AKP-Erdoğan iktidarı, pandemi döneminde çaresizlik içinde debelenen bir yönetim pratiği sergileyerek, epeyce kan kaybetti. AKP’nin tek başına iktidar olduğu dönem, tarihe yoksulluğun derinleştiği, toplum sağlığının hiçe sayıldığı, işçi ve emekçilerin açlığa mahkum edildikleri, Erdoğan ve avenelerinin ise saraylarda lüks ve sefahat sürdükleri, gerici-faşist iktidarın baskı ve zorbalıkla, tehdit, şantaj ve yalanlarla ayakta kalmaya çalıştığı bir zaman dilimi olarak kayıtlara geçti, geçiyor.
Kayıtlar bu kadarla bitmiyor. Tüm bunlara, en tepeden başlayarak iğrenç bir mafyalaşmanın, çeteleşmenin yaşandığı gerçeği ekleniyor. Ülkenin cumhurbaşkanından içişleri bakanına, emniyet ve askeri bürokratlarından yargı mensuplarına, iktidar partisindekilerin tüm aile çevrelerinden iş insanlarına kadar uzanan bir cenahta “oluk oluk” irin ve pislik akıyor. AKP’nin elinin değdiği her iş ve ilişkinin altından yolsuzluk, kara para, görevi kötüye kullanma, “mala çökme”, yasadışı tahsilat, rüşvet ve şantaj çıkıyor. Sadece küçük bir kısmının ifşa edildiği söylenen çirkef, şefinden mahalle komisyonundaki militanına kadar AKP’nin kopkoyu bir karanlığa batmış olduğunu tescilliyor.
Tablo AKP için de Erdoğan için de hiç iç açıcı görünmüyor. Peker’in açıklamaları devam ederken, dolar rekor seviyelere tırmanıyor. Bir kapanma aldatmacasından sonra yine turizm sektörünün kasaları uğruna işçi ve emekçilerin hayatları hiçe sayılıyor. Bu arada günü kurtarmak için aralıksız manipülasyon ve şovlar devam ediyor.
Umut tacirliği ile gündem değiştirmeye çalışan Erdoğan’ın yeni “müjde”si bir kez daha doğalgaz oldu. Öncekinde damadın olmayan itibarını kurtarmaya çalışmıştı. Bu kez kendi itibarı için “müjde” veriyor. Gelecek kuşaklar kirli ve kanlı ilişkilerle kayıtlara geçen AKP iktidar dönemine lanet yağdırırken, Erdoğan’ın bu sonuçsuz müjde girişimlerine de kahkahalara güleceklerdir. Zira artık bayat balık kokusu veren doğalgaz müjdelerini yandaş basın dışında ciddiye alan yok.
Bu kaçıncı müjde?
2002’de koltuğa oturan Erdoğan, bu koltuğun nimetlerini tepe tepe yediği süreç içerisinde en az 11 kere gaz müjdesi verdi. İlk müjdenin geldiği 2004 yılından bu yana, doğalgaza ve enerjiye yapılan zamların haddi hesabı yok. 21 Ağustos 2020’de Karadeniz’de damat ile yapılan şovun ardından 10 ay içerisinde enerji faturaları %25’lik zammı gördü, doğalgaza 6 defa zam yapıldı. İlginçtir ki, tüm müjdeler seçim süreçlerinin öncesinde ve AKP’nin nefes almaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda geldi. Toplumu kandırırken kendileri için “Yola devam” gazı olarak bu müjdelere dört elle sarıldılar. İşte birkaç gazete başlığı ve açıklama ile AKP’nin müjdeleri:
- 9 Eylül 2004, Hürriyet: “Akçakoca’da doğalgaz bulundu.”
- 26 Kasım 2006, DHA: “Akçakoca’da doğalgazdan sonra petrol umudu.”
- 20 Mayıs 2007, AA: “Karadeniz doğal gazı devreye girdi.”
- 26 Ağustos 2007, Sabah: “Karadeniz’de petrol ağa takıldı.”
- 15 Mayıs 2009, Sabah: “Sakarya’da doğalgaz bulundu.”
