Dünyada çocuk haklarına dikkat çekmek amacıyla, her yıl 20 Kasım, Dünya Çocuk Günü olarak kutlanıyor. Bu kutlama, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin (ÇHDS) kabul edildiği 20 Kasım 1989’dan beri gerçekleştiriliyor.
ÇHDS’yi imzalayan Birleşmiş Milletler (BM), 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe koydu. Sözleşmede 4 temel ilke yer aldı: 1-Ayrım gözetmeme, 2-Çocuğun yüksek yararı, 3-Yaşama ve gelişme hakkı, 4-Katılım hakkı. Sözleşmeye Türkiye de dahil toplam 196 ülke taraf oldu. Sözleşmenin imzalanması teorik açıdan bir kazanım gibi görünse de çürümüş kapitalist düzen çocuklara açlık, savaş, sefalet, istismar, sömürü, göç, ölüm gibi acılar dışında bir şey sunmadı. Dünya üzerinde milyonlarca çocuk yaşam, beslenme, barınma, sağlık, eğitim gibi en temel haklarından mahrum bırakılmış, azgın sömürü çarklarında öğütülmektedir.
Türkiye’de ise sömürü ve yoksulluğa ek olarak gerici-faşist iktidarın politikaları ile doğrudan işçilik ve evlilik adı altında tecavüze maruz bırakılan çocuklar, dolaylı olarak da türlü kötülüklerin girdabına itilmektedir.
Yüzlerce çocuk hapishanelerde
Türkiye’de 0-6 yaş arası çocuklar, annelerinin tutuklu yargılanmasından dolayı hapiste yatarken, 12-18 yaş arası çocuklar ise kendileri yargılandığı zindanlara kapatılıyor.
Hapishanelerde çocuğun çocuk olmaktan gelen hakları ve ihtiyaçları hiçe sayılarak yapılan çok sayıda düzenleme bulunuyor. Bir yandan zihinsel, bilişsel ve fiziksel gelişimine uygun olmayan koşullarda yaşamaya mahkûm edilen bu çocuklar, öte yandan disiplin cezaları, çıplak arama, şiddet ve cinsel istismar ile de karşı karşıya kalıyorlar.
Adalet Bakanlığı'nın 2021 yılı verilerine göre Türkiye hapishanelerinde yaklaşık 345 çocuk, 780 de bebek anneleriyle birlikte cezaevinde tutuluyor.
10 çocuktan biri çocuk işçi
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ile Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) yayımlanan son raporlarına göre dünya genelinde en az 160 milyon çocuk işçi çalıştırılıyor. Neredeyse her 10 çocuktan birinin çocuk işçi olduğunu ifade eden raporlara göre önlem alınmadığı takdirde bu sayının 170 milyonu aşacağı belirtiliyor. Sarayın aparatı olan TÜİK verilerine göre ise kanunen yasak olmasına rağmen, Türkiye’de 14 yaş altı 146 bin çocuk çalıştırılıyor. İSİG Meclisi verilerine göre son 10 yılda 611 çocuk iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdi. Kapitalist devletlerin kendi raporlarında bile ortaya konan çocuk işçi gerçeği, burjuva yasaları dahi çiğneyen bu düzenin harcında çocukların kanı ve emeği olduğunu gözler önüne seriyor.
On binlerce “istismar” dosyası
İşçi-emekçileri kurulu düzene yedeklemek için aileyi "kutsayan" dinci-gerici AKP iktidarı döneminde çocuk istismarında dramatik bir artış yaşandı.
Ailenin sözde kutsanmasından verilen fetvalara, tarikat yurtlarından kuran kurslarına, okullarda dinci-gericilik propagandasının yaygınlaştırılmasına yaşamın her alanında dayatılan gerici politikalar sonucu binlerce çocuk istismara uğradı.
Failleri cezasız bırakan, tarikat ve cemaat yurtlarını koruyan Saray yargısının kendi verileri bile çarpıcıdır. Adalet Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre 2013-2020 yılları arasında “çocukların cinsel istismarı” başlığı altında toplam 143 bin 335 dosya incelendi.
Yargıya taşınmayan istismarların sayısı ise bilinmiyor. Öte yandan 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuğun doğum yaptığı ortaya çıktı.
İşçi çocukları yardıma muhtaç
Kapitalizmin derinleşen ekonomik krizi, işçi-emekçi çocuklarının beslenme başta olmak üzere temel ihtiyaçlara erişimini güçleştirdi. 2023 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nın “Çocuk” başlıklı bölümünde Şartlı Eğitim Yardımı’na yönelik veriler paylaşıldı. Programda, maddi imkânları kısıtlı ailelerin çocuklarına yönelik yardımlar yapıldığı belirtildi. Bu kapsamda Eylül 2022 itibarıyla 2 milyon 438 bin 865 çocuğun Şartlı Eğitim Yardımı’ndan yararlandırıldığı kaydedildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2021 yılı verilerine göre, ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan çocuk sayısı 150 bine dayandı. Ailesinin bakamadığı çocuk sayısı 2020’de 129 bin iken, 2021 yılında 141 bine yükseldi. 2022 yılında bu sayının katlanmış olma ihtimali yüksektir.
Son dönemde çocuklarda giderek yaygınlaşan kansızlık, gelişim yavaşlığı ve düşük kilo gibi sağlık problemlerindeki artış, ülkede yaşanan yoksulluğun açlık boyutuna ulaştığını gözler önüne seriyor.
İklim krizi de çocukları vurdu
Kapitalist dünyanın sebep olduğu iklim sorunları da en çok çocukları olumsuz etkiliyor. UNICEF’in paylaştığı bilgilere göre toplam 27 ülkede en az 27,2 milyon çocuk sel felaketlerinden etkilendi. Özellikle Çad, Gambiya, Pakistan ve Kuzeydoğu Bangladeş'te sellerden etkilenen çocuk sayısının 30 yılı aşkın bir süredir en yüksek seviyeye ulaştı. Daha çok iklim değişikliği sebebiyle gerçekleşen sel felaketlerinin, çocukların boğularak ölmeleri, sıtma ve kolera başta olmak üzere bulaşıcı hastalıkların yayılması, içme suyuna erişimin kısıtlanması, yetersiz beslenme, eğitimin kesintiye uğraması ve çocuklara yönelik şiddetin artması gibi birçok sorunu derinleştirdiği vurgulandı.
Yukarıdaki karanlık tabloyu hem yaratan hem daha da karartan kapitalist emperyalist sistemdir. Bu sistemin efendileri, yüz milyonlarca çocuk gözlerini dünyaya açlık ve yoksullukla açarken, küstahça bir sefahat içinde yaşıyorlar. Bu sisteme karşı kitlesel mücadele geliştirilmediği sürece, bu tablonun değişmesi yazık ki olası değil. İşçi sınıfıyla emekçilerin hem kedilerinin hem çocuklarının bugününü bir parça aydınlatabilmek ve geleceklerini kurtarabilmek için kapitalizme karşı sosyalizm mücadelesini yükseltmek dışında bir seçenekleri kalmamıştır.
K. Düşgör