karakteri Başakşehir’deki son gelişmelerle bir kez daha tüm çıplaklığıyla görünüyor.
Türkiye tarihindeki 70,8 milyar dolarlık özelleştirmenin 62,7 milyar dolarlık kısmı AKP tarafından yapıldı. İşçiler için dizginsiz bir sömürünün bir başka resmi olan bu rakamlarla övünen dinci-faşist rejim dur durak bilmiyor. Seçimlere hazırlanan, rüşvet ve sahte vaatlerin reklamları için harcayacak paraya ihtiyaç duyan gerici-faşist rejimin kamu kaynaklarından yağmalayacakları bir şey bırakmadılar. Hazinedeki 128 milyar doları da bin bir oyunla yağmalayan AKP iktidarı ihtiyaç duyduğu parayı emekçileri yıldırarak çöktüğü arsalardan sağlamaya hazırlanıyor. Bugün at koşturduğu Başakşehir Belediyesi’nde başlayan arsa satışının, diğer belediyelere de yayılacağı aşikardır.