IMF ve Dünya Bankası’nın hedefleri doğrultusunda hazırlanan reform paketleri Türkiye’de emeklilik hakkının sınırlandırılması, emekli maaşlarının düşürülmesi ve kademe getirilerek zorlaştırılmasını içeriyordu.
Başa geçen her sermaye hükümeti, işçi ve emekçiler için hak gaspları niteliğinde olan ve emperyalist merkezlerde planlanan bu reformları büyük bir kararlılıkla hayata geçirmeye çalıştı. 9 Eylül 1999’da çıkarılan 4447 Sayılı Kanun da bunlardan biriydi. Bu düzenlemeyle SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı mensupları için emeklilik koşullarının ağırlaştırılmasını içeriyordu. Bu kanun öncesinde, kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıllık sigorta süresi ve 5 bin prim işgünü emekli olabilmek için yeterliydi ve yaş şartı aranmıyordu.
4447 Sayılı Kanun ile 9 Eylül 1999 ve sonrasında ilk kez SSK’lı olanlar erkeklerde 60 yaş ve 7 bin prim işgünü, kadınlarda 58 yaş 7 bin prim işgünü şartı getirildi. Bununla birlikte yasa öncesi yani 8 Eylül 1999 ve öncesinde ilk kez sigortalı olanlar için de mevcut emeklilik koşulları ağırlaştırılmış oldu. Bu açıdan bugün kendilerine “emeklilikte yaşa takılanlar” denilen milyonlarca işçi, emekçi mağduriyet yaşadı. Sonrasında bilindiği gibi 2006’da sosyal güvenlik kurumları tek çatı altına birleştirilip 2008 yılında ise 5510 Sayılı Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle emeklilik için koşullar tekrar tekrar değiştirildi ve yaş şartı 65’e yükseltildi.
EYT’liler yaşadıkları mağduriyete karşı eylemler, mitingler örgütleyerek, dernekler kurarak mücadele yürüttü. Emeklilik koşullarında 1999'da yapılan değişikliğin geçmişe dönük uygulanmasına son verilmesini, yaş şartı aranmadan, sigortalılık süresi ve prim işgünü koşullarının tamamlanmasıyla emekli olma hakkını talep etti.
Nitekim, 1999 yılından beridir süren hak gaspı EYT’liler uzun soluklu mücadelenin sonucunda sermaye iktidarı adım atmaya zorladı. Dün “seçim kaybetsek de yokum” diyen Tayyip Erdoğan, “emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözme yoluna gidiyoruz” açıklaması yapmak zorunda kaldı ve 2 milyonu aşkın kişinin emeklilik hakkından yararlanacağını ifade etti.
Nisan 2022 verilerine göre, Türkiye’de, SGK kayıtlı 4A kapsamında 16 milyon 688 bin, 4B (Bağ-Kur) kapsamında 3 milyon 57 bin sigortalı bulunuyor. Toplam 19 milyon 744 bin sigortalıdan yaklaşık 5-6 milyonu EYT sorunu yaşıyor.
Sermayedarların, emekliliğe ayrılacaklar için kıdem tazminatı ödemelerinden duyduğu rahatsızlık bilinmektedir. Kendisini dayatan düzenlemeye karşı AKP ilk iş olarak bunun sermayeye yansımalarını değerlendirerek hızlı kredi fonu desteğini ilan etti. İktidar ve sermayedarların yük olarak gördüğü düzenleme ise hala yasalaşmadı ve haftalardır bekletiliyor ve EYT’liler oyalanıyor.
Cumhur İttifakı’nın seçim kozu, düzen muhalefetinin ise seçimi kazanmada istismar ettiği bir gündem olarak EYT, işçi, emekçiler cephesinden daha fazla kesimin sahiplenmesi ve mücadelenin devam ettirilmesi gereken bir gündem olarak yerini koruyor.