Medya şarlatanlığı ile yoksulluğu örtme çabası

Yoksullukla ilgili haberlerin arması, medyanın, yoksullaştıran düzene ve iktidarın politikalarına karşı olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersine, sorunu farklı şekillerde sunarak, esas gerçeği karartmak amacıyla yapılıyor yoksullukla ilgili haberler.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Ekim 2022
  • 19:00

Emperyalist/kapitalist sistemde yoksulluk ile zenginlik arasındaki uçurum sürekli derinleşiyor. Pandemi sürecinde bu hız daha da arttı. Emperyalistlerin kışkırttığı Ukrayna savaşında sonra ise, yoksul ülkelerde gıdaya erişimi sorunu büyüdü/büyüyor. Kapitalizmin krizine yeni boyutlar katan bu iki olay hem ülkeler hem sınıflar arasındaki eşitsizliği derinleştirdi, derinleştirmeye devam ediyor. Yoksullaşma kısmi bir refaha erişebilen emperyalist ülkelerdeki işçi ve emekçileri de girdabına almış durumda.

Sistemin yapısı gereği az sayıda kişinin elinde biriktirilen servetin devasa boyutlara ulaşması, ancak dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun yoksulluk hatta açlık sınırının altında yaşamasıyla mümkün oluyor. Yani zengin azınlığın servetini büyütmesi, ancak milyarlarca insanın ürettiği artı-değere el koyarak, bir başka ifadeyle değer üretenleri daha da yoksullaştırarak mümkün oluyor.  

***

Türkiye, sömürücü/asalak azınlık ile toplumun çoğunluğunu oluşturan işçiler/emekçiler arasındaki eşitsizliğin en çok derinleştiği ülkelerden biridir. Zira bir tarafta kapitalistlerin dinmek bilmez kâr hırsı, diğer tarafta tam bir yağma ve talan düzeni kuran AKP-MHP koalisyonun yönetici tabakasının sürekli zenginleşmesi sorunu var. Yani emekçiler üzerinde çifte sömürüye dayanan bir sistem kurdular. Bu sayede AKP şefi başta olmak üzere Saray rejiminden nemalanan bir yığın asalağın zenginleşmesinin faturası emekçilere ödetildi/ödetiliyor.

Bu kapitalist çarkın içinde ezilen insanların sayısını sürekli arttıran Saray rejimi, asgari ücreti açlık sınırının yaklaşık 2 bin TL’nın altına düşürerek, on milyonlarca insanı derin bir yoksulluğa mahkum etti. Bu yoksullaşmanın günlük yaşamın içinde farklı biçimlerde görülmesi kaçınılmazdır. Üstü örtülemez boyutlara vardığı için, nedensellikle bağını kopartarak sorunu topluma yansıtma işini sermaye medyası üstleniyor. Medya’nın %95’ten fazlasının Saray’dan beslendiği, dolayısıyla gazeteciliğin değil rejim için tetikçiliğin kural olduğu bir ortamda, bu şarlatanlık Saray medyasının resmi yayın çizgisi haline getirildi.

***

Yoksullukla ilgili çalışmalar yürüten Açık Alan Derneği’ne bağlı Derin Yoksulluk Ağı (DYA), yoksulluğun medyada nasıl göründüğüne dair bir rapor hazırladı. 2022 ocak ve ağustos aylarını kapsayan medyada yoksulluk gündemine ilişkin izleme raporu, yazılı ve dijital basında yer alan yoksulluk konulu 11.309 haber derlenerek hazırlandı.

Cumhuriyet com.tr’de yer alan haberde rapordan şu ifadeler aktarılıyor:

“Gündemin medya kanalları aracılığı ile ‘nasıl’ oluşturduğu, neyi merkeze aldığı incelendiğinde ekonomik göstergelere odaklı veya yoksul dışlayıcı ve suçlayıcı bir perspektifin çeşitli halleri ile haberlere işlediğini gözlemliyorduk. Hedef kitlesi değişse bile yazılı, basılı ve dijital medya kanalları okuyucularının algısı ve fikrini şekillendiriyor. Son yıllarda pandemi ve ekonomik krizin etkileri ile birlikte artan yoksulluk ve yoksullukla mücadele yöntemlerine dair yapılan haberlerin sayısı gittikçe arttı.”

Yoksullukla ilgili haberlerin arması, medyanın, yoksullaştıran düzene ve iktidarın politikalarına karşı olduğu anlamına gelmiyor. Tam tersine, sorunu farklı şekillerde sunarak, esas gerçeği karartmak amacıyla yapılıyor yoksullukla ilgili haberler.

Raporda, yoksulluk konulu haberlerin ‘romantize etme, acındırma, çarpıcılaştırma ve çarpıtma’ şeklinde hazırlandığı saptanıyor ve şu yorumlar yapılıyor: Yoksulluk haberi yapılırken konuyu romantize etmek gerçekliğin üstünü örtüyor. Acındıran bir üslup ise kişilerin talihsizliği ve güçsüzlüğü mazeret gösterilerek gerçek sebepler gizleniyor. Haberi çarpıcı şekilde veren üslup okuyucuyu soruna karşı duyarsızlaştırıyor.

Görüldüğü üzere yoksulluk haberlerinin veriliş biçimlerinin tümü gerçek nedenlerin üstünü karartmak, toplumda çarpık bir algı yaratmak, emekçileri yoksullaştıran sermaye sınıfını ve onun adına ülkeyi yöneten yozlaşmış siyasi tabakayı aklamak için yapılıyor. Bu haberler toplumun belli bir kesiminde çarpık algılar yaratabilir ancak medya şarlatanlığıyla yoksulluğun üstü örtülemez.