Gerici-faşist rejimin direniş korkusu

2013 Haziran’ında Gezi direnişi doğa talanına karşı verilen mücadeleyle başlamıştı. Sermaye için korkulu bir kabus olan sosyal patlama ihtimali bugün yine gerçekleşebilir ve AKP karşıtlığının ötesine geçebilir. Sermayenin korkularını gerçek kılmalıyız.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 18 Ağustos 2023
  • 08:00

Akbelen ormanları kömür madeni için katlediliyor. En azından şimdilik ağaç kesimi bitti. Yöre halkının nöbeti devam ettirmeleriyle beraber, Akbelen’e azımsanmayacak sayıda insan giderek nöbete katıldı. Antakya Dikmece’de zeytin ağaçları kesiliyor. Yöre halkının bu doğa katliamına karşıda direnişi var. Cudi’de önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da orman yakılıyor ve kesiliyor. Cudi özgülünde cılız da olsa önceki yıllara kıyasla daha fazla tepki var doğa katliamına karşı.

Bu tepkiler saldırıyı engelleyecek düzeyde olmasa bile çevre katliamına karşı azımsanmayacak bir direniş var. Bu direnişler birebir yaşam alanını koruma duyarlılığıyla buralarda yaşayan halkın dışında çevreci insanların katılımıyla gerçekleşiyor. Bu kadarla sınırlı olsa da direniş, faşist iktidara karşı siyasal bir nitelik taşıyor.

Çünkü faşist devletin baskısı ve zorbalığıyla gerçekleşebiliyor doğa katliamı. Bir ağacı korumak için insanların faşist saldırıyı, baskıyı göze alması gerekiyor. Ağaca sarılarak korumaya çalışan 80, 90 yaşında dedeler, nineler bile jandarmanın zoruyla “sökülüyor” oradan ve ağaçlara kıyılıyor. Faşizme karşı duruş, sermayeyi ve onun demir yumruğu AKP-MHP iktidarını potansiyel olarak korkutuyor.

Faşist saldırı şimdilik direnişçileri sindirme hedefiyle sınırlı

Faşist baskı GBT dayatması, gözaltı vb. biçimlerde sürüyor. Baskının niteliği şimdilik oradaki direnen kitleyi sindirmeye yönelik. Çıplak bir devlet terörü ise kısa süreli estiriliyor. Çünkü faşizme karşı küçük çaplı direniş, korkarak tetikte bekledikleri “sosyal patlamayı” gerçekleştirebilir. Derinleşen krizin emekçilere fatura edilmesi ve iktidarın sınır, ahlak tanımayan hırsızlığı emekçilerin sefalet koşullarını her geçen gün derinleştiriyor. AKP’ye oy verenler içerisinde verdiği oya pişman olanların sayısı artıyor. Bu yüzden çıplak devlet teröründen ziyade Akbelen’deki direnişçileri sindirmeye yönelik saldırılar uygulanıyor.

İçme ve kullanma suyu engellenmeye çalışıldı ilkin. Direnişçiler bu sorunu elbirliğiyle çözdüler. Son yaptırım seyyar tuvaletlerin engellenmesi oldu. Jandarmaların seyyar tuvaletleri etten duvarla “korumaya” çalıştığı traji komik görüntüler ortaya çıktı. Akıl almaz ahlaksız bir saldırı. Zorunlu en insani ihtiyacı bile baskı aracı haline getirmeye çalışıyorlar.

2013 Haziran’ında Gezi direnişi doğa talanına karşı verilen mücadeleyle başlamıştı. Sermaye için korkulu bir kabus olan sosyal patlama ihtimali bugün yine gerçekleşebilir ve AKP karşıtlığının ötesine geçebilir. Sermayenin korkularını gerçek kılmalıyız.

H. Ortakçı