AKP-MHP iktidarı işçileri daha ucuza çalıştırmak ve kapitalistlerin çıkarlarını korumak için bir dizi saldırıyı hayata geçiriyor. Kapitalistlerin çıkarlarını korumak için her yöntemi ve aracı kullanıyor. Eğitim alanında da kapitalist şirketlerle yapılan protokollerle meslek liseli öğrencileri ucuza çalıştırılıyor. Ayrıca öğrencilere emeğinin karşılığı olarak sadece asgari ücretin %30'u oranında ücret kamu kaynakları kullanılarak veriliyor. Böylelikle kapitalistlerin yararına uygulamalar hayata geçirilmiş oluyor.
Son iki yıl içinde meslek liselilerin ucuz iş gücü olarak kullanıldığına dair birçok veri gün yüzüne çıkmış durumda. Pandemi döneminin başından sonuna kadar meslek liseli öğrencilerin, okullar kapalıyken dahi atölyelerde maske ve dezenfektan üretimi gerçekleştirmesi bunun en göze çarpan örneğidir. Ayrıca son dönemde ekmek fabrikalarında ve okullara yapılacak kütüphanelerin malzemelerinin (masa, dolap, sandalye vb.) yapımında öğrencilerin çalıştırılması çocuk işçiliğin getirildiği noktayı gözler önüne sermektedir.
6 Ekim 2022 tarihinde MEB ve A101 kapitalisti arasında imzalanan protokol bu açıdan yeni bir gelişmedir ve bu örneklerin en güncel halidir. MEB ve A101 kapitalisti arasında imzalanan protokole göre: “Mesleki Eğitim Merkezi'ne (MESEM) kayıtlı öğrenciler, okulda olmaları gereken gün ve saatlerde A101 marketlerinde gidip çalışacak. Ayrıca öğrenciler hafatnın dört günü marketlerde çalıştırılırken sadece bir gün okulda eğitim alacaklar. MEB tarafından çırak öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u, kalfa öğrencilere ise asgari ücretin yüzde 50’si oranında ödeme yapılacak. Ayrıca A101 marketlerinde çalışan yetişkinlerin bir kısmı da MESEM’de gösterilecek ve asgari ücretin yarısı tutarında bir para bu çalışanlara MEB tarafından ödenecek."
İmzalanan protokol AKP-MHP iktidarının ve bakanlıkların kapitalist şirketleri korumak ve ucuz işçiliği yaygınlaştırmak için attığı yeni adımlardan yalnızca biridir. Ekonomik krizin derinleşen etkisinde altında kapitalist şirketlerin üzerindeki yükler hafifletilirken, krizin ağır faturası işçi, emekçi ve gençlerin omuzlarına bindirilmektedir. Bu protokol de krizin faturasının emekçilere ödetilmesinin yeni bir örneğidir sadece. Bu kapsamda MESEM aracılığıyla çalışan yetişkinler asgari ücretin yarı ücretine, MESEM'e kayıtlı öğrenciler de asgari ücretin %30'u oranında ücrete çocuk işçi olarak çalıştırılacaktır.
Yapılan bu protokoller ve anlaşmalar, her 12 Haziran’da “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü”nde çocuk işçiliği yasaklayacaklarını dillendiren kapitalist düzenin temsilcilerinin açıklamalarının birer yalan ibaret olduğunu ve emekçileri kandırmak amaçlı olduğu açıktır.
Zira kapitalist şirketlerin kârını düşenenler, şirketlerin mali yükünü kamu kaynakları aracılığıyla hafifletenler, yapılan protokollerle hem kendi iktidarlarını hem de kapitalist düzenin devamlılığını sağlamak istemektedirler. Kendi iktidarının devamlılığını düşünenler öğrencilerin geleceğini düşünmezler. Hatta yaptıkları protokollerle geleceklerini ve emeklerini gasp ederler.
Öğrencileri çocuk işçi olarak çalıştıran, işçileri ise sefalet ücretine mahkum edenlerin bu saldırılarına sessiz kalınamaz.
Çocuk işçiliği yaygınlaştıran ve milyonlarca işçinin emeğinin karşılığını vermeyen kapitalist düzene ve onların efendilerine karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmek dışında bir yol yoktur.