Devrim davasının militan emektarı İmran Aydın kavgamızda yaşıyor!

Devrim davasının militan ruhlu emektarı İmran Aydın’ın katledilişinin 31. yılında, anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz...

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 03 Mart 2022
  • 08:00

Türkiye’de kapitalist gelişmenin hızlanmasıyla nicel olarak büyümeye başlayan işçi sınıfı 1960’lı yıllarda mücadelede de öne çıkmaya başladı. Sol hareketin de yükseldiği o dönemde Türkiye İşçi Partisi (TİP) kurulmuş, Türk-İş’ten ayrılan sendikalar DİSK’i kurmuş, gençlik hareketi Fikir Kulüpleri Federasyonu’nda (FKF) mücadeleye başlamış, sonrasında DEV-GENÇ yaratılmış ve ivme kazanan mücadelenin bağrından 71’in üç devrimci akımı çıkmıştır.

Atılan devrimci adımlar cüretkardı. Yükselen devrimci mücadeleye kinle yönelen sermaye devleti gerçekleştirdiği bir dizi saldırı ve katliamla mücadeleyi engellemeye çalıştı. Buna rağmen mücadele kendi emektar güçlerini yaratarak büyümeye devam etti.

12 Eylül 1980 askeri-faşist darbesi ile devlet vahşi bir topyekûn saldırı başlattı. Sendika ve devrimci hareketlerin büroları kapatıldı. İşçi sınıfının devrimci mücadeleyle buluşmasının önüne set çekildi. On binlerce devrimci tutuklandı, yüzlercesi işkencede, darağacında, sokakta katledildi. 12 Eylül’ün zor koşullarına karşın devrimci mücadelede inat eden ve devrim davasına sıkı sıkıya sarılanlar mücadelenin tohumlarını yeşertmeye devam ettiler.

İşte TDKP militanı olan İmran Aydın da bu zor koşullarda devrim idealini sınıfın bölüklerine taşıyan sayısız emektar devrimciden biriydi. Devrim davasına bağlılığın örnek temsilcisi ve devrimin emektarı olan İmran Aydın sermaye devletinin saldırısıyla gözaltına alındı ve 3 Mart 1991’de işkencede katledildi.

***

İmran Aydın emekçi bir ailenin çocuğu olarak 1963 yılında, Erzurum’da gözlerini dünyayı açtı. Erzurum’da ilkokul eğitimini tamamladıktan sonra okul yaşamını sonlandırarak, 14 yaşında Ankara sitelerde çalışmaya başladı. Erken yaşlarda tanıştığı emek sömürüsüne karşı mücadele yolunu tercih etti. 14 yaşında Genç İşçiler Birliği Derneği’nin saflarında mücadeleye katılan İmran, hızla mücadelenin ön saflarında yerini aldı.

İmran, Ankara sitelerde çalıştığı marangoz atölyelerinde emektar kimliği ve çalışkanlığı ile daha 16 yaşında kalfa konumuna yükselir. Gittiği her marangoz atölyesinde mücadeleyi anlatır, çırakları korur ve marangoz çıraklarının “Kıvırcık abi”si olur. 1978’in başlarında devrimci örgütlerle bağ kurarak mücadelesini örgütlü bir temele kavuşturur. İmran’ın örgütlü mücadeleye atıldığı dönemin hemen sonrasında 12 Eylül askeri-faşist darbesi gerçekleştirilir. Birçok devrimci hareket dağıtılır ve mücadele sekteye uğratılmak istenir. İmran ise darbe koşullarının zorluğuna ve karanlığına karşı direniş bayrağını yükseltenlerden biri olur.  

Örgütlerin dağıtıldığı, devrimden kaçışın yaygınlaştığı, örgütü ile bağlarının koptuğu bir evrede bile İmran sınıf mücadelesini geliştirmek için kolları sıvamaktan geri durmaz. 12 Eylül’ün zor koşulları altında çalıştığı atölyede grev örgütler ve 40 işçiyle birlikte gözaltına alınır, işkencelerden geçirilir. Sermaye devletinin azgın saldırısı İmran’da yılgınlığa yol açmak bir yana devrim mücadelesine olan bağlılığını daha da kuvvetlendirir.

Devrim davasına bağlılığı, inancı, kararlılığı yürüttüğü her çalışmada belirgin şekilde kendini gösterir. İmran’ın adına sitelerde, Zonguldak maden işçilerinin yürüyüşlerinde, işçi sınıfının yükselttiği her direnişte rastlanır.

Devrim mücadelesini geliştirmek uğruna soluksuz bir şekilde sürdürdüğü mücadele sermaye devletinin kolluk kuvvetlerini rahatsız eder. 1990 yılında hakkında arama kararı olan İmran bir yoldaşı ile birlikte Ankara Ulus’ta gözaltına alınır. Gözaltı boyunca yapılan işkenceler ile İmran’ın devrim davasına ihanet etmesi hedeflenir. İmran ise devrimci direngenliği ve ser verip sır vermeyen duruşu ile bir kez daha işkencecileri inlerinde bozguna uğratır.

İmran’ı konuşturmak ve kimliğini tespit etmek amacıyla 1 Mart 1991 günü kardeşi İmdat, o dönem Ankara’da vahşi işkencelerle anılan Derin Araştırma Laboratuvarı’na (DAL) getirilir. İmdat’ın tespit etmesine rağmen İmran kardeşini tanımadığını söyler ve üzerinde taşıdığı Hasan Taş isimli kimliği savunur. İmran’ın direngen tutumu karşısında yenik düşen işkenceci katil güruhu 3 Mart 1991 günü İmran’ı işkencede katleder.

İmran Aydın 12 Eylül’ün zor koşullarına karşı devrimci mücadelenin sürekliliğini devam ettirmek için fedakarca ve cüretli adımlar ile işçi sınıfının davasına emek harcayan, yiğit ve kararlı bir devrimci olarak düştü toprağa.

İmran ölümsüzler kervanına katılırken arkasında kalan yoldaşlarına ve devrimin yeni emektarlarına, leke sürülmeden, ısrarlı bir şekilde taşınan kızıl mücadele bayrağını miras bıraktı.

Devrim davası uğruna emek harcamış, bedel ödemiş nice yiğit devrimci ve İmran’ın bıraktığı onurlu mirasın taşıyıcısı, sınıfın, devrimin ve sosyalizmin bayrağını yükselten komünist partisidir. Gün işçi sınıfının direnişleriyle bahara yürüdüğümüz bu süreçte parti saflarında mücadeleye katılma günüdür.  

Devrim davasının militan ruhlu emektarı İmran Aydın’ın katledilişinin 31. yılında, anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz...

Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmezdir!

K. Sönmez