- 17 Haziran 2010, AA: “Yeni doğalgaz rezervi bulundu.”
- 29 Mart 2011, AA: “TPAO’dan sevindiren Akçakoca açıklaması.”
- 25 Ağustos 2012, Bakan Yıldız: “Petrol bulduk ama çıkaramıyoruz.”
- 29 Haziran 2020, Bakan Dönmez: “Akçakoca’da bir doğalgaz keşfi oldu.”
- 21 Ağustos 2020, Sabah: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan SON DAKİKA müjde açıklaması geldi! ‘Karadeniz’de doğalgaz keşfettik’”
4 Haziran 2021 / A Haber: “Başkan Erdoğan’ın doğalgaz müjdesi sevinçle karşılandı.”
Kandırmaya doyamadılar
Erdoğan, toplumun gözlerinin içine baka baka yalan söylemekte eriştikleri ustalık mertebesinin hakkını vermeye devam ediyor. Nedir ki uzmanlar, son müjdesini verdiği Zonguldak’ta “rezerv” keşfettiklerini açıklayan Erdoğan’ın sözlerinin gerçekleri yansıtmadığını dilendiriyorlar. Açılan iki kuyu ile rezerv keşfinin yapılamayacağının bilimsel bir gerçek olduğu, Erdoğan’ın sözlerini belgeleyebilecek herhangi teknik bir belgenin bulunmadığı belirtiliyor. Karadeniz’deki gelişmelerin en iyi ihtimalle birer bulgu olduğu söyleniyor.
Erdoğan ise, gerçekleri tersyüz ederek, kendi bildiğini okuyor her zamanki gibi. Zira o ve avenelerinin kitabında yalan, baskı, zor vb. yöntemler olağan işler sayılıyor. Çökmüş ekonominin enkazını taşıttığı işçi ve emekçilere bu içi boş müjdeler ile 2023 yılını işaret ediyor Erdoğan. 2023 hedeflerine yalanlarla, tehditlerle ulaşmanın peşinde. Bu hedeflere ulaşmak artık Erdoğan için ölüm kalım meselesine dönüşmüş bulunuyor. Zira iktidarın nimetlerinden vazgeçmenin vereceği acı kadar, ortaya saçılan pisliklerin hesabını vermenin korkusu da Erdoğan’ın yakasına yapışmış durumda. Helallik isteyen Erdoğan’ın kaçmaya çalıştığı son ise her geçen gün daha da yaklaşıyor.
Gelecek ellerimizde!
Erdoğan son nefeslerini verirken, kitleler de pek çok mecradan artık müjde istemediklerini ifade ettiler. Müjde yerine en temel demokratik haklar, en temel insani ihtiyaçlarla ilgili talepler yükseltildi. Listenin başında kadınların cinayetlere kurban gitmediği, insanca yaşamaya yetecek bir ücretin alındığı, yoksulluğun ve yolsuzluğun son bulduğu günlere özlem geliyor. Kitleler AKP’li yıllarda iyiden iyiye unutulan özgürlük, eşitlik, adalet ve huzur istiyorlar artık.
Ancak unutulmamalı ki bu değerleri gasp eden, tek başına AKP değildi. AKP diğer hükümetlerden ve düzen partilerinden olsa olsa -kendi deyimi ile- bu işi ustalıkla yapmış olması ile ayrışabilir ancak. Tarih AKP’nin acıklı çöküşünün yanı sıra, özgürlük ve eşitliğin de yine her zaman olduğu gibi işçi ve emekçilerin onurlu mücadelesi ile elde edildiğini yazacak. AKP’nin çete-mafya düzenine, muktedirlerin müjde adı altındaki yalanlarına karşı verilen mücadele, onların temsil ettikleri kapitalist sistemin temellerine yönelmezse eğer, tarihin sayfaları AKP’nin yerine başka zalimyenih icraatlarıyla dolacak. İnsanın insan tarafından sömürülmediği, çocukların kırmızı elmalar gibi güldüğü günlerin yazılacağı daha aydınlık sayfalar çevirmek ise işçi ve emekçilerin kendi ellerinde...